Gece herkes uyuyordu. Zula otomatik pilotta savaş meydanına gidiyordu. Nao gece düşüncelere dalıp uyuya kalmıştı fakat çok sık uyanıyordu. Kendini yetersiz buluyordu. Hüso'nun bir seneye öleceğini başından beri biliyordu aslında. Onun için hiçbir şey yapamıyor hatta daha sinirli davranıyordu. Yanındaki herkes dövüşebiliyordu ve yaşadıkları çoğu olay kavgalarla çözülüyordu. Nao rüya görmüştü. Rüyasında tek başınaydı. Yüzlerce Uni tarafından etrafı kuşatılmıştı. Onu kurtaracak ne Hüso, ne Yuki ne de Leo yoktu. Bütün Uni'ler Nao'ya tabancalarıyla ateş ettiler. Nao nefes nefese yatağından kalktı. Biraz Zula'nın üstüne çıkıp hava alacaktı. Yukardayken Blast'i gördü. Zula'nın üstünde uyumak yerine uçuyordu.
-Blast, senle ben aynıyız. İkimiz de bunlara ayak bağıyız.
Blast, Nao'yu dinlemiyormuş gibi yaptı. Zula'nın önüne geçti. İçinde tai topladı. Siyah pullarının arkasındaki kırmızı derisi parlak bir ışık yaydı. Işık Zula'yı aydınlattı. Sonra tekrar Zula'a paralel uçmaya devam etti. Nao, Blast'in demek istediklerini anlamıştı. Gülümsedi.
-Haklısın. Arada böyle saçmalarım. Yaşımdan dolayı. Hem, hem ben olmasam şimdi rahatça uyuyarak dövüşmeye gidebilirler miydi? Hım. Benim yardımlarımla aralarında iletişim kurabiliyorlar. Benim, yardımımla.
Nao sinirlendi.
-Uff! Yardımcı karakter olmak istemiyorum! Şimdi sinirimi şu motorla gelen kadınlardan çıkaracağım! O motoru süren kadının bakışlarına bak kendini dünya güzeli sanıyor!
Nao motora daha yakından baktı.
-Bir dakika, ne!? Bunlar Uni ve Polis Ordusu'nun Baş Komiser'i. Bizimle aynı yöne gidiyorlar.
Nao düşünmeye başladı.
-Etraflarında adamları yok gibi. Hm, bu savaşı başlamadan bitirebilir miyiz acaba?
Nao sanki çoktan amacına ulaşmış gibi sevinçle güldü.
-Blast, sonunda "O"nu kullanmamın vakti geldi! Gel benimle sen olmadan yapamam.
Blast, Nao'ya baktı.
-Onlar için endişelenme. Uçurumdan düşseler bile bir şey olmaz. Hem hemen geri döneceğiz.
Blast hala ikna olmamış gibiydi. Nao üzülmüştü.
-Heh, bir kere yardımcı karakter olmaktan çıkacak cesareti topladım, onda da sen bana engel oluyorsun.
Blast biraz düşündü. Sonra Nao'nun yanına uçtu. Nao, Blast daha suçlu hissetsin diye vazgeçmiş gibi yaptı.
-Artık isteğim kaçtı.
Blast, Zula'nın tam yanından uçmaya başladı. Nao rahatça onun üstüne binebilirdi.
-Tamam. Çok istiyorsan başka çarem yok.
Nao, Blast'in sırtına bindi. Sevinçliydi.
-Hadi Blast, uç! Hehe, ben geliyorum, yeni silahımla!
Nao, motora ve üstündeki Uni'ye ne yapacaktı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Battland Maceraları Vol. 2
AventuraBattland Maceraları'nı okumak için: https://www.wattpad.com/story/76321977-battland-maceralar%C4%B1 Her bölüm ortalama 300 kelimedir. Bu yer beklediklerinden çok daha farklıydı. Hem her yer, hem de hiçbir yere benziyordu. Büyük güçler ve tehlikeler...