Sabah uyandığımda Sezen hala uyuyordu. Kızın o haline acıdım çünkü gece boyunca rahat bir uyku çekememişti. Biraz yatakta oyalandım ve sonrada Sezen uyandı. Yüzümüzü yıkayıp salona gittiğimizde sofara da bir tek kuş sütü eksikti. Canım teyzem sanki Sezen'den özür dilemek için hazırlamıştı bu sofrayı, hemde o haliyle. Neşeli gözüküyordu ama içinde ne fırtınalar koptuğunu biliyordum. Güzelce kahvaltımızı ettik sohbet muhabbet derken yaptığımız tiramisudan teyzeme de tattırdık. Umarım zehirlenmem diye espride yaptı ve tattıktan sonra bayıldığını söyledi. Öğlene doğru Sezen evine gitti. Teyzem rol yapmaktan yorulmuş gibi odasına çekildi.
Yine yalnızdım... Yalnızlık ölçülebilir miydi? Benimki pek ufak çıkmazdı herhalde. Canım hiç bir şey yapmak istemedi. Dünkü olayın şokunu hala atlatamamıştım ki zil çaldı. Gidip açtım. Teyzem dün gece hiç uyuyamadığı için uyuyordu . Kapıda yönetici olduğunu söyleyen bir kadın dikiliyordu ve apartmandan şikayet geldiği için bizi uyarmak zorunda kaldığını söyledi.. Bende özür dilediğimizi söyleyip kapıyı kapattım. Çok mahcup olmuştum. Daha sonra telefonum çaldı. Saat 4'tü Sezen arıyordu. Bizimkilerle potadalarmış, beni de çağırıyordu. O sıra dokunsalar ağlayacak vaziyetteydim ve kafamı dağıtmak için gitmem iyi olur dedim, hazırlanıp çıktım. Havalar eskisi kadar sıcak değildi ama biz potaya gitmekten vazgeçmiyorduk. Potaya geldiğimde herkes oradaydı. Ceyhun'la Dilara yoktu bugün için planları varmış dönüşte uğrayacaklarmış. Melis'te gelmişti potaya. Banka oturdum ama moralim o kadar bozuktu ki fark edilmeyecek gibi değildim. Ali iyi olup olmadığımı sordu iyi olduğumu söyledim (yalan söylemeye iyice alışıyordum) iki bankı karşılıklı olarak çekmiştik. Sürekli bu karşılıklı banka oturuyorduk. Karşımda Sezen oturuyordu ve bana acıyan gözlerle baktıkça ben daha kötü oluyordum. Sezen'den dün için özür diledim. Millet ikimizin kavga ettiğini sandı ki , bize bakıyorlardı dikkatlice. Benim gözlerim dolmuştu ve ben bunu yeni fark ediyordum. Sezen bana atılıp sarıldı ve ben herkesin ortasında ağlamaya başladım . En sevmediğim şeyler hep benim başıma geliyor. Ortamda bi sessizlik oldu ve ben özür dileyip kalktım. Eve doğru yürümeye başladım. Arkamdan Ali koşup yetişti.O sıra hiç değilse biraz toparlamıştım. ''Biraz yürüyelim, iyi gelir'' dedi. Bende ''gerek yok'' dedim. Ali'de ısrar edip ''Bak beni kızlar gönderdi kırma gel dolaşalım biraz'' dedi. Milletin bana acımasından nefret ediyordum ama acınacak haldeydim gerçekten.
Biraz yürüdük sonra koru gibi bi yere geldik. Ger yer ağaçlarla çevriliydi.Burası çok güzeldi. Hava biraz bozuktu, esiyordu ve benim içim titriyordu ama burası iyi gelmişti. Hiç konuşmamıştık. Daha sonra Ali sessizliğini bozdu.
'Seni üzen şeylerden nefret ediyorum' dedi.
Donup kaldım. Hem gerçekten üşüyordum hemde söylediği sözde anlatmak istediği bir şeyler var gibiydi. Bense anlamak istemiyormuş gibi davranıyordum. Bu söze ne denirdi ki. Ben de
'' Boş ver '' dedim.
'' Sen boş verirsen boş veririm ''dedi.
Benim için boş vermenin o kadar kolay olmadığını söyledim. Bi süre sessizlik oldu ve ''Ceyhun ile ilgili mi?'' dedi. Her şeyi Ceyhun'a neden bağlıyordu bu çocuk. Bende hayır diye çıkıştım çünkü sinirlenmiştim. Sustu. Sustum... Evin yolunu tutmuştuk zaten. Apartmanın önüne kadar geldik. Kafamı dağıtmama yardımcı olduğu için teşekkür ettim.
Dönmüş apartmana doğru gidiyordum ki kolumdan tutup kendine çekti. Sarıldı. Ne yapmaya çalıştığını anlamadım ama kötü bi niyet sezemedim. Ellerim havadaydı ve bende ona sarıldım. Yaptığım yanlış bir şey miydi bilmiyorum ama kendimi çok iyi hissediyordum. Birine hiç bu kadar yakın olmamıştım. Daha önce hiç bir erkeğe sarılmamıştım bile... Nefes alışını, sıcaklığını (hem somut hemde içindeki samimiyetini) hissedebiliyordum. Birde hissettiğim başka bir şey daha vardı oda parfümüydü. Daha sonra kendisini ittim ve bir şey olmamış gibi gülümseyip apartmana girdim. Asansöre bindiğimde kalbimin hızlı attığını fark ettim. Neden böyle bir tepki verdiğini, acaba yine yanlış anlayıp anlamadığımı düşünüyordum. Bir de tabi parfümünün ne kadar güzel koktuğunu... Ben yanlış bir şey mi yapmıştım ? Onun bu davranışını dostça mı algılamam gerekiyordu. En son bana yapılan tavırları yanlış anladıktan sonra ne kadar üzüldüğümü fark edip bunu da boş verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERİN (askıda)
RomanceSerin, teyzesi tarafından büyütülmüş, liseye yeni başlamış bir kızdır. Ailevi yaşantısı çok ilginç olup, arkadaşlık hayatında çalkantılar yaşayan, çoğu yönden zayıf bir kızdır. Yeni hayatına alışmaya çalışırken, karşısına çıkan ilk aşkı olarak tanı...