Bölüm 10

2.1K 76 4
                                    

İki üç günlük tanıdığın birini sevmek mümkün müdür hep merak ederim. Bu ikilemde kaldığımda mümkün olmadığını düşünürüm. Haftalarca tanımaya devam ederim ve sevip sevmediğimden şüphe duyduğum kişi için düşüncelerimin değişmediğini ve sadece kendimi kandırdığımı düşünürüm . Bazen insan ilk görüşte tanıyıp ona karşı bazı hislere sahip olabiliyor. Bazen yanlış düşündüğünü bazense aslında ne kadar doğru düşündüğünü önüne koyuyor hayat. Çoğu kez bazı insanlar hakkında ne kadar iyi biri dediysem her seferinde bana bir bokluk yaptığına şahit olmuşumdur. Ön yargı gerçekten de kötü. Bazen kimi tanıyıp tanımadığımı anlayamıyorum. Ben insanlarla arkadaşlık kurarken diğerleri gibi kolay bağlantı kuramıyorum. Daha zor ve daha kalın zincirler örüyorum. 'He kalın zincirler ördüğün arkadaşlıkların ilk okuldaki gibi mi ?' diyede sorunca beni bir gülme alıyor ki sormayın. Hayat garip. Ne olacağını bilmediğiniz bir musluğun önündeymiş gibi. Soğuk yada sıcak akma ihtimalini düşünürken susuz bırakır insanı bu hayat. Herneyse.

Bugün okul çıkışı bizimkilerle pota siftahını yaptım. Mehmet'in bana yılışmasına sinir oluyorum. Potada otururken Dilara'yla en ufak muhattaptan kaçınıyorum. Tabi diğer kızlarla sohbetim var. Çocuklar yine basketbol oynuyor. Mehmet gibi bir yılışığın onca yer varken benim yanıma oturmasına da ayrıca sinir oldum. Ceyhun'un da Dilara'nın yanına oturmasına sinir oluyorum. Dilara'ya sinir oluyorum asıl ben ! Birine başımın belasıymış gibi davranmaktan hiç hoşlanmıyorum ama Mehmet'in gelip elini omzuma atması , saçımla oynaması çekilecek dert değil.O an sinirlenip kolunu tutup indirdim. Ve bir daha fırsat vermemek için ayağa kalktım. Öyle birden ayağa kalkınca da insan ne yapacağını şaşırıyor. ''Ben eve'' dedim sadece. Çantamı almak için eğildim. Ali kolumdan tuttu. Bu hamlesi pek fazla ilgi çekmedi. Bense çantamı alma girişimime devam ettim ve çantayı aldığım gibi yürümeye başladım. Arkamdan da Ali geldi. Ali çok havalı ve zengin züppesi. Bana pek bi zararı olmadı ama diğerlerini biraz küçümser gibi (bende dahil) davranması sinirime dokunuyor. ''Bende eve'' dedi. Evi için ters istikamette yürüyorduk ama sesimi çıkarmadım. Siyah saçlı, geniş omuzlu, ela gözlü bir çocuktu. Boyu benden uzundu. Gülünce gamzeleri çıkıyordu ama inci dişlerine bakmaktan kimse gamzelerine dikkat etmiyordur diye düşündüm. Çok kızla adı çıkıyordu. Bi hafta bir kızla dolaşıyorsa diğer hafta başka bir kızla görüyorduk. Çok az zamandır tanımama rağmen ben bile alışmıştım bu duruma. Yakışıklı olduğu içinde pek şaşırmamak lazım. Benim tarzım değildi. Benim için dış görüşün önemli olmadığını söylesem de pek inanmayın herkes gibi önem veririm ama dış görünüşüne önem verdiğim ve içinin bir bok olmadığını gördüğüm vakalar da oldu. Bu çocuğun benden hoşlanma ihtimaline dayanarak düşünsem de bende çıktıkları listesine adımı yazdırmaya pek hevesli değildim. Eve kadar geldiğimizde numaramı istedi bende verdim. Mehmet ve Sezen'le Face'den ekleşmiştik zaten. Eve çıktım. Bugün teyzemin eve geç geleceği geldi aklıma.Dünden kalan yemekleri ısıttım tek başıma Tv karşısında yedim. Ali saat 11 civarında 'uyudun mu ?' diye mesaj attı. ' Hayır ' diye geri mesaj yolladım. Ne kadar sert. Gerçi bu onun ne kadar umrunda. Bence de umursamamak gerek yeri geldiğinde ama kızlar umursar çünkü bizler ince düşünen hatunlarız...

SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin