Bölüm SC0: Konu Ekip Değil

1 0 0
                                    

-Baba. Sana veda etmeye geldim.
Mahmut evinin önündeki tahta sandalyede oturuyordu.
-Hoş geldin, Sidartra. Neredeydin günlerdir?
Sidartra değişmişti. Saçlarını kazıtmış, üstünde incecik bir kıyafet vardı sadece. Yüzündeki sakin ifade, Boş Zihin'inin eseri değildi.
-Baba. Uzun zaman gelmeyeceğim artık. Anneme benim için endişelenmemesini söyle.
Mahmut oğlunun üstüne gitmeyecekti. Ne isterse yapabilirdi o. Ona güveniyordu.
-Her zaman bizim yanımıza dönebilirsin, oğlum. Kendine iyi bakacağına olan güvenimiz sonsuz, annenle.
-Teşekkür ederim.
Mahmut ayağa kalktı.
-Sana son kez sarılayım. Oğlum.
Ona sıkıca sarıldı.
-Kendine iyi bak. Bizi asla unutma, ne olursan ol.
Sidartra babasına baktı.
-Evet.
Uzaklaştı. Bu günden sonra yeniden doğmuştu o. Sidartra değildi adı artık. Tüm tanrı güçlerini bıraktı. Sadece kendisi, ve boş zihni vardı elinde. Sıfırdan başlamıştı hayata...
.......
-Artık arkadaşlarını çağırabilirsin, Sato. Sidartra'nın yanına git.
Sato, Mahmut'un omzuna dokundu. Tüm vücudunu kendi mavi alevleriyle yakmıştı. Artık acıya karşı hissizdi o günden beri.
-Tamam. Her şeyi bilmeleri gerek.
.......
Hüso ve Elise bir hafta sonra arkadaşlarının yanına döndüler. Tabii ki de bir haftada ne Boş Zihin'de ustalaştı ne de enerjisini uzaktan yayabilmeyi. Bir haftada olmazdı bu işler. Aklına harika bir büyü fikri de gelmişti halbuki. Büyülü bir ateş topu çağırıp enerjisini onun üzerinden yaymak istemişti. Böylelikle kendisi havasız yerde kalsa da bir yerlerde ateş yakabilirdi, hatta o topu uzaklara gönderip enerjisini oradan yayabilirdi. Ama büyü hakkında hiçbir şey bilmiyordu kendisi. Fakat bu haftada başarılı oldukları bir şey vardı. Elise'in o gizli gücünü çözmüşlerdi. Aslında ikisinin birliğinin gizli gücüydü bu. Şöyle ki, ne zaman Elise ve Hüso hem fiziksel hem duygusal yakın olurlarsa Hüso'nun enerjisi Elise'e geçiyordu. Elise de büyüsünü aktifleştirebiliyordu. Koskoca dünyadaki az büyü kaynaklarından biri olmuştu Elise! Bunu gizli tutmaları lazımdı. Onun büyüsü iyileştirme gibi şeyleri yapabiliyordu şimdilik. Henüz tam olarak çözemediler. Evergreen isimli büyü Hüso'nun yeşil alevlerini Elise'in büyüsüyle karıştırarak koruma ve hücre yenileme özelliğini kazanıyordu. Şimdilik buydu olay.
.......
Bir hafta sonra zepline döndüklerinde karşılarında tanıdık bir yüz vardı. Tabii Elise henüz tanışmamıştı bu ukala görünüşlü, rahat adamı. Üstsüz bir şekilde en rahat koltuğa gömülmüş duruyordu. Fakat Hüso'yu temkinli davranmaya iten bu adamın alışılmadık tavrıydı. Yüzundeki o kendini beğenmiş sırıtışı yoktu. Gözlerini korku salmak istercesine açmamıştı, her zaman yaptığı gibi değildi. Gözleri korku salıyordu, korku salmak istemek değildi bu. Kendiliğinden korku salıyordu. Ya da Hüso'ya öyle geliyor olabilirdi. Bu herifin davranması gerektiği gibi davranmaması esrarengizdi sadece. Hüso istemsizce yutkunup selamladı.
-Hızlı dönmüşsün, Sato.
Sato avcuna dayadığı başını kaldırdı hafifçe. Keskin bir bakış attı Hüso'ya. Sato'ydu değil mi bu? Neden gülmüyordu?
-Keriz herif... Neredesin günlerdir? Benimle gel, önemli.
Sato yavaşça ayağa kalktı. Elise'e de o korkunç bakışını atmıştı.
-Manitan da gelsin isterse. Gelin, ne kadar kişi gelirse o kadar iyi.
Hüso her zamanki gibi sert davranmayacaktı Sato'ya.
-Nereye götüreceksin bizi.
Bir anda odadaki zaman durdu. Onların konuşmasına dahil olan herkes, Leo, İbo, Yume, Zen, Nao, Elise... Hepsi dondular. Çünkü ağırlığı hissediyorlardı, kasveti duyuyorlardı. Sato ağır ağır yürüdü. Hüso'nun yüzünün dibine girdi.
-Durumun ciddiyetini anlamıyor musun?
Geri cevap vermedi Hüso. Vermemeliydi, durum ciddiydi.
-Tamam. Sen nereye istiyorsan geleceğim.
-...
Sato, İbo'nun gülümseyen suratını tuttu büyük eliyle.
-Sen de geleceksin, buranın taşaklısısın sonuçta.
İbo şok olmuş şekilde başıyla onayladı.
.......
Elise, Hüso, İbo, Nao ve Sato. Geldikleri yer Mahmut'un evi. Bu hepsini şaşırtmıştı.
-Getirdin mi arkadaşlarını? Oraya gideceğiz, Sato.
Mahmut kasvetli bir koruda, tahtadan bir evde kalıyordu. Evle aynı malzemeden bir sandalyeye oturmuştu, geldiklerinde de düşünceli gibiydi.
-Hüso, benim ekipteki herkesi yendiniz neredeyse. Lu Go Bonzu'yu Leo yendi. Oğlum gitti artık, sizinle ilgisi olduğunu varsayıyorum. Kagura da... öğreneceksiniz. Faye ve DaTa kendi hallerindeler artık. Geriye bir tek Stella kaldı. Ama, buraya sizi bunun için çağırmadım.
Hüso düşündü, Sidartra'yı kim yenmişti ki? Merak duygusunu yeni bir merak duygusuyla bastırmayı becerdi. Koskoca Mahmut çağırmıştı onları buraya ve konu ekibi değildi. Ayağa kalktı orta yaşlarındaki, tamamen sıradan görüntüsü olan adam.
-Benimle bir yere gelmenizi istiyorum. Birini görmenizi.
.......
Ölü ormana ulaştılar. Ne ağaç ne de bir ot vardı. Hiçbir yaşam belirtisi yoktu. Mahmut onları yaklaşmamaları için uyardı.
-Biraz bekleyin... Tamam. Gelin, ben durdurunca duracaksınız.
Biraz yürüdükten sonra kuru toprak üzerine oturmuş sarışın bir kadın gördüler. Üzerinde siyah ince bir elbise vardı sadece, saçları o kadar uzundu ki yerde sürünüyordu o otururken. Gelenleri fark edince başını çevirip arkasına baktı. Parlak mavi gözleri ortamın kasvetli havasını bozuyordu. Yüzünde üzgün bir ifade vardı, ağlıyordu hatta. Kaşları ve kirpikleri de sarıydı. Kadın Mahmut'u görünce gülümsedi. Mahmut diğerlerine durmalarını işaret ederek kadının yanına gitti.
-Bugün nasılsın?
-İyiyim hayatım. Hoşgeldin.
Mahmut'a uzun uzun sarıldı.
-Birilerini getirmişsin yanına. Bunlar o Hüso ve arkadaşları mı?
Mahmut gülümseyip kadının yanağına elini koydu.
-Evet. Artık her şeyi bilmek zorundalar. Bu çocuklar seni kurtaracaklar. Söz veriyorum sana.
Kadın hüzünle baktı. Mahmut kadının başını göğsüne yaslayıp teselli etmeye çalıştı onu.
-Merak etme, bana güven. Az kaldı, seni buradan çıkaracağım. Geri gitmem gerek. Görüşürüz, Uni.
Uni gülümseyerek Mahmut'u uğurladı. O gidince tekrar hüzünle bakmaya başladı.
.......
Mahmut çocukların yanına geri döndü. Onları kendi evine geri götürdü, burada her şeye açıklık getirecekti. Neden Pechvogles'i kurdu, neden onlar tamamen yenilince bu yeni ekibini kurdu, bu Uni dediği kadın da kim, Kızıl Monarch'la tüm bunların ne ilgisi var?

Battland Maceraları Vol. 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin