Uyanış

1K 40 3
                                    

   Günler geçiyordu. Sabahları odamın kapısını bir kaç kere daha açık buldum. Bi gece teyzem geldi. Üstümü örttü. Sanırım o açık bırakıyor. O günden sonra Abay'la konuşmadım. Dayımlara gittik tabi ki. Adalia ile takıldım. Ve bilin bakalım bu akşam neler olacak. Evet dayımlar da yine yemekteyiz ama ağır misafirleri var. Manitası da gelecekmiş. Öğleden sonra tek başıma çıkıp biraz yürüdüm. Yorulunca da eve geçmeden direkt dayımlara geçtim. Akşama kadar Adalia ile sohbet ettik. Fotoğraflara baktık albümden. Albüme bakınca yine Ali geldi aklıma. Hiç bilgisayarı açmıyordum artık. Abay'ı umursamıyordum. Serkan'ı takmıyordum. Ne güzel hayat.. Akşam herkes toplaştıktan sonra sofraya oturduk . Tanışmalar gülüşmeler, samimiyetler, harika şeyler falan derken bu yapmacıklığa daha fazla dayanamadım ve yemekten sonra Adalia'nın odasına çekildim. Onlar terasta takılmaya devam etti. Böylelikle dayımın sevgilisini de aileye kabul ettiler , öyle bir samimiyet yani. Bu durumdan hoşnut olmayan Adalia da benle geldi. Biraz konuştuk onunla. Pek sıcak bakmıyordu tabi ki babasını annesinden başka biriyle paylaşmaya. Ama alışır. Ben nelere alıştım. Babasının mutluluğunu istediğinden bahsetti. Bazen ona kızdığını söyledi. Bende babası olduğu için ne kadar şanslı olduğunu hatırlattım. Daha sonra ondan rica edip bilgisayarı açtım.

Mesaj yoktu ama ana sayfada gördüğüm şey yetti. Ali bi fotoğrafta etiketlenmişti. Yeni sınıf arkadaşlarıyla. Okul bahçesiydi sanırım. Bilmiyorum belki de başka bir yer. Gülümsüyordu. Kızlı erkekli. Ne çabuk alışmıştı. Gözlerim doldu. Taştı. Aktı gitti. Kalbim yine yerinden çıkmak istiyordu. Dikkatlice yarım saat fotoğrafına baktım. Gülüşüne , gözlerine, boynuna. Dokunabildiğim her yerine baktım. Yanındaki kızlara, kızların güzelliğine. Sonra yatağa yüz üstü uzandım . Adalia yanımdaydı. Yutkundum. Hıçkırmamak için. Boğazım acıyordu. Sırtımı sıvazlayan eliyle beni teselli etmeye çalışıyordu kızcağız. Sonra odadan çıkıp beni yalnız bıraktı. Ağladım. Teselli edilecek ne yanım vardı ki. Bi süre sonra Abay'la döndü. Elinde Mavi ayıcığıyla. Ali'yle lunaparkta kazandığımız ayıcık. Bana uzattı.

'' Senin olsun'' dedi. Gözlerimi sildim. Kafamı salladım istemediğimi belirtir şekilde. Abay'da bilgisayara bakıyordu. Fotoğraf hala açıktı.

'' İstersen atabilirim '' dedi.

'' Gerek yok '' dedim.

Abay geldi yanıma oturdu. Kafamı kendi göğsüne çekip yasladı. Saçlarımı sevmeye başladı. Karşı cinse önem vermeyen, haftada bir sevgili değiştiren, daha doğrusu takıldığı kızlara sevgili bile demeyen, kimseye bağlanmayan biri aşk acısının ne olduğunu bilmeden nasıl teselli edebilirdi beni. Aşk acısını geçtim aşkın bile ne olduğundan haberi yoktu.

'' Geçecek '' dedi. '' Hepsi geçecek. ''

Bi süre sonra kendimi topladım. Onu da ittirdim.

'' Bana mecburiyetle sakın bi daha yaklaşma '' dedim. Bana iyilik yaptığı her an, beni teselli ettiği her durumda, buna kendini mecbur hissettiği için yapıyordu Abay. Ve her fırsatta bunu dile getiriyor getirmese bile bir şekilde acısını çıkartıp ima ediyordu. Kimseye ihticayım yok artık benim . Salona geçtiğimde teyzemler ayaklanmıştı bile. Bende hemen kendimi dışarı attım. Eve geldiğimde kendimi yorgun hissediyordum. Odama geçip üstümü değiştikten sonra kendimi yatağıma attım. Daha sonra Adalia'ya mesaj atıp hesabımdan çıkmayı unuttuğumu söyledim. Sonrada uyudum. 


Gece kapı gıcırtısına gözlerimi açtım. Biri odama giriyordu ve bu teyzem olmayacak kadar uzun biriydi. Aceleyle gözlerimi geri kapadım. Gelenin Serkan olduğundan emindim. Yaklaştığını hissediyordum. Kaskatı kesilmiştim. Bu saatte ne arıyordu burada. Aklımdan deli gibi sorular geçmeye başladı. Her gece bu psikopat benim odama mı geliyordu yoksa. Nefesini yakınımda hissettim. Gözlerimi kırpıştırdığımı anlamasın diye numaradan döndüm arkamı. Oda on saniye içinde çıktı gitti odamdan. O kadar çok korkmuştum ki. Ellerim buz kesmişti . Napıyordu bu adam. Ben kimlerle aynı evi paylaşıyordum.

SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin