Eve vardığımda iyi kötü bir tepkiyle karşılanmayı bekliyordum. Anahtarla eve girdim . Teyzem evdeydi. Bana gelip bağırmasını , tokat bile atmasını bekledim.Hiç birini yapmadı. 'Geldin mi?' deyip kafasını mutfaktan uzatıp geri girdi. Hiç sinirlenmemişti ve bu beni daha da sinirlendirdi. Bu kadar mı yani? diye düşündüm...Cevap vermeden odaya girip üstümü başımı değiştirdim. Madem o hiç bir şey olmamış gibi davranıyordu bende böyle davranırsam onun sinirine dokunurum diye düşündüm...Hiç bir şey olmamış gibi davranıp mutfağa girip su içtim. Oda akşam için yemek yapıyordu. Bu konu bi yerden patlak verecekti bende ağzımı açmak için o patlağı beklemeye karar verdim. Televizyon izleyip biraz zaman geçirdim. Teyzem sofrayı hazırlamaya başladı kılımı kıpırdatmadım... Kendine hazırlayacağını ve beni çağırmayacağını düşündüm ama bu yaptığımda sinirine dokunmamıştı anlaşılan. Yemeğin hazır olduğunu söyledi ve bardaklara su doldurmaya başladı. Bense televizyonu kapattım , masaya oturdum ve önüme konan yemeği yemeye başladım. Yemek masası konuyu konuşmak için uygun bir yer olabilir diye düşünüp konuyu açmasını bekledim. Tabağımdaki portakallı kerevizi bitirdim ve makarnaya geçtim. Teyzem hala konu açmamıştı ve içim içimi yiyordu. Dayanamadım ve "dün gecen nasıldı ? " diye sordum... Bunu da biraz dalga geçermiş gibi ti-ye alıyormuş izlenimi vermeye çalışarak sordum... "Güzeldi" dedi. Erkek arkadaşıyla buluştuğunu güzel bir akşam yemeği yediklerinden bahsetti. Sanırım erkek arkadaşından da ilk defa bahsetmişti. Erkek arkadaşıyla randevuya gittiyse gecede onunlaydı. Onlayken aklına bile gelmemiştim , her şey aniden gelişmişti, beni arama fırsatı bile bulamamıştı, belkide bulmuştu ama aramamıştı . Bu konu hakkında düşünürken iğrendiğimi fark ettim ve biraz kırıldığımı. Teyzemin bu davranışı bana koymuştu açıkçası ama bu onun suçu değildi. Anneannem öldükten sonra bana bakmaya mecburdu. Dayımsa Almanya'daydı zaten öz değildi annem ve teyzemle. Yani tek şansımız buydu. Ona fazlalık olduğumu düşünüyorum ama anneannem ben ve teyzem birlikteyken anneannem bunu hiç hissettirmiyordu. Ben 5. sınıftayken ölmüştü canımdan çok sevdiğim anneannem. Beni de teyzeme emanet etmişti. E tabi teyzemde el mahkum emanete ihanet mi edecekti. Ben neden teyzemi suçluyordum ki... İhanet etme şansı var ama beni sevdiğini ve bu hayatta birbirimizden başka kimsenin olmadığını biliyorduk. Dayım da vardı elbet ama yılda bir gelip pek arayıp sormazdı.. Tabağımı almadan masadan kalkıp odama gittim. Kapıyı kitledim ışığı açmadan kendimi yatağa bıraktım. Ağlıyordum. Bütün suç beni dünyaya getiren anne babamdaydı ama teyzem çekiyordu bütün yükü... Onun kadar benimde omuzlarıma yük bindiğini hissediyordum. *Taşıyacak bir yükünüzün olmadığını hissetseniz bile yalnızlık omuzlarınızı ağrıtır...* Yatak örtüsünün altına girdim. Terledim, ağladım, nefes almakta güçlük çekiyordum ağlamaya devam ediyordum. Nefessizlikten ölsem nasıl olurdu diye düşünüyordum. Öldüğümü düşünüyordum. Kendimi ağlatarak rahatlattım. Kafamı örtüden çıkardığımda odadaki mevcut havanın suratımda serinliğini hissettim. Camı açtım. Dışarıyı seyrettim. Telefona baktığımda kimseden mesaj yoktu. Yani Ali'den bile nasıl olup olmadığımı sorduğu bi mesaj beklerdim. Aslında belkide ben gittikten sonra arkamdan neler konuşmuşlardı. Onlar kaç yıllık arkadaştı bense liseye yeni başlayan çömez ! Moralimi bozmak için bütün olumsuzlukları düşünüyorum sanırım. Yatağa yattım ama uyuyamadım.
Sabaha karşı uyumuşum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERİN (askıda)
RomanceSerin, teyzesi tarafından büyütülmüş, liseye yeni başlamış bir kızdır. Ailevi yaşantısı çok ilginç olup, arkadaşlık hayatında çalkantılar yaşayan, çoğu yönden zayıf bir kızdır. Yeni hayatına alışmaya çalışırken, karşısına çıkan ilk aşkı olarak tanı...