Bölüm 89

1.1K 57 11
                                    

Okul yolu..  Sabahın körü.. Üşüyorum.. Uykum var.. Okula girer girmez sınıfa çıktım. Havalar soğuk olunca sıra yaptırmadı sevgili müdürümüz..  Tek tek herkes sınıfa girmeye başladı. Melis'in yine enerjisi yerindeydi. Susmak bilmiyordu.  Dersler , sıkılmalar, hiç çıkmadığım tenefüsler derken  günü bitirdik. Arada Mehmet ve Melis'le konuştum. Ceyhun'la hep aramda bi mesafe var zaten.   Hava kapalı, yağmur yağıyor. Abay'la gidip gelmediğim için bugün sanırım ıslanacağım... Bahçeye çıktığımda Dilara'yı Abay'ın arabasına binerken gördüm. Klasik Abay... Artık umrum da değil kimse. Herkes nasıl beni umursamıyorsa artık ben de öyleyim. Artık Abay'ın saçma oyunlarıyla moralimi bozmayacağım. Aklımı karıştırmasına izin vermeyeceğim. Ne yapmaya çalışıyor. O gün yaptığı şey doğru değildi. Hep o anı düşünüp kafayı yiyorum. Hepsinden iğreniyorum. Altına girip onunla günümü gün edebileceğim birini bulsam iyi olacak. Yine saçma düşüncelere dalmış tek başıma yürürken çıkışa Ali'nin geldiğini gördüm. Bizimkilerle gülüşüyor sohbet ediyordu. Zaten benim sevgilim var. Öyle biliyor artık. Ben kendimi kandıramamışken onu nasıl kandıracaksam.

'' Naber ? '' dedim tanımadığım üst sınıflardan bi çocuğa. Maksat beni bir çocukla konuşurken görsün. Çocukta şaşırdı. İri yari bir çocuktu. Bu çocuk şey değil mi ya okul mikrofonunu alıp beşiktaş marşı söyleyip disipline giden çocuk. Neydi bu çocuğun adı ya..

'' İyidir '' dedi . Gidip bi öküzü bulmuşum ama gözlerimde Ali'deydi. Bu tarafa baktı. Hemen gözlerimi çevirip çocuğa baktım. Çocuk gitmeye yeltenirken kolundan tuttum. Yavaşça ellerimi ellerine indirdim. Bildiğin tam kaşar gibi çocuğa sırıtıp iş atıyordum. Çocuğun hoşuna gitmişti.

''Beşiktaşlı mısın ? '' dedim. Elini tutmaya devam ederken. Ne güzel konu açıyorum. Dışarıdan gören flörtleştiğimizi sanar.

'' Evet nerden biliyosun ? ''

'' Marş söyleyip disipline gitmiştin sanırım... ''

'' Disiplinden çıkmıyorum ki  '' deyip  kafasını başka yöne çevirdi. İlgisi dağılıyordu. Biraz daha konuyu uzatıp .

'' Takılmak ister misin ? '' dedim. Sanki bu anı bekliyormuş gibi

'' Olur güzellik.'' Güzellik mi ?  Çaresizliğime çaresizlik kattın çocuk. Alilerin yanından çocukla süzülüp gittik.

'' Bize gidelim '' dedi. Gerizekalı.

'' Hı hı '' dedim.  Okulun mafya babası gibi gömleğinide açmış . Üstelik cebinde tesbih taşıyor. Minibüs yoluna geldiğimizde, sonra görüşelim deyip, gelen minibüse kendimi attım. Çocuk ne olduğunu anlayamadan baka kaldı. Enayi gibi yoluna devam etti. Eve vardığımda henüz kimse gelmemişti. Odama girdim. Dün yere fırlattığım diğer çantamdan cüzdanımı çıkarttım. Ve çantamın dibinde ... iki küçük paket kokain vardı. Dün adamla pazarlık yapıp kokain aldığımı hatırlamıyorum. Hemen cüzdanımı açıp paralarıma baktım. Yerli yerindeydi. Teyzem gelmeden bu iki paketi yok etmem lazımdı. Kim koydu ki bu lanet olası paketleri. Çöpe atmak yerine yatağımı hafif kaldırıp altına koydum. Niye böyle bir şey yaptığımı bende bilmiyorum. Çöpe atmaya bile korktum.

O akşam Serkan ve teyzemle sanki aramızda hiç bir şey olmamış gibi yemek yedim. Artık bazı sorunları gözardı ediyordum çünkü dayanacak gücüm ve sabrım kalmıyordu. Bedenim savaşmaktan yorgun düşüyordu. Kafamı kurcalayan o kadar çok şey vardı ki.. Herkes benimle işine geldiği gibi oynuyordu. Üstelik sınav haftası gelmişti. Ne ders çalışabiliyordum adam akıllı nede moda girebiliyordum. Kafam allak bullaktı. Uyku düzenim de öyleydi. Ali' yi düşünüyordum. Yabancıydık artık onunla. Aslında kendimden başka kimseyi düşünmek istemiyordum ama elimde değildi. Sanırım yavaş yavaş bunalıma giriyordum. Odam da öyle takılırken teyzem içeriden seslendi. Oflaya poflaya gittim yanlarına.

SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin