Bölüm 43

1.3K 58 0
                                    

  Sezenle masayı toplayıp makineye yerleştirme işini hallettikten sonra dışarı çıktık. Çocuklar biraları yine kapmış masada sohbet ediyodu. Gamze de içeri uzanmaya gitmişti. Bizde Sezen'le kendimize nescafe yaptık. Geçen gün içtiklerimi geri kusmam uzun sürdüğü için biraya hiç bulaşmadım. Yoksa bilirsiniz profesyonel içiciyim.. O sıra telefonum çaldı. Arayan teyzemdi.

'' Alo. ''

'' Napıyosun bebek ?''

'' İyidir teyze sen ?'' Tabi ben böyle konuşurken uzaklaşıyordum. Bu sıfatları Ali'nin yanında kullanırsam tiky kız izleniminden kaçamam.

'' İyi bende. şey.. Dayınlar geliyo.''

'' Ne ?! Dayımlar mı geliyo ? Kaç gün kalacaklarmış ? '' 

    Teyzem dayımın arayıp sormamasına kızsa da ben dayımı çok severdim. Dayım işleri ve maddi durumu oldukça iyi bir adamdı. Bize her geldiğinde bana Almanya'dan aklıma gelebilecek her şeyi getirirdi. Tabi ki dayımı sevme nedenim bu değildi. Küçükken öyleydi ama büyüdükçe baba sevgisini onda buluyordum. Onun anaç ve sahiplenen bir yapısı vardı. 3 tane çocuğu olmasına rağmen bana hep sen benim 4. çocuğumsun derdi. Doğru . Dayımın 3 tane çocuğu vardı. Biri 4 yaşındaki oğlu Kaan, diğeri benden 1 yaş küçük olan Adalia ( annesi Alman ve bu ismi de o koydu) , 3. süde en büyük abileri benden 2 yaş büyük olan Abay . Ve gelelim anneleri Helen.. Dayımla şiddetli geçimsizlikten dolayı ayrıldılar. Kaan annesinde diğer iki kuzenimse babalarında kalıyor. Dayım'ın bizle ilgilenememesine çok fazla tepki  vermiyordum çünkü zaten onun sorunları başından aşmıştı. Dayımın adı da Özhan. Dayımı tanıttıktan sonra telefon görüşmeme dönebilirim.

'' Evet canım. Çocuklarla geliyorlar...''

'' Ne kadar kalacaklarmış söylesene..''

''Burdan ev bakmaya geliyorlarmış..''

'' Nasıl ya..''

''Temelli...''

'' İnanmıyorummm!!! ''

'' Bakalım bizi neler bekliyor.. '' 

'' Tamam bir şey olursa haber et teyze öptüm çok''

''Öptüm çok'' lafı benim kalıplaşmış lafımdı sanırım. Devrik gibi gözükse de daha samimi.. Her neyse çocukların yanına döndüğümde bizim 'bal' hesap sordu..

'' Kimmiş o ? '' Ay bide umursamaz havalarında sormuyo mu ? Hem trip atıyo hemde merakından sormadan edemiyo..

'' Mert diye bi arkadaş ya....'' Nasıl sallıyorum.

'' Mert mi ? Nasıl bi arkadaşmış ?'' 

'' Eski oturduğum yerden ''

'' Öyle mi ? '' Suratı nasıl kasıldı. Gerginliği gözlerinden akıyor...

'' Öyle bal ''  Şakayı sonlandırmaya yeltenirken.

'' Ne diye aramış bu saatte ? '' Biz bunları konuşurken çocuklarda bizim soru cevap atışmamızı izliyordu.

'' Nerdesin buluşalım dedi bende şuan Şile'deyim dönünce buluşuruz dedim ' '

Oturduğu sandalyeyi sertçe itip ayaklanınca hemen bende kolundan tutup kalktım. Kolunu öyle sert çekti ki benim kolum çıkacaktı. İçeri girmeye yeltenirken tekrar tuttum.

'' Şaaakaaaaa!''   32 diş sırıtırken  sıkıca sarıldım. Kalbi öyle hızlı atıyordu ki. Hala yürümeye çalışıyordu. Daha fazla sıktım. 

'' Teyzemdi teyzemdi valla bak son arananlara bak. Dayımlar temelli dönüyomuş onu konuştuk...''

Ses yok. Ben sıçtık diye düşünürken oda bana sarıldı. Bende iyice gömüldüm....

SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin