Bölüm 96

1.2K 72 8
                                    

(Medaya daki Berfin )


Hastaneye vardıklarında Serin hala teyzesinin elini sıkı sıkı tutuyordu. Ağlamaktan helak olmuştu. Berfin ameliyata alındığında serin yere yığılıp ağlamaya başladı. Hemşirelerden biri yardımına koştu.

'' İyi misin ? ''

'' Nefes... nefes alamıyorum...'' Nasıl çıktığını bile hatırlamıyordu. Ne anahtar ne çantası.. İlaçlarını dahi unutmuştu. Hemşire onu odaya alıp oksijen maskesini ayarlamıştı bile. Serin elini cebine götürdü. Telefon.. Telefonunu nereye koyduğunu , yanına alıp almadığını bile bilmiyordu. Hemşireye dönerek,

'' Telefonunuzu kullanabilir miyim ? '' dedi. Hemşire kafa sallayıp beş dakika sonra odaya elinde telefonla geldi. Ezbere bildiği numaraları düşünmeye çalışıyor, hiçbir şey hatırlamıyordu. Bir süre sonra dayısının numarasını tuşlamaya başladı. Telefonun diğer ucunda, dayısının sesini duyunca kendini daha fazla tutamayıp gözyaşlarını salıverdi,

'' Lütfen gel... Teyzem.. Teyzemi ameliyata aldılar.. '' Serin o kadar ağlıyordu ki Özhan iyice paniklemişti. Serin elindeki telefonu hemşireye verip,

'' Hasteneyi söylermisin...'' dedi. Oksijen maskesini geri taktı. Ses çıkarmamak için kendini sıkıyor , sıktıkçada bütün hıçkırıkları boğazında düğümleniyordu. Gözyaşları süzülüp yastığa aktı. Bir an önce geçsin istiyordu, bitsin bu kabus.. Aklına okul bahçesinde düşündüğü şey geldi. Acı çekmekten bahsetmişti. Daha ne kadar acı çekeceğinden.. Şimdi ise acısı o kadar şiddetliydi ki, kıvranıyordu olduğu yerde. Hemşire , tansiyonunu ölçerken Serin teyzesini düşünüyordu. Serkan mı üzmüştü onu ? Yoksa kendini mi suçlamalıydı ? Bir an daha eskilere gitti.. İlk bebeğini aldırdığı zamana ... Bu olay, hayatın onu cezalandırma şekli miydi ? Düşündükçe daha çok üzülüyordu. Dünyasını simli pembe bir toz bulutuna çevirecek bebeği beklediği zamanları düşündü. O bebeğin iyi olması için içinden dua ediyor, ağlamaya devam ediyordu. Bütün umudu o bebekti.. O bebeğin hayatını değiştireceğine inanmıştı..





'' Buyrun oturun lütfen..'' dedi doktor koltuğu işaret ederek ve sözlerine devam etti.

'' Anne şuan iyi, çok kan kaybetmiş. Toparlanması için bir gün tutacağız onu burada. Ama... '' dedi.

Özhan devamında ne geleceğini anlamış gibi elini başına götürdü. Doktor konuşmaya devam etti.

'' Ne yazık ki bebeği kurtaramadık. Yaş ilerledikçe düşük tehlikesi artar..'' dedi. Özhan'ın gözleri dolmuştu. Serin aradığında çocukları yolcu etmiş , o panikle hastaneye nasıl geldiğini bile hatırlamıyordu.

Doktorun odasından çıkıp Serin'in yanına gitti. Serin dayısını görünce yerinden doğruldu. Özhan ona sıkıca sarıldı,

'' Teyzem nasıl ? '' diye ağlıyordu..

'' Hişşh.. Sakin ol geçti her şey.. Teyzen gayet iyi. Bugün burada kalacak.'' Serin devamını beklermişcesine dayısının gözlerinin içine bakıyordu..

'' Bebek ? '' dedi. Özhan bir an duraksayıp,

'' Malesef... '' dedi. Serin bu sefer dayısının omzunda hıçkırıklara boğulmuştu.

'' Serkan'ı aradın mı ? '' dedi..

'' Numarasını ezbere bilmiyorum.. Seni arayabildim '' dedi. İçinden onun ne kadar sorumsuz biri olduğunu geçirdi. Özhan , Serkan'ı arayabilmek için odadan çıktığında Serin kendine gelmeye çalışıyordu. Teyzesinin çok üzüleceğini biliyordu. Serin göz yaşlarını silerken, o bebeği herkesten çok istediğini fark etti...


SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin