Bölüm 33

1.3K 60 0
                                    

Eve geldiğimde sofrada bi tek  kuş sütü eksikti. Montumu çıkartıp salona oturdum. Teyzem harika görünüyordu fakat umursamazmış gibi davrandım. Saat 5'i geçiyordu zil çaldı. Eveet gelelim fasülyenin faydalarına. Ayaklanıp kapıya gittim. Teyzem kapıyı açmış kendine çeki düzen veriyordu. Hah! Teşrif ettiler kendileri. Uzun boylu , geniş omuzlu, saçlarında hafif kırlaşmalar olan bi tipti. Ellerinde çiçek vardı. Ay nasılda düşünceli... Teyzemi öptü. Ben tokalaşmaya bile yeltenmeyebilirdim ama bugünü iyi geçirirsem teyzemin Şile'ye gitmeme izin vereceğini düşünüyordum. Tokalaştık. Teyzem bizi tanıştırdı. Serkanmış adı. Ben surat asmıyordum ama çok ciddiydim. Biz salona geçip oturduk , teyzemde çiçekleri vazoya koymaya gitti. Adam benimle ilgili bazı şeyler öğrenmek için konu açtı. İşte '' kaça gidiyorsun ? , Dersler nasıl  ? , Buraya alışabilmiş miyim? '' bende sorduklarına gayet hoş bir şekilde cevap veriyordum. Daha sonra işte masalara geçip yemekleri yemeye koyulduk. Yemekler için teyzeme iltifat edip duruyordu. Acaba kendi karısı böyle güzel yemekler yapamıyor muydu? Elbetteki yapıyordur. Acaba çocuğu var mıydı? Ya varsa... Karşımda oturan kişiden iğreniyordum. O adam zamanında karısına söylediği lafları şuan teyzeme söylüyordu. Karısı aldatıldığını biliyor muydu ?  Onlar konuşuyorlarken ben yemeğe gömülmüştüm. Ne onlarla sohbet etmek istiyordum ne de  suratlarını görmek.Bana yönelttiği soruyla kendime geldim..

''Hedeflerin var mı ?''

''Yok..''

'Bence şimdiden kendine hedef belirlemelisin.'

Olur biçimde kafa sallayıp gülümsedim. Bir yandan da teyzeme bakıyorum ''Bak yiğenin nasıl hoş görülü '' diye. Daha sonra sofradan kalktık. Teyzemle ben masayı toplamaya başladık. Adamda yeltendi ama teyzem gerek olmadığını söyledi. Adam  koltuklardan birine geçti. Biz toparladık. Teyzem mutfakta yapmış olduğu tatlıdan çıkardı. Ben içeri gitmek istemiyordum ama teyzemin ''Hadi sen içeri geç ben geliyorum birazdan''  demesiyle mecburen içeri geçtim. Oturduğumda adam bana bakıp gülümsedi. Bu ne yüzsüzlüktü.. Onun evli olduğunu biliyordum. Acaba o bunun farkındamıydı. Adamı inceliyordum. Jilet gibi giyinmişti. Zengin miydi ? Teyzem bu yüzden mi onunlaydı. Ben adama bakarak bu gibi düşüncelere dalmışken teyzem geldi. Tavuk göğsü yapmıştı. Yemeye koyulduk. O sıra telefonum içer ki odada çalıyordu. Koşturarak odaya gittim. Arayan Sezendi.

''Alo !''

''Serin müsait misin? ''

''Sayılır noldu Sezen ? ''

''Seni merak ettim de. Yemek nasıldı?''

''İyi geçti sayılır. Hala içerde..''

''Öyle mi? Kusuruma bakma meraktan aradım''

Sezenin bu meraklı tavrı beni öldürecekti doğrusu. Ama bana çok sempatik geliyordu.

''Önemli değil, gece sonunda bi gelişme olursa haberdar ederim seni ''

''Anlaşıldı merkez, tamam!''

Telefonu gülüşmelerle kapatıp odadan çıktım. Bir şeyler konuşuyorlardı.Hiçbir şey olmamış gibi yerime geçip tatlı tabağımı alıp çatallamaya başladım. Adam elindeki tabağı ortadaki sehpaya bırakıp konuya girdi.

''Serin, samimiyetine inanarak seninle konuşmak istiyorum''

Ne diyo bu be! Ne samimiyeti. İki gülümsedim diye samimi mi gözüküyorum dışarıdan. Kız isteyecekmiş gibi bide gerildi. Tey Allahım! Tabi bunları içimden geçiriyorum. Dışarı tepki olarak yaptığım şey ise kafa sallamak.

''Ben evli bir adamım. Yani hala kağıt üzerinde evli sayılırım. Lakin 3 aydır ayrı evlerde yaşıyoruz. (Eşinden bahsediyor) Bildiğimiz gibi boşanma işlemleri uzun süren işler.'' 

Offf! Çok bunaldım ha! Ben bunları konuşmak istemiyorum. Hele bu adamın karşıma geçip pişmiş kelle gibi bana açıklama yapmasına hiç katlanamıyorum. Şuan kalkıp gitmek vardı ama yaptığım sadece sabır dilemek. Onu dinlediğimi belli eden bi hareket yaptım. O da konuşmasına devam etti.

''Beni yanlış tanımanı istemiyorum. Gerçi yanlış tanıdıysan da bu benim hatam. (Kapıya dayandığı geceden bahsediyor olmalı).''

''Çocuğun var mı? ''   Hı.. Ne ! Ne diyorum ben. O sıra teyzemle göz göze geldik. Patavatsız mıyım ben. Adam öyle konuşurken şakkadanak Çocuğun var mı ne demektir. Şileye gitme hayallerime elveda.. 

  Adam 4 yaşında bi oğlu olduğunu söyledi. Bunu söylerken hiç mi içi acımıyordu. Ya daha bismillah be. Sen ne zaman evlendin çocuk yaptın, ne zaman evleri ayırıp başka bi kadın bulup ona aşık oldun. Oğluna her türlü imkanı sağladığından kendi eksikliğini hissettirmediğinden falan bahsetti. Aman ne düşünceli adam bu yahu... Sadece onu tanımam için fırsat vermem gerektiğini de söylemeden edemedi. Ben de hiç tepki yok. Ben ne demeliydim. Ne desem ki. Teyzemle adam pür dikkat bana bakıyor. Ay heyecanlandım şimdi he.

''Şey.. Ben bilmiyorum..''

''Sadece kendimi tanıtmama izin ver. Her şey zamanla oturacak. Aklında ki soru işaretleri silinecek.''

Yaa üff bee ''Ne haliniz varsa görün'' demek istiyordum sadece. Hiç tepki vermedim. Teyzemin bana öyle bakmasıyla sadece ''Tamam''dedim. Şu adamın tek doğru lafı varsa , her şeyin zamanla olacağıydı. Her şeyi sadece zamana bırakıyordum... Şimdilik..

SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin