Bölüm 15

1.7K 69 7
                                    

 Perşembe günü yine hepimiz okul çıkışı potaya gittik. Dilara'da vardı tabi. Birbirimize hala ısınamadık ,bireysel olarak bile konuşmuyoruz. Yarın çocuklar Kadıköy'de bi cafe ayarlamak için görüşmeye gidecek. O zaman Ceyhun'un doğum günü için yer ve zaman belli olabilecek sanırım. O sıra kaç kişi çağrılacağından falan bahsediyorlardı. Ali İSE,

 ''Sen hiç internete girmiyor musun?'' diye konu açtı. Ben de bu sıralar pek giremediğimi söyledim. Galiba biraz teknoloji özürlüsüydüm ama tabi bundan bahsetmedim. Sonuç olarak sosyal aktiviteleri reelde gerçekleştirmek her zaman daha iyi değil midir? Sanalda çevre edinenler hep yalnız gelmiştir. Belkide yalnız olanlar sanaldan çevre ediniyodur... İnternet bağımlılığım olmadığı için aslında biraz şanslıyım. Belkide bilmiyorum ama lisede böyle bi çevre edinmem bile çok iyi bu yüzden internete bağımlı değilim sanırım. Reelde sürekli görüştüğün birileri varsa yapabileceğiniz aktiveteler çok.(üşenmiyorsan eğer) Ben arkadaşlıkları zor kuran biriyim ve oldukça çekingen bir tipim  var. Böyle bir ortama kapak attığım için kendimi şanslı bile hissedebilirim (arada istisnai vakalar oluyor) Ali beni facebook'tan eklediğinden ve benimse hala kabul etmediğimden bahsetti. Akşama girip kabul edeceğimi söyledim. O sıra Mehmet Dilara'yla uğraşıyordu ve Dilara sinirlenip Mehmet'e  bağırmaya başladı. Daha sonra ortamda bi sessizlik oldu hepimiz Mehmet'le Dilara'ya bakıyorduk. Dilara çantasını kaptı ve çekip gitti. Gamzeyle Sezen ne olduğunu anlamaya çalıştılar ve kız geleneklerinden birini uygulayıp arkasından gittiler. Ben Mehmet Ceyhun ve Ali potada kaldık. Mehmet bize şok olmuş gibi bakıyordu ve bu hali çok komikti. Bazen benimde sınırlarımı zorluyordu ama sanırım Dilara'dan böyle bir tepki de beklemiyordu. Bu yüzdendir ki suratındaki şaşkınlığı gizleyemiyordu. Çocuklar ne olduğunu sordu oda espri yaptığını ve bunu kaldıramadığını söyledi. Yaptığı belli ki kötü bir espriydi, ne esprisi yaptığını sorduğumuzda geçiştirdi ve Dilara'nın her zaman ki halleri dedi. Belli ki çocuklarda onun bu halini bildikleri için onu böyle kabullenmişlerdi. Daha sonra bizde dağıldık. Ali diğer yöne ben, Mehmet , Ceyhun'sa bizim sokağa doğru yollandık. Eve vardığımda direkt üstüme başımı değiştirip sofraya oturdum. Teyzemle yine normal hayatımıza az da olsa dönmüştük ama bir daha aramızda o gecenin muhabbeti olmadı. Yemekten sonra bilgisayarın başına oturdum biraz.  6 tane arkadaşlık isteği vardı. Ali'nin isteğini kabul ettim. Diğerleri de sınıftandı o kadar samimi olmasak da kabul ettim ve Ceyhun'dan da istek gelmişti. Kalbim yerinden fırlayacak şekilde isteği kabul ettim ve online olup olmadığına baktım. Online'dı ve bilgisayardan çıkmak hiç istemiyordum. Yazmasını bekledim ama 10 dakika geçmesine rağmen yazmadı. İçeri çantamı almaya gittim Elif hoca araştırmamız için bi konu vermişti ve derslerle alakam olmadığı için hiç değilse ödevleri yapmaya yeltendim. Çantamı alıp odama geldiğimde birinin yazdığını gördüm. Yine aynı heyecanla Ceyhun'un yazdığını düşünerek bilgisayara oturdum ve evet Ceyhun yazmıştı. Allah'ım şuan dünyanın en mutlu insanıydım herhalde diye düşündüm. ''Selam '' yazmıştı. Coolluğundan ödün vermiyordu. Bu arada ; ara sıra yabancı kelimeler kullanıyorum ama gençler arasında akım mı ,yoksa alışkanlık mı bilmiyorum, benimde ağzıma takıldı. Gerçi pek fazla kullandığım yabancı kelime yok ve bizim aramızda yadırganmıyor. Aslında dışarıdan bakılınca yadırganacak kelimeler ama kimsenin umru değil. Her neyse konumuza dönelim, Ceyhun'la konuşmaya başladık. Yarın Kadıköy'de bi iki yere bakıcağından bahsetti. Doğum günü saatini 6 gibi düşünmüştü. Tabi ben o sırada 6 gibi mi , akşam 6 mı yani ?  6 da başlıyorsa kaçta bitecek, teyzem hayatta izin vermez diye düşüncelere daldım... 

Ceyhunla konuşuyorduk ara ara teyzem odama girip meyve bırakıyordu saatin geç olduğunu ve artık yatmam gerektiğini söylüyordu. Bense o esnada konuşma ekranını saklıyordum. Oysa benim için sohbet o kadar tatlıydı ki yatmaya hiç niyetim yoktu. Daha sonraları saate baktığımda 12 olmuştu ve biz  hala Ceyhun'la konuşuyorduk. Normalde pek konuşmayan çocuk internette susmuyordu ama tabi bu benim hoşuma gidiyordu. Saat 12 'yi geçince bilgisayarı kapattım ve yattım...

SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin