Neo aşağı inmişti. Zen de ordaydı. Hüso ve Zen, Fervos öldüğü için şok altındalardı. Fervos gözlerini kocaman açmış Neo'ya bakıyordu. Bir anda sinirlendi.
-Şerefsiz orospu çocuğu!!! Seni keseceğim!
Neo zorla gözlerini kapayıp sırıttı. Böyle davranmalıydı.
-O zaman birkaç dövüş kazan da mağlubiyetin silinsin.
Zen tam sinirlenecekken Hüso onun omzundan tuttu. Hüso'nun suratında çok belirsiz bir ifade vardı. Sanki öfkesi kabuk bağlamıştı. Sakin gözüküyordu fakat her an patlayacak gibiydi.
-Zen, bu rozeti kesebilir misin?
Zen sinirlendi ve Hüso'ya bir bıçak darbesi vurdu.
-Kesemeyeceğim hiçbir şey yok!
Neo korku dolu bir yüz ifadesiyle Hüso'ya baktı. Zen'in Hüso'nun rozetini kesmesini engelleyememişti. Neo beklenmedik bir kırmızı alevli yumrukla tribünlerden hızla arenaya uçmuştu. Arenanın zeminine çarpmadan önce de yüzlerce mavi alev topu ona isabet etmişti.
-"Mühür, Seviye 2, Kırıl" BLAZE GUN, gan gan gan gan gan gan gan gan!!
Yere çarpmadan hemen önce de lavlı ve kızıl alevli patlama ile havaya uçmuştu.
-INFERNO BLASTER!!
Neo havadaydı. Bir anda kendisine yumruk atmak için uçan Hüso'yu gördü.
-AERO X!!
Hüso mührünü çoktan kırıp çok güçlü iki saldırı yapmıştı bile. Daha üç saniye olmuştu. Her şey çok hızlıydı. Hüso şimdi de hızla Neo'ya doğru uçuyordu. Neo'ya doğru uçtuğu süre boyunca bir sürü mavi alev topu fırlattı.
-BLAZE GUN, gan gan gan gan!!
Neo son anda düzgün düşünebilmeye başladı ve dövüşe bir el attı. Hüso çok hızlı geldiği için onu kontrol edebilecek bir küre yapamazdı. Bu yüzden kendini kontrol edebilecek bir küre oluşturdu. Kendisini hızla uçuruyordu ve Hüso'dan kaçırıyordu. Hüso yere toslamıştı. Sol elini mavi kora dönüştürdü. İşaret parmağını orta parmağından ayırdı ve selçe parmağını yüzük parmağından ayırdı. Sonra da yüzük ve orta parmağını birleştirdi. Sol eline topladığı bütün gücü aniden ateşledi.
-BLAZE IGNITER!!
Neo'yu vuramadı. Hüso büyü yapmaya başladı.
-"Kendi denetimim sadece benim için münasıptır. Süratı de benim denetimim altındadır." PANDEMIC ROSE!
Hüso yine hareketinin yönünü ve hızını değiştirebilen büyüyü yapmıştı. Aşırı yüksek bir hızda Neo'yu takip ediyordu. Neo ondan kaçmak için daha da hızlanmıştı. Hemen bir şeyler düşünmeliydi. Hüso'nun uçmak için kullandığı şey bir büyü olduğu için fizik kuralları resmen etki etmiyordu. Ne sürtünmeden yanıyordu ne de o kadar hızlı hareket ederken zor nefes alıyordu. Neo için bu durum geçerli değildi. Hüso büyüyü tutmak için çok fazla tai harcıyordu. Geçen sefer yumruğu atmak için kendini fırlattıktan sonra hemen büyüyü bozmuştu fakat şimdi uzun süreler boyunca kullanıyordu. Neo'nun işini çabucak bitirmek için acele ediyor gibiydi. Neo, Hüso büyüyü bozana kadar ondan kaçacaktı. Hüso'nun bilinçsizce saldırdığını düşünüyordu ama aslında Hüso onu köşeye sıkıştırmıştı. Hüso sırıttı.
-Yukarı bak Neo. Sonra uyarmadın deme.
Neo yukarı baktı fakat çok geçti. Çoktan Hüso'nun önceden kaçırdığı alevlere çarpıp hasar almıştı bile. Hüso büyüyü bozdu ve hemen yeni bir saldırı yapmaya hazırlandı. Bütün vücudu mavi kor haline gelmişti. Etraf çok soğuk olmuştu. Hüso bir anda patladı.
-BLAZE BLASTER!
Neo bu büyük mavi alev patlamasından kendini korumasına rağmen çok hasar almıştı. Hüso'nun etrafındaki hava donmuştu. Neo hemen o parçaları kontrol edip Hüso'ya saplamaya çalıştı fakat Hüso onları yaydığı ısı ile eritip yok etti. Hüso, Neo'nun iki kolundan da tutup sırıttı. Kendi kolunu Neo'nun koluna donmuş kızıl alevlerden yaptığı zincirler ile bağladı. Bu zincirler ikisine de acı veriyordu.
-Nasıl, acıtıyor değil mi?! Neo, aşağı gidene kadar seni iyice döveceğim!! Öldürmek yasak ama abim söyledi! Beğendin mi planımı?! Kontrol edemediğim enerjimi çabucak harcadım! Kontrol edebildiğim kısmı da hasar vermek yerine yön değiştirmeye kullandım! Şimdi çok yüksekteyiz! Silah olarak kullanabileceğin hiçbir şey yok! İkimizi de bağladım ve çok yakınız, yani beni yere çekersen sen de gelirsin, beni uzaya göndermeye çalışırsan sen de gidersin! Zincirlerim de kıramayacağın kadar sağlam, hasar versen de tamir ederim! Bu hızda aşağı düşerken ve ben seni döverken sadece bana etki edecek ince ayarlı saldırılar da yapamayacaksın! Şu an aşırı yüksekteyiz!! Senin beni hızla roketlediğin yerin çok daha üstü!
Neo korku ve sinir karışımı bir yüz ifadesiyle baktı.
-Hüso, tamam yenildim! Kabul ediyorum! Şehrim senin olsun!
Hüso delirmiş gibi sırıtıyordu. ve delirmiş gibi bir ses tonuyla konuşuyordu. Neo kendisi için değil Hüso için korkmuştu. Onu sakinleştirebilecek hiçbir şey yapamazdı. Hüso'nun istediği intikamdı. Neo bunu yapmak zorundaydı. Ama çabuk olmalıydı. Hüso'nun sonunun Fervos gibi olmasını istemiyordu.
-Hüso sen delirmişsin! Bana "onu" kullandırtma! Aşağı düzgünce inelim o zaman beni istediğin gibi döversin, söz veriyorum! Hüso, lütfen!!
-Ne oldu da şimdi abilik taslıyorsun!? Öyle bir şey yaparsam seni yenmiş sayılmam!
Neo durgun bir suratla ona mavi ve kızıl alevli yumruklar atan Hüso'ya baktı.
-Başka çare bırakmadın, Hüso.
Neo neredeyse bütün gücünü atmosferin tam sonunda bir metre çaplı küre oluşturmak için harcadı. Orada bir uydusu vardı. Uyduda Neo'ya özel olarak tasarlanmış bir silah vardı. Küre onu çekerek atmosfere soktu. Neo artık az tai harcayarak da o silahı Hüso'ya kadar getirebilirdi. Silah bir mızrak gibi gözüküyordu. Değişik bir metaldendi. Üstünde değişik bir alfabeyle yazılmış yazılar vardı. Sade bir tasarımı vardı. Bir metre boylu çubuğun ucunda uzun bir sivri yer vardı. Mızrak hızla Neo'nun ağzını burnunu kırmaya çalışan Hüso'nun kalbine saplandı. Daha da ileri gitmedi. Hüso'ya mor bir elektrik veriyordu. Hüso çığlık atmaya başladı. Zincirler kırıldı. Neo kendini ve Hüso'yu hızla yere götürdü. Mızrağın amacı Hüso'yu bayıltmaktı fakat Hüso bayılmıyordu. Neo yere yakınken hemen hakemleri çağırdı. Planı hakemlerine hemen Hüso'nun parçalanmış kalbini iyileştirtmekti. Hakemler hemen arenaya gelseler de hiç beklenmedik bir şey oldu.
-Daha değil, Neo!!! Senin ağzına sıçmadan olmaz!!
Hüso'dan birden beyaz alevler fışkırmaya başladı. Beyaz alevli bir patlama oldu. Neo ve hakemleri uzağa uçtular. Neo korku içinde bakıyordu. İşte bu sefer kendisi için korkmuştu. Kalbi parçalanan Hüso'ya neler olmuştu?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Battland Maceraları Vol. 2
MaceraBattland Maceraları'nı okumak için: https://www.wattpad.com/story/76321977-battland-maceralar%C4%B1 Her bölüm ortalama 300 kelimedir. Bu yer beklediklerinden çok daha farklıydı. Hem her yer, hem de hiçbir yere benziyordu. Büyük güçler ve tehlikeler...