Bölüm 97

1.2K 82 19
                                    

Uyandığımda koltuk üzerinde yatıyordum. Uyku sersemi nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Evet Gamzelerdeydim ama buraya nasıl geldiğimi dahi hatırlamıyordum. Başım çok ağrıyordu.

Nihayet yerimden kalkıp içeri gittiğimde , Gamze kahvaltı sofrası hazırlıyordu,

'' Günaydın uykucu ''

'' Günaydın..''

'' Hadi otur masaya, kahvaltı hazır '' dedi Gamze.  Yiyecek halim bile yoktu ama ilaç içebilmek için bir şeyler atıştırmaya başladım.

'' Dün noldu bana ? ''

'' Valla seni tuvalette uyurken bulduk '' dedi Gamze gülerek.  Aklımda o an canlanmıştı.

'' Sonra işte taksiyle eve geldik  hatırlamıyor musun ?''

'' Hem uykulu hem sarhoş ... Hiçbir şey anımsamıyorum... '' Aklıma ne yazık ki o an gelmişti.

''Sanırım birinin üstüne kustum..'' Gamze gülerek,

'' Nasıl yani ? ''

''Tek hatırladığım bu ''

Kahvaltımızı edip , ağrı kesici aldığımda, Gamze'nin odasında takılmaya başlamıştık.

'' Off tatilde bitmek üzere ''  dedi Gamze. Ama ben onun gibi üzülmüyordum. Çünkü dört gözle Abay'ı bekliyordum her ne kadar mesajıma cevap vermesede..

'' Evet gelsin yine sınavlar, dersler ''  İçimden de tek derdimiz bu olsun diye geçiriyordum. Aklıma teyzem gelince eve gitmemin iyi olacağını düşündüm. Çünkü zaten suçluluk duygusu hissediyordum. Biraz daha lafladıktan sonra toparlanıp evin yolunu tuttum.

Havanın soğukluğu beni kendime getirmişti. Biraz olsun yürümek istedim. Zaman fark etmeden akıp gidiyordu.  Yapraklar düşüyor, mevsimler geçiyordu. Hava tamda bir şairin şiir yazmasına müsaitti. Olur ya, kış günü, hava hafif buğulu. Normalde böyle havalar içimi karartırdı ama şuan yürüdüğüm yolda huzur buluyordum. Kurumuş yapraklara basıp , çıkan sesten zevk alıyordum. Yüzüm donmuştu. Tenimde dondurucu havayı hissetmek bile iyi geliyordu. Beni kendime getiriyordu. Caddeden gitmek yerine potadan doğru gitmeye karar verdim. Hava o kadar soğuktu ki, ne parkta ne de sahada oynayan kimse yoktu. Köpeğini gezdirmeye çıkaran kadın ve ben.  Eve gitmek istemesemde mecburdum . Bankta oturup biraz soluklanmak istedim.  Bir an donarak ölmeyi hayal ettim. Sanırım yine benim kafa gidiyordu. Belki de beynim donmuştu.

'' Selam ! '' dedi bi ses. Kafamı çevirdiğimde yanıma oturan turuncu saçlı çocuğu gördüm.

'' Sen osun...''

'' Daha iyi gözüküyorsun..''

'' Şey tekrar kusura bakma.. Yani kustuğum için ''  ister istemez ayakkabılarına gitti gözlerim. Dünkü ayakkabılar ve tertemizdi.. Belki bu ayakkabıların aynı renginden bir çift daha vardır diye düşündüm.

'' Burada mı oturuyorsun ? '' dedi.

'' İki sokak ötede .. Sen ? ''

'' Bende caddede. Bu soğukta ne arıyorsun burada ? ''

'' Biraz nefes almak istedim  ama sanırım üşüdüm. Eve gitsem iyi olacak '' diyerek ayaklandım.

'' Peki öyleyse, görüşürüz Serin '' dedi.

'' Adımı nerden biliyorsun  ? ''  Gülümsedi.  Daha sonra dün söylemiş olabileceğim aklıma geldi. Umursamadan evin yolunu tuttum..





Birkaç saat teyzemle takılıp Serkan eve gelince , odama çekilmiştim.   Her ne kadar istemesemde , teyzem için katlanıyordum bu duruma. Aynı sofrada yemek yemekte , katlandığım durumlardan biriydi. Teyzem çorbaları koyduğunda Serkan konuşmaya başlamıştı bile,

SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin