Bölüm 92 (İhmal)

1.3K 62 9
                                    

Sabahın ilk ışıklarında gözlerimi araladım. Tek istediğim buydu. Erken kalkıp Abay'ı daha önceleri beni bıraktığı gibi bırakıp, çekip gitmek. Hala arkamda uyuyordu. Bir an olsun yaşanılanları düşünmeye daldım. Hala heyecanlanıyordum. Kendimi toparlayıp sessizce çıktım yataktan. Kimse uyanmamıştı. Montumu alıp çıktım. Eve vardığımda anahtarımın olmaması mı yoksa sabahın köründe zile basacak olmam mı hangisi kötü diye düşünüyordum ki başka çarem olmadığı için zile bastım. Saat 6.20 idi. Ne hoş. Neyse ki bir süre sonra otomatiğe basıldı. Asansörden indiğimde teyzem aşırı bir şekilde paniklemişti.

'' Noldu Serin ? ''

'' Bir şey olmadı karnım ağrıyor , uyuyamadım '' diye yalan uydurup içeri daldım. Ayakkabımı çıkarmaya çalışırken salondaki dağınıklığa dönüp baktım. Yerlerde cam kırıkları vardı. Kapının cam bölmesi kırılmıştı.

Montumuda çıkardıktan sonra salona girdim. Teyzem daha çok panikleyip

'' Yanlışlıkla devirmişim gibi bir şeyler zırvalamaya başladı ve eğilip cam kırıklarını toplamaya başladı. O kadar salak değildim. Dün çok büyük bir kavga olmuştu. Bende çömelip teyzemi durdurmaya çalıştım.

'' Teyze dur...  Teyze bırak elini keseceksin..'' derken teyzem kendini daha fazla tutamayıp ağlamaya başladı. Ne yapacağımı bilmez halde panikledim. Ellerindeki cam kırıklarını aldıktan sonra onu yerden kaldırıp odasına götürdüm. Serkan yoktu tabi ki. Ne bok yediyse yine üzüp, çekip gitmişti. Biraz daha sakinledi. Yatağına yatırıp üstünü örttüm. Yanağına bir öpücük kondurdum.

'' Hadi uyu biraz, her şey geçecek '' dedim. Her şey aslında bu kadar kolay geçmiyordu tabi ki . Ama böyle pembe yalanlara hepimizin ihtiyacı vardı. Kapısını kapatıp, mutfaktan çöp poşeti alıp ortalığı toparlamaya başladım. Parmaklarım kesildi ama hiç biri teyzemi üzgün gördüğümdeki gibi canımı acıtmadı. Bi süre sonra teyzemin yanına uzanıp ona sarılarak uyudum. Uyandığımda teyzem hala uyuyordu. Odama geçip üstümü değiştirip çıktım. Aslında nereye gittiğim hakkında bi bilgim yoktu. Sanırım Kadıköy'e bir şeyler içmeye gidecektim.  Her zaman ki bara geldim yine. Zaten başkası beni almazdı. İçki vermezdi. Bomonti istedim.

'' Pazar sabahı erkencisin '' dedi adını bilmediğim fakat hep gördüğüm adam.

'' Bu pazar öyle oldu '' dedim. Bazen sorunlardan kaçmak için çok basit yollara başvuruyorum.. Bunun hata olduğunu biliyorum ama o an için iyi hissettiriyor.

Biraz daha takıldıktan sonra Kadıköy sokaklarında dolaştım. Antika dükkanlarında, vitrinlerinde ki daktilolara baktım.. İnsan kalabalıklığında kayboldum.. Serkan'a olan öfkem, sinirim geçmek bilmiyordu ve  günden güne vücudumu saran , kavrayan bi  virüs gibiydi. Kendimi eve attığımda saat 5 buçuktu. O kadar kinlenmiştim ki kendimi tutmakta güçlük çekiyordum.

Anahtarla girdiğimde evden kadın sesleri geliyordu. Tomris diye çığlık atıp salona koştum. Evet Tomris gelmişti. Tomris'i gördüğüme sevinmiştim ama önceki problemler geldi aklıma. Bu sorun da onlar kadar büyük müydü ? Teyzem Tomris'i bu yüzden mi çağırmıştı.

'' Biz de seni bekliyorduk. Hadi hazırlan yemeğe çıkıyoruz '' dedi Tomris. Aslında hem yorgundum hem aç değildim. Ve ben onlarla gittiğimde teyzemin içini rahat rahat dökemeyeceğini biliyordum. Serkan' la olan sorununu aslında hiç merak etmiyordum. Benim merak ettiğim , önemsediğim sadece teyzemdi.

'' Aç değilim arkadaşlarlaydım ve aşırı yorgunummm '' deyip keyifliymişim gibi kendime koltuğa attım. Aslında rol yapmaya çalışıyordum.

'' Teyzeni çalacağım o zaman '' dedi. Gülümsedim.

'' Çal çal kafa dağıtın biraz '' dedim ve ekledim.

SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin