BÖLÜM 94: "TERK EDİLMİŞ HİSLER"

9.7K 466 280
                                    

Soğuk tebessümler.

Uzaklaştırma kararı.

Kulaklarımda çınlayanların nelerden doğduğunu anlayabilmem biraz zaman alacağa benziyordu aksi takdirde sürekli ve sürekli zihnimde dönüp durması kaşlarımın çatılmasının yanında bir belirsizliği ansızın odanın ortasına bırakmış, oluşan sessizlik ile mırıltı dolu küfrün ardında yeşeren hesap sorma Ata'dan yankılanmıştı.

"Anne," dedi inanamıyormuş gibi. Yüzünde yaşadığı şaşkınlığın izi olmalıydı ki bu sesinden epeyce anlaşılıyordu. "bunu cidden yaptın mı?"

Hayır, benim için asıl soru bunu neden yapmak istediydi. Zerrin teyze buna neden yeltenmişti, ya da bir sonraki belirsizlik, tam olarak ne oluyordu?

"Ben bu kararı sizinle birlikte aldım, sen oturup sonucunda bana bir fikir sunmadın. Gidip başhekimden benim talebimi geri çekmesi için ricadan çok üstünlüğünü kullandın. Sence bunu devam ettirmek için elimde nedenlerim var mı Ata?"

İstediği şeyler yolunda gitmemiş gibi bir serzeniş doluydu Zerrin teyzenin sesi ve benim gibi bir anlam vermeye çalışıyordu. O duvarın ardında her ne dönüyorsa canımı sıkacak şeyler olmalıydı.

"Yanlış anlaşılmasın," dedi Ayla savcı. "biz Sipahilerin ricası ile değil." ve dünyam tersine dönmüş gibi hissettim. "Ahu Atasoy'un abisi, Akif Keskin'in izni ile bu kararı yürütüyoruz."

Şehre yayılmış bir şaşkınlık firarı benim dudaklarımdan, ardından gelen küfürler ise tanıdık bedenlerden döküldü. Duyduklarımın idrak süreci epey uzun olacak gibiydi, çünkü anlaşılmayan bir çok şeyin arasında kendimi kaldırmak için bir çaba harcamaya uğraşmış, saplanan acı ile nefesim boğazımda kesilirken yerime sinmiştim. Yüzümdeki ifade ne kadar sızladığını anbean belirtirken dişlerim birbirine kenetlendi.

"Nasıl?" dedi Baybars, ona yakışmayacak bir küfrü dudaklarından kaçmadan zapt etmeye çalışırken.

"Size yeterince açıklama yaptığımı düşünüyorum," ve eklenen bir sessizlik daha. "Memur bey, lütfen gerekenler yapılsın. Siz kapıda nöbet tutacaksınız, ve sizde yüzbaşı odayı terk edin." yerimde durmak öylece bir aptal gibi olanları sadece izlemekle yetinmek sinirlerimi zıplatıyordu. Bu kadın kim oluyordu da benim nişanlımı, dostlarımı benden uzak tutuyordu?

"Kendi kendinize alınmış bir karar gibi duruyor savcı hanım, elinizde yazılı kağıt olmadan mümkün değil ağzınızdan çıkanların eyleme dökülmesi." Baybars. Bir tek o konuşuyordu, diğerlerinin sessizliği beni ürkütüyordu, bir şey olacakmış hisleri boğazımı düğümlemeye başlamıştı.

"Elbette," dedi savcı. Dosyasından bir evrak çıkarmış, yüzündeki memnun ifadenin üzerine çıkmış bir ifadesizlik ile Baybars'a kağıdı uzatmıştı. Yazılanlarda gezindi mavileri sürekli ve sürekli okudu, kaşları her okuduğu kelimede derinden çatılırken yavaşça gözleri Cesur'a çıktı. Sırtı bana dönüktü nasıl bir halde olduğunu seçemiyordum, ve bu saçma sapan kararların nasıl alındığını henüz anlamış değildim. "yeterli diye umuyorum." savcı, Baybars'ın elinden kağıdı alarak dosyasına geri koymuş arkasında duran polislere işaret verdiğinde bedenler hareketlenecekken bir adım sesi daha yankılanmıştı.

"Akif mi verdirmiş bu kararı?" yerimde duramıyordum artık, tükenmiş sabrım avuçlarımı karıncalandırıyordu. "İmkanı yok." imkanı dahi düşünülmüş olmamalı.

"İyi olmuş," dedi Zerrin teyze. "o da biliyor Ahu kızımın seninle, sizinle mutlu olmadığını."

"Bırakın bunun hesabını yapmak, kararları vermek Ahu'ya kalsın o zaman." Baybars'ın sesi hepsinden baskındı. "Kendi kafanıza göre, biz Ahu'yu düşünüyoruz böyle uygun gördük demekle olmuyor Zerrin hanım. En başından desteklediğiniz ilişkileri bir saldırı ile Ahu'yu kaybetme noktasına gelip de nefrete dönüşüyorsa, ya siz bu yolun başında eğri oturup doğru düşünmediniz ya da herkesin olduğu gibi sizin de Cesur nefretiniz bir anda kabardı. Ama değinmek istediğim bir nokta var, size bir farkındalık yaratır umarım. Ahu, kendi kararlarını verebilecek yaşta bir kadın. Ki bunu geçtim, Ahu Cesur ile nişanlı ve bu noktada sizin Ahu üzerinde evrak işlerinde bir izninizin veyahut onayınızın olması ihtimal dahilinde dahi değil. Eminim bunu öğrendiğinde kendisi gerekli kararı alacaktır. Farkındayım üzgünsünüz, bir anne olarak duygular besliyorsunuz ama geçti ve gitti. Ahu şu an kendisinde, gidip bakmak isterseniz buyurun ama o gözlerinize yansımış bize karşı nefretinizin altında yatan sebepler için ucu sadece bize dokunan nedenler yaratın. Ahu'yu daha kötü etkileyecek etkenler değil." ve bir sessizlik daha. Zihnimin içi karmakarışıktı.

DİLRUBÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin