Bölüm 41

410 22 1
                                    

Eve geldiğimizde çocuklarda hazırlanmıştı. Biz de biraz dinlendikten sonra dışarı çıktık. Ormanlık yola doğru yürüyorduk. Hava oldukça soğuktu . Elimi tutup cebine soktu. Çok düşünceli bi çocuk değil mi ? Evet evet öyle... Hafif yüksek yerlerden çıkmaya başladık. Yerler kuru yaprak doluydu. Her bastığımda hışırdıyorlardı. Çocuklar  şakalaşıp gülerken ben romantikliğin (kendimce) tadını çıkarmaya çalışıyordum. Tepelere çıktığımızı fark edince

''Geldiğimiz gibi eve dönebilecek miyiz?'' dedim. 

''Bilmiyorum ki ya ...'' deyip suratını yamulttu Ali. 

''Nasıl yaa?''

''Döneriz inşallah canım ya..'' dedi. Ve gülmeye başladı. Bende şakasından dolayı elimi çekip kolundan ittirdim. Ben ittirince oda kolumdan tutup beni iyice kendine çekip sarıldı. Daha sonra elini omzuma attı ve öyle yürümeye başladık. Ben yeter bu kadar dönelim diyordum ama kimse beni takmıyordu. Ali de daha gelmedik deyip duruyordu.En sonunda Ali'nin bizi getirmek istediği yere gelmiştik. Resmen uçurum kıyısındaydık ve Şile'nin sahil tarafını görebiliyorduk.. Burası gerçekten çok güzel bir yerdi. Gamze manzaranın fotoğrafını çekmeye başlamıştı bile.. Biz hem manzarının tadını çıkarıp hemde biraz soluklanıyorduk.. Bol bol fotoğraf çekildikten sonra dönüş vakti gelmişti...

    Eve vardığımızda resmen pestilimiz çıkmıştı. Sabah sabah yürüyüş fikrini akıllarına soktuğum için kendime lanet okumayı  bile düşündüm.. Ama sonuç olarak  değerdi.. Dinlendikten sonra çocuklarla Ali yukar ki odaya playstation oynamaya çıktılar. Yani ben o odada uyumuştum ama dikkatimi çekmemişti. Çocuğun burda bile yedek playstationu vardı... Bizde kızlarla kendimize nescafe yapıp mutfakta camekan kısmın dışına (bahçeye) çıktık. Sıcak kahvelerimizi yudumlarken temiz havayı içimize çektik. Tabiki bol bol dedikodu  yapmayı da ihmal etmedik. Gıybetin dibine vuruyorduk bildiğin.. Gamze hoşlandığı çocuktan bahsetti. Çocuk bizim okuldaymış ve 11. sınıfmış. Bende Ali'nin sınıfında olabileceğini söyledim. Gamze de sadece kantinde ve bahçede gördüğünü söyledi. Okulların başlamasına can atıyor arkadaş bu yüzden... O sıra telefonum çaldı. Masadaki telefonu aldığımda teyzemin aradığını gördüm.

''Canımm..' ' 1 gün görmeyince özlüyor insan teyzesini..

''Naber kuzu ?''

''İyidir teyzem senden ?''

''Bende... Ne var ne yok?''

''Her şey yolunda... Kızlarla kahve içiyoruz.''

''Çocuklar nerde?'' 

''Yukarıda ps oynuyolar. Sen de ne var ne yok ?''

''Hiç.. Seni merak ettim de bi arayıp sorayım dedim''

''Merak etme Berfincim bi yaramazlık yok.''

''Tamam canım . Dikkat ediyosun. Bir şey olursa arıyosun.''

''Tamaaammdıııır. Öptüüüm çook.''

   Telefonu kapattığımda kızlar tam gaz dedikoduya devam ediyorlardı. Bende çıkıp çocuklara bakmak istedim. Odada Mehmet ile Ceyhun  ^pes^ kapışıyorlardı. Ali de yatakta uzanıyordu. Ben gelince doğruldu ben de yanına oturdum. 

''Sen oynamıyo musun ? ''

''Profesyonel olduğum için yenenle kapışacağım güzelim '' deyip yandan yandan sırıttı. Ben de öyle . Elini belime atınca bende dönüp boynuna gömüldüm... (Boynuna gömüldüm deyince vakumlamıyordum sadece kokusunu içine çektim) Bir süre öyle huzurla kaldıktan sonra  ben aşağı kızların yanına indim.. Kızlar üşüyüp şöminenin yanına gelmişti bile.  Akşama mangal vardı. Bakalım çocuklar konuştukları kadar iyiler miydi ..?

SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin