Bölüm 29

1.4K 69 1
                                    

Bugün 5 te Ali gelecek.Teyzem yemekleri hazırlarken ben hala ne giyeceğimi düşünüyorum. Çok heyecanlıyım.  Ali benden daha heyecanlıdır herhalde. Dolap bana ben dolaba bakarken siyah uzun kollu kare  yaka dar bi bluzla yine siyah kotumu giymeye karar verdim. Saçlarımı maşa yaptım. Bu kadar süslenmem aşırı kaçabilirdi ama güzel görünmek için kendimi yırtıyordum. Gerçi Ali benim uykudan yeni kalkmış halimi bile görmüştü. Okuldaki dağınık hallerimi de görmüştü. Bazen aynanın karşısında Ali gibi bi çocuğun neden benim gibi birinden hoşlandığını merak ediyorum. İlgi çekici değildim ama bana güzel olduğumu söyleyip duruyordu. O beni öyle görüyordu. Okulda o kadar güzel kızlar vardı ve ben yanlarından bile geçmezken Ali bana güzel olduğumu söylüyordu. Gerçi bende Ali'yi dünyanın en yakışıklı erkeği olarak görmeye başlamıştım.İlk başlarda  ilgimi çekmeyen çocuğu şuan her kızdan kıskanıyordum. Sanırım sevince daha başka görüyorsun. Neyse bu düşüncelerden sıyrılıp aynada kendime baktım. Makyaj yapmadım. Çocuk evime geliyor ve ben boya küpüne dönmek istemedim. Gerçi abartılı makyaj yapmıyorum ama büyütmemek gerekir. Süslüye çıkmasın adım. Teyzem neler yapmış diye mutfağa yöneldim. Gözüme çikolatalı bi şey çarptı. Tatlıyı çok severdim ve nedense gözüme ilk o çarptı. Yeni bitirmişti. Profiterol yapmıştı.Çok severdim ama yemek için Ali'yi bekleyecektim. Teyzem beni şöyle bi süzdü. Bende tip tip bakıyordum. Tekrar bir şey demeden borcamda ki tatlıyı dolaba koydu. Bende ''Noldu beğenmedin mi ? '' dedim. Döndü tekrar baktı. Gülümsedi. Çok güzel olduğumu söyledi. Teyzem güzel olmasam bile güzelsin der. Herneyse mutfakta asılı olan saate baktım. Saat 16.15 'ti. Hemen sofraya tabağı çanağı taşımaya koyuldum. O sıra teyzemde üstünü değiştirmeye gitti. Masaya özeniyordum. Peçeteleri üçgen yapıp tabağın sağ tarafına koyuyor üstlerine sırasıyla çatal kaşık ve bıçağı koyuyordum. Neyse ki sofra işi tamamdı. Saat 4 buçuktu. Ben odama gidip bi kaç fıs parfüm sıkmayı ihmal etmedim. Bi kaç fıs derken şişenin yarısını boşaltmışım ki parfüm genzime kaçtı. Ben öksürürken kapı çaldı. Teyzem otomatiğe bastı. Ben öksüre öksüre kapıya yöneldim. Asansörün kapısı açıldı. Allah'ım kalbim sıkıştı galiba. O kadar öksürükten gözlerim yaşarmış bide. Bu çocuk niye bu kadar tatlı...

  Ali elindeki kutuyla içeri girdi. Oda benle parfüm konusunda yarışıyordu sanırım. Parfümüne bayılıyorum. Hemen elindeki kutuyu aldım. Onlar teyzemle tokalaşıp öpüşürken bende kutuyu mutfağa götürdüm. Kutuda tatlı kurabiyeler vardı sanırım aradan baktım.( Ne kadar meraklıyım rabbim..) O pastane kutularını açmakla uğraşmadım bende salona geçtim. Ali bana bakıp gülümsedi. Bende hemen onun olduğu koltuğun yanına oturdum. Teyzem sorularına başlamıştı bile. ''Annen ne iş yapıyor? , baban ne iş yapıyor? He siz şu çıkmaz sokakta oturuyorsunuz biliyorum orayı, Mehmet ve Ceyhun'la tanıştık seninle de tanışmak iyi oldu '' vs. gibi konuşmalar. Neyse ki sorgu , sual bitti ve teyzem misafirimizi Sofraya buyur etti. Yemeklerimizi yiyip bir yandan sohbet edip ara ara gülüşüyorduk. Ali , benim onlarda yemek yerken kasıldığım gibi değildi . Bu çocuk her konuda nasıl rahat davranabiliyordu hayrandım doğrusu. Yemeklerimizi bitirdikten sonra sofradan kalktık. Sofradakileri mutfağa taşırken Ali de bize yardım ediyordu. Gerçi bende onlarda öyle yapmıştım. Ali tatlı, sempatik ,yakışıklı ve bi o kadar da hamarattı. Tam hayalimdeki erkekti doğrusu. Koltuklara geçtiğimizde teyzem mutfakta tatlı servisiyle uğraşıyordu. Ali de öyle telefonunda bir şeylere bakıyordu. Ben de yanına oturup eğildim. Telefonunda birine mesaj yazıyordu.  Telefona baktığımı biliyordu çünkü neredeyse  eğilmekten çocuğun üstüne çıkmıştım. Telefona odaklanmayı bırakıp ona baktığımda oda bana baktı. sırıttım. Oda güldü. Benden gizlediği bir şey yoktu. Hiç bir zaman telefonunu karıştırmaya yeltenmedim.Oda yeltenmedi. Ama yan yanayken birimiz telefonla uğraşsak diğeri de ona sokulurdu. Teyzem tatlıları getirmişti bende çocuğa sokulmuş pozisyonumu değiştirdim. 

Tatlı yerken sohbet ettik. Saat 10'a geliyordu Ali kalktı. Her şey için teşekkür etti. Ay bide çok nazik... Teyzemle kapıda vedalaştılar. Bende Ali'yle aşağı ki kapıya indim. ''Beni eve bırakmayacak mısın ?'' deyip yandan yandan sırıttı. Bende '' İstersen arabamla bırakabilirim ama ehliyetim yok yakışıklı'' deyip güldüm. Kapıda bana sarıldı. Bu kapıda bir kere daha sarılmıştık. Kokusunu içime çektim. Nefesi içime çektikten sonra oda aynısını yaptı. Biz hala sarılık vaziyette duruyorduk. Sarılmayı bırakıp onu ittirmeye çalıştım. Hala kolları dolanık biçimde duruyordu. Ben ittirdikçe o dahada sıkıyordu. ''Biraz daha...'' dedi. Bu sefer bende ona kollarımı doladım.Biz böyle kapının önünde dururken apartman görevlisi Recep amca göründü. Ben hemen ittirip kollarından sıyrıldım. Recep amcaya da bir şey olmamış gibi ''iyi akşamlar'' dedim.Ali sırıttı. Giderken arkasından baktım. Biraz yürüyüp arkasını döndü ve el salladı. Ben de öyle..

SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin