Hikaye 9 (Genel)

2.2K 82 5
                                    

4. haftaya girmiş bulunmaktayız. Zaman ne çabuk geçiyor. Okula alıştım ve arkadaşlarımla daha samimiyim. Tabi bazı şeyler hala değişmedi. Geçen hafta Yaren'le buluştum.Sanırım arkadaşlıklarım pek sağlam değil. Araya mesafe girince, daha az vakit geçirince birbirimizden soğuduğumuzu fark ettim. Ben arayıp sormasam arayan yok. Çocukları da (ilk okul) buluşmaya çağırdık. 5 kişilik buluşma 2 kişiyle sonuçlandı. Her zaman görüşmediğimiz için bir hafta sonunu eski dostlara ayırmak bu kadar zor olmamalı.

Bence her arkadaşlık unutulur. Sadece buna meyilli olmak yeterli...Arkadaşlıkların ebedi olması için tek tarafın çabalaması yetmiyor. Çabalayan taraf benmişim gibi geliyor.

Melis'le sıra arkadaşlığımız normal ama Melis hala yapmacık. 1 ay öyle böyle geçmiş şimdi fark ediyorum. Ceyhun'la artık arada sırada da olsa laflıyoruz, gelişme var. Dilara denen kızın elinde olsa beni boğacak bir tipi var ve Ceyhun'la çıkmadıklarını biliyorum. Bu arada hala potaya gitmedim. Yarın teyzem geç gelecekmiş randevusu varmış. Aramızda uçurum mu var tam kestiremiyorum ama birbirimize şu sıralar pek vakit ayıramıyoruz.Birbirimize pek bir şeyde anlatmıyoruz. Yarın akşam ki randevusu da özel gibi. Her neyse.

Kendime söyleyemediğim gerçeklerin olması ne kötü. Kızlar çok duygusaldır ve erkeklerin duygusal bulmadığı çoğu şeyi yanlış anlar. Kızlar ince düşünür... İnce düşünmeye meyillidir. Bence bizler biraz safız. Değmeyecek şeylere haddinden fazla değer veriyoruz. Elimizde olan bazı şeylerin değerini kaybedince anlıyoruz. Ve bazende elimizdekine fazlaca değer verince kaybeden yine biz oluyoruz. Ne yapmamız gerektiğini bazen kestiremememiz çok normal çünkü karşı cinsi dengesiz buluyoruz. Değer verip, verdiğimiz değeri göstermeyerek, terazinin iki tarafını eşitlemeye çalışıyor ve bence doğru yaptığımızı kanıtlayacak hiç bir delilimiz olmadığını biliyor gibiyiz. Kaçan kovalanır durumuna inanıyoruz (inanılmayacak gibi değil) ama gün geliyor öyle seviyoruz ki kovalayan tarafın biz olduğunu fark etmemiz çok geç oluyor. Kaçan tarafın biz olduğu durumlarda var elbet. Çok kaçınca da arkaya dönüp baktığımızda kovalayanın artık orda olmadığını görüyoruz. Ya biz kaçarken aşırıya kaçmış oluyoruz yada kovalayanın yavşak olduğunu düşünüyoruz. Böyle şeyler aklımı kurcalıyor bu sıralar. Kızlar hızlı olgunlaşıyor. Erkeklerin bizim dilimizden anlaması için kırk fırın ekmek yemesi gerektiğine inanıyorum ama 20 fırın yemiş olanını bulunca da kaçırmamak akıllıca diye düşünüyorum çünkü bu devirde öylesini bile zor buluyoruz. Kabul etmeliyiz ki çok şey istiyoruz. Kızlar hayatının aşkını arıyor fakat erkeklerse sevdiği kızın aslında hayatının aşkı olduğunu anlamıyor...

SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin