(Medyada Çako ve Asu var. Şarkıyı da bölüm içinde açmanızı söylediğim zaman açın.İyi okumalar umarım beğenirsiniz Seviliyorsunuzzzz ))
Güzel zamanlar göz açıp kapatıncaya kadar geçip gidiyordu.Her şey hayal ettiğim gibi olmuştu.. Tabi ki birkaç bombayı saymazsak. O olayları hayal bile edemezdim çünkü... Şimdi ise, kamp yorgunluğuyla yatağıma yatmış bulunmaktayım. Yarın okul var.. Fotoğrafları bilgisayara henüz atmadım. O kadar güzeldi ki geçirdiğim şu iki gün. Gitmeden önce hayalleriyle uyuyordum şimdi ise yaşadıklarımızı düşünüp gülümsüyorum. Bazı şeyler aklımda kara bulut gibi dolaşıyor. Sanki dünyanın ortasına düşmüşüm ve herkes kendi safhına doğru kollarımdan çekiyor.
Ali'nin yaptığını düşünmek bile istemesem de, aklımda dolaşan kara bulutlardan bir taneside o.. Karşısındakinin duygularına önem vermeden gelişi güzel hareket etmek sanırım erkeklerin yaptığı en iyi iş.. Böyle olunca kendimi oyuncak gibi hissediyorum.
Onlar sizi hayatınızın neresine koymak isterlerse koyuyorlar. Hani Barbie bebekler olur ya, ayaklarını büküp otutturursunuz. Heh ! İşte bende aynen öyle hissediyorum. Yani tabi ki artık öyle olmayacak. Ali gel dediğinde gidip yine yüz üstü bırakılmayacağım. Ben KEN'imi buldum. Burda kendimi Barbie yerine koyuyorum tabi...
Her neyse, Ali'ye tek bir sözüm var. ''Anca gidersin..'' Tabi bunu ona söylemedim.. Kendi kendime konuşuyorum. Sıra gelsin, hayallerimi süsleyen çocuğa.. Sarışın.. Uzun boylu, kaslı mı kaslı, manken mi manken.. Bu günlüğümü biri okursa bittiğimin resmidir.. Serkan ve teyzem işte o zaman beni Bakırköy'e yatırır..
Gerçekten bana değer veren biriyleyim. Bazen ilişkimin monotonluğu hakkında düşünüyorum ama onun bir gülüşü bile hayatıma heyecan katıyorken nasıl monoton olabiliriz ki.. Tek korkum, bu böyle güzel gitmeye ne kadar devam edecek. Hayatlarımız mutlu biten masallar gibi değil ki..
Pazartesi,
Nihayet okula girdiğimizde , herkes yorgunluktan bir köşeye pısmış oturuyorlardı.
'' Günaydın..'' Uyku mahmurluğuyla, duvar kenarına, Sezen'in yanına oturmuştum.
'' O kadar yorgunum ki.. '' dedi Sezen.
'' Emin ol herkes aynı durumda '' Adalia ve Mehmet kantine doğru giderken, Abay, Oğuz'la köşe başında dikilmiş bir şeyler konuşuyorlardı. Ben onları keserken Gamze'nin sesiyle ilgimi dağıtmak zorunda kalmıştım.
'' Fotoğrafları atabilir misin akşam ? ''
'' Facebook'ta albüme yükleyeceğim herkes alsın ''
'' Tamamdır.. Eee durumlar nasıl ? '' Gamze'nin bu sorusuyla afallasamda bi ima olmadığını geç anladım.
'' İşte.. Yine okuldayız.. Başladığımız yerde..''
'' Bizim sınavlar bitti de, şu son sınıflara çok üzülüyorum.. Emre'de stress olmaya başladı üniversite sınavı için..''
'' Valla Abay gayet rahat.. ''
'' Bi ara okulu kıralım ya..'' dedi Sezen.
'' Bunu sen mi söylüyorsun ? ''
'' Evet.. Bıktım valla. '' O sırada gözlerim yine Abay'ın olduğu yöne kaymıştı. Tufan, Oğuz ve Abay okuldan aceleyle çıkıyorlardı. Bunlar bir iş çeviriyordu ve kokusu er ya da geç ortaya çıkacaktı.
Dersler her zaman ki boşluğunda geçiyordu. Bir ara Elif hocayı ikna edip bir dersi bahçede geçirmiştik. Adalia ise derste, bizi cam kenarından mahsun mahsun izlemişti. En bombalardan birisi de Elif Hoca ve Kenan Hocayı basmamızdı. Onu her gördüğümde, öpüşme sahneleri aklıma geliyor ve gülmemek için kendimi zor tutuyordum... Sanırım öpüşme sahnelerini basmakla ünleneceğim çünkü Adalia ve Mehmet'i de basmıştım.. Hayatımdaki tek ekşın öpüşenleri basmak..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERİN (askıda)
RomansaSerin, teyzesi tarafından büyütülmüş, liseye yeni başlamış bir kızdır. Ailevi yaşantısı çok ilginç olup, arkadaşlık hayatında çalkantılar yaşayan, çoğu yönden zayıf bir kızdır. Yeni hayatına alışmaya çalışırken, karşısına çıkan ilk aşkı olarak tanı...