Bölüm 129

591 35 9
                                    

(Öncelikle 8 Mart Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun. Kendine güvenen , ayakları yere sağlam basan, cefakar , emekçi , ezilmiş, yok sayılmış, hor görülmüş, şiddet görmüş bütün kadınlar için koşul fark etmeksizin,değer gördüğü , saygı duyulduğu, sevildiği, eşit olduğu daha iyi bir dünya diliyorum... Serin de onlardan biri. İyi okumalar diliyorum umarım beğenirsiniz. Müziği istediğiniz zaman açabilirsiniz.)

Saat gece 12'ye geliyordu. Özhan arabasını park ettikten sonra, Meltem Serin'in koluna girdi . Serin ayaklandığında karşısında bekleyen dayısına sarıldı. Sıkıca. İçi acıdan alev almıştı. İliklerine kadar yanıyordu.

'' Teşekkür ederim..'' diye fısıldadı. Özhan onu sıkıca sarmıştı. Sanki dışarıdan gelecek bütün kötülüklere karşı koruyabilmek için. Kendini suçlu hissediyordu. Bu kadar geç kalmış olmasına öfkeliydi. Serin'in o hali aklına geldikçe gözleri doldu. Ayakta durmakta zorlanan kızın başına bir öpücük kondurdu. Birlikte apartmana girdiler. Asansörde kesik kesik nefes alıyordu sanki Serin. Özhan ona dikkat kesildi. Ona baktıkça, Serkan'ın ona yaşattığı korkunç anları düşündü.

'' Serin ne yapmıştı ? Çırpınmış mıydı ? Gücü yeter miydi bu narin kızın o pisliğin kalıbına.. Bunları düşünüyordu Özhan. Bedeni gibi ruhu da ezildi Serin'in o gün. Serin başını kaldırıp Meltem'e baktı.

'' Teşekkür ederim..'' dedi ona da . Büyük bir felaketin eşiğinden almışlardı onu. Ona inanmayan, onu bataklığa çekenlerin arasından.

Eve girdiklerinde, Özhan ceketini çıkartıp gömleğin kollarını kıvırdı.

'' Siz geçin, hemen geliyorum...'' dedi. İçeri gidip küveti doldurdu ılık suyla. Çiçek kokulu şampuanları boşalttı. Serin huzur bulsun, arınsın istiyordu. O kötü hastane anılarından.. Onu dizginlemek için bağlamaya çalışanların dokunuşundan. Bağlandığı yatağın elem ve karanlık duygusundan. Hepsinden arınsın istiyordu.. En önemlisi.. O pisliğin dokunduğu her yer , yumuşak köpüklere bulansın, çiçek koksun istiyordu. Onun dokunup kanattığı, her dokunuşunda yarattığı yaralar çiçek açsın istiyordu. Küvet dolarken, oda bu düşünceleri akan suyla gönderdi.. Kötüleri gitsin, geriye sadece iyiler kalsın... Göz yaşları aka aka.. Koskoca adam, küvetin kenarına oturmuş, omuzları sarsıla sarsıla ağlıyordu.. Onun yaşadığı her kötü anı gözünde canlandırıyor, yüreğinin orta yerine bir kor düşüyordu. Suyu kapatıp kendine çeki düzen verip çıktı. Serin tekli koltukta öylece oturuyor, yere bakıyordu.

'' Gel bir tanem..'' dedi Özhan koluna girip. Melteme de kaş göz işareti yapıp çağırdı. Serin bol köpüklü küveti görünce gülümsedi. Ne kadar kötü şeyler yaşamış olsa da , o hayatı seven, hayatın ona verdiği güzelliklere gülümseyen bir kızdı. Şaşırdı.

'' Gireyim mi içine ? '' dedi dayısına çevirdi gözlerini.

'' Gir tabi. Senin için hazırladım bunu.. Beğendin mi ?''

'' Çok güzel kokuyor '' dedi. İçinde bir burukluk vardı. Hüzün doldu o an.

'' Ben arkamı dönüyorum. Bir yere gittiğim yok ama küçük hanım. İçine girdikten sonra haber ver dönerim..'' dedi dayısı ve devam etti,

''Meltem hanımda yardımcı olur sana..'' dedi. Kısa bir süre sonra köpüklerin içinde kayboldu Serin'in vücudu. Arkasına yaslanıp gözlerini yumdu. Meltem küvetin kenarında otururken, Özhan'da dönüp klozete oturdu.

'' İyi geldi mi ?'' dedi. Kafa salladı Serin. Bir süre gözlerini hiç açmadan durdu.

'' Sen..'' dedi uzun sessizliğin ardından gözlerini açıp, dayısına baktı.

SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin