Bölüm 90

1.1K 52 12
                                    

Herkes habere sevinmiş sırasıyla teyzem ve Serkan'ı tebrik ediyorlardı.

'' İşte bu çok iyi haber '' dedi dayım , bilindik kahkahasını atarak , ve devam etti,

'' Bunu kutlamalıyız ''  gözlerimi devirdiğimde Abay'la göz göze geldim.

'' İçimden bir ses kız olacağını söylüyor '' dedi Adalia.

O akşam şen şakrak gülüşmelerini ve sohbetlerini izledim. Heyecanlarına ortak oldum. Herkes gittiğinde nihayet yatağıma yatmıştım. Omuzlarımda ağırlık vardı sanki.Gözlerim ağırlamıştı. Sonrasını hatırlamıyorum..

Dersler, sınavlar, dönem ödevleri, performans ödevleri derken pestilim çıkmıştı. Notlar açıklanmış beklediğim kadar kötü gelmemişti. Veli toplantısı yapılmış, tabi ben kimseye haber vermemiştim. Ama Adalia dayıma söylediği için dayım öğretmenlerle birebir görüşüp, ben ve Abay hakkında da bilgi almıştı . Abay'ın son senesiydi. Dersleri ve  notları hakkında hiç sohbetimiz olmamıştı. Biz genelde daha boş konular konuştuğumuz için bu konulara fırsat gelmiyordu. Gerçi bir haftaya yakın hiç konuşmamıştık. Ne ben onlara gidiyor , ne de o bize geliyordu. Yarın Ali potada herkesle vedalaşacaktı. Amerika yolcusu kalmasın ! Gidip gitmemek arasında kararsızdım ama bu vedalaşmayı yapacaktım. Bir olayı, bir acıyı hafifletmek, bir yarayı iyileştirmek belki zaman istiyordu ama önemli olan tek nokta o kişiyi, o acıyı, o yarayı kafada bitirmekti. Bunu öğretmişti hayat. Yani öğrenmiş sayılmazdım ama böyle yapmaya çalışıyordum. İçim daha az acıyordu. Gideceğini bildiğim için bunu sindirmiştim. Yokluğunu ve bittiğimizi... Tamamen bittiğimizi.

Ertesi gün...

İşte potaya yürüyordum şimdi. Ellerim buz ,kalbimse deli gibi çarpıyordu. Ayaklarım titriyordu. Yapabilirdim. Üstesinden gelebilirdim. Bizimkileri görünce biraz daha heyecanlanmıştım. Derin bir nefes alıp onlara doğru yürümeye devam ettim. Beni gördüklerinde hafif bir gülümseme kondurdum yüzüme. Zoraki de olsa. Aslında kendimi yapmacık hissediyordum. Sezen ve Gamze'ye sarıldım. Ceyhun'a hafif gülümsememden yolladım. Mehmet yılışığı kolunu omzuma atmıştı bile. Ali'yi bekliyordu herkes dört gözle. Banka oturduk.

'' Heh işte Dilaralar da geliyor '' diyen Gamze'nin sesiyle irkildim. Arkamı döndüğüm de gözlerim yerinden çıkacakmış gibi oldu. Dilara ve Abay geliyordu. Elele... Dejavu olmuştum yine. Ceyhun'un doğum günü partisine Dilara ile gelişini hatırladım. Dumur olmuştum. Üzülmüş müydüm bu duruma ? Şaşırmış mıydım ? Kendime bile söyleyemiyordum aslında ama, en çokta kırılmıştım sanırım. O an Ceyhun'la göz göze geldik. İstemsizce utandım. Onun durumu daha kötüydü. Eski sevgilisiydi sonuçta. Yanımıza yaklaştıklarında Abay kızın elini bırakıp yan banklardan birine oturmuştu. İstifimi bozmamaya çalışıyordum. Söylenilenleri dinliyor ama pek fazla katılmıyordum. Aslında umursamamış gibi davranmak istiyordum fakat bunun için de rol yapacak gücü bulamıyordum. Neyse ki nihayet Ali gelmişti. Nihayet dediğime bakmayın. Herkes bana bakıyormuş gibi hissettiğimden kasılmıştım. Ali gelince bütün ilgi ona dağıldı.

'' Selam '' dedi hafif sırıtışıyla. Gülmesi bile beni eskilere götürüyordu. Mehmet'in kolu hala omzuma ağırlık yapıyordu.  Bi süre sohbet ettikten sonra caddedeki cafeye gitmeye karar verdiler. Bende onayladım. Ayaklanmış gidiyorken,

'' Çocuklar bizim işimiz var '' dedi Dilara.

'' Gelin işte çocuğun son günü '' dedi Mehmet ama kimse oralı olmadı. Ceyhun'da bu duruma sevinmişti zaten. Biz derken kendinden ve Abay'dan bahsediyordu sanırım. Orada Ali ile vedalaştıktan sonra gittiler.

Cafeye yerleşmiş biraz olsun ısınmıştık. İçeceklerimiz geldiğinde herkes koyu bir sohbet içindeydi.

'' İyi misin ? '' dedi Sezen.

SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin