Bölüm 66

1.1K 55 6
                                    

   Arabadan indim. Apartmana yürüdüm. Abay'ı yolcu etmiştik. Şimdi evdeyim. İçimde bi boşluk oldu. Daha dün gibi hatırlıyorum geleceklerini duyduğum zaman ona soğuk nevale dediğim günleri. Öyle olmuyor işte. İnsan insana alışıyor.Kafamı yastığa koyup tavana bakarak bunları düşünmeye devam ediyorum. Ama yine geri gelecek hem de Adalia ile. Ayrıca yarın bodrum yolcususun kızım keyfin yerine gelsin artık diye kendimi kandırıyorum. Bodrum deyince içimi bi heyecan doldurdu. Bavul işlemimi zaten tamamlamıştım. Yarın sabah 8 de yola çıkacağız. Yani Potanın oraya gideceğim. Nermin teyze kullanacak arabayı ama duruma göre Ali'de geçebilir. Tabi ehliyeti yok sanmıyorum . Bu gece uyuyabilecek miyim onu da bilmiyorum. Çok heyecan vericii!!!.

_________

   Her saat başı uyandığım için tabiki sabahta alarm çalmadan uyandım. Yüzümü yıkadım. Üstümü giyindim. İlk defa sabah erken kalkmaya bu kadar istekliydim. İçim içime sığmıyor. Yaşayacaklarımızın hayalini kuruyodum.

1 haftada olsa Ali ile ilk tatilimiz. Ve gerçekten çok mutluyum. Beni mutlu eden tek şey. Adeta dünyaya beni mutlu etmek için gelmiş olabilir. Saat 07.15 'te çıktım. Tabiki teyzemin ikazları, uyarıları eşliğinde. Öpüştük sarıldık .Dikkat etmeliymişim. Kendime mukayet olmalıymışım falan filan. Yerim onu. Potaya geldiğimde araba ordaydı. Şileye gittiğimiz araba evet. Ali'nin babası gelmeyecekti tabiki. Şirketten vakit kaldığı zamanlar geliyomuş ama onuda ben 1 hafta süresince görmem sanırım. Tabiki Günaydınlar eşliğinde arabaya biniyorum. Yani arkaya biniyorum. Alide önden kalkıp arka tarafa geçiyor. Canım ya.. Ne kadar düşünceli derken dizlerime yatıveriyor. Vay hain kostok. Bizde bi yarım saat Nermincimle sohbet ediyoruz. Sonra tak kulaklığı geçsin şu 10 saat ! Kulaklıkta The Cranberries- Shattered çalıyor. Kafamı cama yaslıyorum ama hala içimde bi kıpırtı var ve beni uyutmuyor. Yani şimdilik.

__________

     Yolu yarıladık sayılır. Bi benzincide mola verdik. İstanbul çıkışı bir yerde kahvaltı etmiştik zaten. Hemen çişe koştum tabi. Nermin teyzede geldi. Marketten abur cuburlar alındı. Yolluk amaçlı. Bu yol boyunca tabi ki uyudum. Ali mi ? Onu hiç sormayın dizlerimde keyfi rahat. Ama sıra bende deyip arabalara yerleştiğimizde bu sefer ben onun dizlerine yattım. Saçımı sevdi. Şevkat mi gösteriyordu.. Saçlarımla oynamaya devam etti. Tabi ki hoşuma gidiyordu. Burada ölebilirdim.

      Bodruma yaklaştığımızda çenelerimiz açılmıştı. Aldıklarımızdan atıştırmıştık. Radyo açılmıştı. Keyifli ve güzel bi yolculuktu. Ali ile yapılan bütün yolculuklar için aynı şeyi söyleyebilirim. Hedeflerden açıldı konu. İçimden ne kadar pofff  desem de cevap vermeye çalışıyordum... Hedeflerim belli değildi ki... Resmim iyiydi. Güzel sanatlar olurdu. Yada fikirlerim nasıl şekillenirse artık. Daha 10. sınıfa geçtim  bi durun. Ali'den bahsetti. Sayısalı iyi dedi. Bende biliyordum. Çok zeki bir çocuktu. Ya makine mühendisi yada tıp okuyacak dedi. Babası çok yönlendirmek istemiş. Ama Ali'nin kurulmuş bi işe oturma niyeti yok gibiydi. Benim böyle bir şansım olsa hiç kasmazdım. Kassam da bu geri zekalılıkla hangi üniversiteye girebilirdim ki. Öyle konuyu yuvarladım. Hedeflerim belli değildi zaten. Ali lafa atlayıp annesine sitem etti. Haklıydı. Tatile gireli 2 hafta olmuş kadın hedef soruyor. Serseriye mi bağlayalım illa kadın. İçimden atarımı yaptıktan sonra Saat 7'yi geçe bi yerde durduk. Daha doğrusu ben geldik sandım. Arabayı park edip restoranta doğru yürümeye başladık. Burası  rakı balık restoranıydı. Hemde deniz kenarında. Sandalyeler beyaza boyanmıştı. Masa açık mavi. Tam fotoğraflıktı. Dayım sağ olsun makine almıştı ama arabada kaldı. Gerçi çeksem görgüsüzlük gibi olacaktı. Her neyse daha iyi fotoğraflar çekebileceğim 1 haftaya sahiptim. Hepsi de Ali'yle... Girip bi masaya oturduktan sonra siparişlerimizi verdik tabi ki. Bir an önce açlıktan ölmemek için karnımı doyurmam lazımdı!

SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin