Bölüm 42

1.3K 61 0
                                    

      Çocuklar oyunu bırakıp indiklerinde , biz kızlarla koltuklara yayılmıştık. Ali beni öyle görünce üstüme çullandı. Yanıma yatmak için gelip üstüme atlaması sonucunda kaburgalarım ezilmişti bildiğin. Yinede sesimi çıkarmadım ve biraz yana kaykılınca oda boş yere doğru yattı. Yarısı yine üstümdeydi ama bu sefer hiç değilse nefes alabiliyordum.  Sezen atlayıp,

''Hadi  yaa mangal yakmıyo musunuz, acıktık.'' dedi

Gamzede onu onaylar gibi,

''Evet dün yemekler bizdendi bugün sizden kılımı kıpırdatmam bak'' dedi. 

Mehmet tip tip bakarken,

''Oldu hanfendi başka ?'' dedi.

Ceyhun da

''Hadi gençler ayaklanın'' dedi.

''Ali hala üstümde yatıyorken Mehmet gelip başımızda dikildi. Ali yüzüstü yattığı için görmüyordu Mehmet'i. Ben Mehmet'e Mehmet bana bakarken,

''Ben Melis'i özledim abi ya..'' dedi. 

Onun bu halini görünce gülesim geldi. Bizim yılışık Mehmet gitmiş sevgilisini özleyen Mehmet gelmişti. Mehmet Melis'i aramak için kapı dışına çıktı. 

Bende Ali'yi üstümden ittirmeye çalışıyordum..

'' Biraz daha...''

'' Uyuyor musun ?'' 

Hayır manasında diliyle '  Cık..' sesini çıkardı.

'' Kalk ozaman hadi görelim marifetini..''

Bu sözümden sonra boynuma gömdüğü kafasını kaldırıp suratıma baktı. Saçlar dağılmıştı. Gözler hafif kızarmış. Bu haliyle kainatın en tatlı çocuğu olabilirdi. Ben de ona bakıp gülümsüyordum. Bi anda dudağıma yapıştı. Ben kızlar buradayken çekiniyordum ama Ali'nin böyle bir derdi yoktu. Kafamı geri çekebileceğim yer yoktu çünkü koltukta yatıyordum ve Ali'nin ağırlığı üstümdeydi. Ellerimle nihayet onu ittirebildiğim de yanaklarımın kızarmış olduğunu hissedebiliyordum. Ali'ye ters ters bakınca dişleri gözükür şekilde güldü. Onu öyle görünce bende sırıttım. Kızlar bizim öpüştüğümüzü görmüşlerdi ama şuan farklı bir şeyle ilgileniyormuş gibiydiler. Nihayet mangal yakmaya bahçeye çıktılar.. Bizde  tavuk ve köftenin yanına  yarım paket kalan patates kızartmasını yapalım dedik. Yine bi kızartma vakasıyla baş başaydık. Gamze'nin adet sancısı vardı ve şömineye yakın koltukta uzanıyordu. Bende yattığım odadaki pikeyi aşağı indirerek üstüne örttüm. Çünkü biz kızlar bu ağrının nasıl bi ağrı olduğunu biliyorduk. Dayanılması güçtü. Gamze ilaç aldığını ama etkisini daha göstermediğini söyledi. Bende geçene kadar kalkmamasını söyledim. Çocuklar mangalı yakmışlardı. Mehmet mangalı yellerken Ali'de tavukları diziyordu. Sezen masayı kurmak için dışarı çıktı. O sıra Ceyhun geldi. Benim ocağa koyduğum yağ iyice kızmıştı ve işte o stresli anla yine baş başaydım. Ceyhun bana doğru yaklaşıp gülerek,

'' Yardıma ihtiyacın var mı? ''

'' Sence ?'' deyip sırıttım ve bi patatesi yine kızartma tenceresine fırlattım. Evet yağ fena halde ses çıkardı. Korkak gözlerle Ceyhun'a bakıp ,

'' Kızartmak ister misin? '' deyince Ceyhun güldü ve önüme geçti. Paketteki patateslerden avuçlayıp tencereye bıraktı ve anında geri çekildi. Geri çekilirken de sağ olsun üstüme çıktı. Ceyhun'un o halini görünce gülmeye başladım. Çocuk hem sıçrayan yağdan kaçıyor hemde üstüme çıktığı için bir yandan da özür diliyordu. Biz kahkahalarla gülerken Sezen geldi.

'' Ooo yine patates macerası..''

Biz yine kıkırdamaya başladık. 

   Patatesleri Ceyhun'a attıra attıra kızartma işlemini bitirdim. Ve dışar daki masaya götürdüm. Hava soğuktu ama dışarıda yiyelim diye tutturdular. Montlarla yeriz artık. Patatesleri masaya bırakırken Ali'yle göz göze geldik. Hala Ceyhun'u mu kıskanıyordu bilmiyorum ama eğer öyleyse bu olay gerçekten sıkıcı olmaya başladı. Aslında kıskanılmak hoşuma gidiyordu ama kıskandığı kişi Ceyhun olunca  Ali'nin bana güvenmediğini seziyordum. Hala Ceyhun'a platonik olarak aşık mı sanıyordu beni. Hemde onu deli gibi severken. Mangalı halledince sofraya geçtik. Dışarısı serin olduğu için mangalın ateşini söndürmediler. Gamzede örttüğüm pikeyle masaya geldi. Çocuklar tabaklara servis yaparken bende Gamze'nin nasıl olup olmadığını sordum. Neyse ki karın ağrısı biraz da olsa geçmişti. Sezen dolaptan içecekleri getirdi ve yemeğimizi yemeye başladık. Gamze, 

'' Patatesleri kim kızarttı'' 

'' Ben kızarttım sayılır '' deyip güldüm. 

'' İçerde gülüşüp duruyordunuz da  o yüzden '' dedi ve kıkırdadı. Gamze öyle deyince ben sustum. Ali' ye dönüp bakmadım. Bir şey yokmuş gibi kolamdan yudumladım. Ben kasılırken Ceyhun,

'' Güzel olmuş mu Gamze ? '' dedi .

' 'Evet canım. ''

'' Ellerime sağlık'' deyip sırıttı.

İşte o zaman Ali'nin delici bakışlarını hissettim. Adeta lazer atıyordu... Tamam o kadar olmasa bile iliklerime kadar hissettim... 

SERİN (askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin