DİLRUBÂ

86.3K 1.9K 189
                                    

———————————————

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

———————————————

Keskin gözleri, soğuktan bile kızarmayan teni, öpülesi dudakları ve yılların ağıdı olan nasırlı elleri.

O, her şeyi ile mükemmeldi.

Kahveli gözlerim bir tek ona bakarken umut doluydu, bir tek ona bakarken içimde bir şeylerin tohumu yeşeriyordu. İçimde oluşan duygu yoğunluğu bir tek onaydı, heyecandan titreyen ellerim sadece onu görünce oluyordu. Ah! birde onun için kuş gibi çırpınan kalbim.

İşte o bunu bilmiyordu.

Bilseydi değişir miydi düşüncesi, yine uzak olur muydum ona, hasrete bir son vermeyen yüreği ile? Gözümün değdiği yere gönülden ırak olsam ne olurdu ki, insan kırılan kalbiyle kaç kez ölürdü sonuçta.

Şimdi boş umutlarla karşısında öylece dururken ağzımdan tek bir laf çıkmıyordu. Çıkmazdı, çünkü kelimeler son buluyordu onu bu üniformanın içinde bana oldukça yakın bir yerde görünce. Laf dinletemiyordum kendime, bu kadar heyecan bana çokça fazlaydı.

Yerinde hareketlendi, irislerim yaptığı her haraketli kaydetmek ister gibi onu dikkatle incelerken odasına yayılmış kendine has kokusu doldu ciğerlerime.

İçim onun ile tıklım tıklım dolu iken kamuflajını çıkartıp oturduğu koltuğa attı öylece. İri cüssesi, üzerindeki tişörtü zorlayan kol kasları ve kendini oldukça belli eden karın kısmı ile tüm dikkatimi dağıtıyordu, ancak onun bu sinirli hali kendimi çabuk toparlamamı sağladı.

İçine doldurduğu soluğu sert bir şekilde dışarı verirken bana dönük olan sırtı sonunda görüş alanımdan çıktı ve o tapılası yüzü ile yine karşı karşıya kaldım.

"Seni uyardım." sesi soluğumu keserken öfkesi beni yerime mıhladı.

"Defalarca uyardım, uzak dur bizden dedim, burası sana göre bir yer değil başına tonlarca bela alırsın dedim!" bağırmıyordu aslında, bağırsa korkudan burada duramayacağımı en iyi o biliyordu.

"Burada, hiç kimse yanında bir kişi olmadan sokağa ekmek almak için bile çıkmaz! Burada, kimse canını tehlikeye atmamak için askerin sözünden çıkmaz! Burada, hiç kimse verilen kararlara itaatsizlik etmez!"

Öfkesi benim laf dinlememezliğimeydi.

"Burada tehlike hep ensendedir." biraz olsun alçalan sesi ile yutkunduğumda gözleri yeniden beni buldu.

Kısa bir sessizlik oldu odada, gözlerimi onun baktığı yere çevirdiğimde camdan belli olduğu kadarı ile akşam üzeri olmuştu. Etrafta biraz karanlıktı, sokak lambaları aydınlatıyordu güzel bahçeyi. Hiç kimse yoktu dışarıda, lojmanda bugün sessizdi. Sanki bunun için emir almışlar gibi.

DİLRUBÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin