Yüzbaşının kardelen çiçeği.
"Ahu!" adım bilmem kaçıncı kez yankılandı koca evde, üstelik bağırdığı yer giyinme odasıydı. Ona aldanmadan odadaki banyoda saçlarımın uçlarını dalgalandırdım. Yüzümdeki hafif makyajın izleri oldukça hoş gösteriyordu beni, kirpiklerim kıvrılmış, öpülmekten şişen dudaklarıma bir de hafif şeftali tonu eşlik etmişti. Saçlarım ile uğraşım bir son bulduğunda parmaklarımı bedenimi saran elbisede bir kez daha gezdirmiş, hoşnut halime gülümsemiştim.
"Ahu gömleğimi bulamıyorum!" gülümsemem yavaşça silindi, banyonun ışığını kapatarak adımladım giyinme odasına. Cesur. Bana bir manzara sunmaktan çekinmiyordu. Uzun ve yapılı bacaklarını saran siyah kumaş pantolonu kalçalarını sıkı sıkıya sarmış ancak bir türlü bulamadığı ütülü beyaz gömleği yüzünden kaslı sırtı gözler önüne serilmişti. "Ahu!"
"Sevgilim neden bağırıyorsun?" geldiğimi hissetmişti, dolabın içerisine bakınmaya bir son verdiğinde sürgüyü bırakmış kuzgunileri bana çevrilmişti, ancak rotası bedenimdi. Usul usul izledi vücudumu saran elbisemi. V yaka ince askılı bir elbiseydi, tüm hatlarımı sarmışken dizlerimin altında bitmiş ancak o bundan bile etkilenmiş gibiydi.
"Güzel sevgilim, giyinmemişsin." alayla bir yankı uyandı dudaklarımda.
"Giyindim işte Cesur," dedim yanına adımlarken. "hem sen ne diye bağırıyorsun evin içerisinde?" yanından geçip dolaba astığım ütülü beyaz gömleğini askılıktan çıkardığımda yakalarından tutarak giymesini izledim.
"Çünkü gömleğimi bulamıyorum, hem sen," dedi gömleğini giydiğinde parmaklarım düğmelerine gitmişti. "Ahu, göğüslerin ve kalçaların sıkı sıkıya sarmış," eli belimi buldu, hızla kendisine çekti.
"Oluyordu aslında, biraz kilo alınca daha iyi sardı." dedim, harelerim onu izlerken. Teni her daim sıcacıktı, parmak uçlarımı yakıyordu.
"Kilo olmadın." hafifçe eğilerek dudaklarını dudaklarıma yasladığında kalçamı kavramıştı büyük eli, avucum çıplak göğsüne kaydığında öptüm onu. Saatler önce öpmemiş gibi. Kalçamdaki eli sıkılaştığında beni çevirmiş sırtımı sert göğsüne yaslamıştı. Karşımızdaki büyük aynadan bu görüntüyü görmek heyecanlanmamı sağlıyordu. "Bak güzel sevgilim." dedi, belimdeki elini karnıma sardığında diğeri usulca tırmanmış göğsümü kavramıştı. "Ne kadar da etkileyici bir kadına dönüşüyorsun." dudakları kıvrıldı, sıkıca tutundum ona. "Önceden değil miydim?"
"Her daim böyleydin." göğsümün altındaki eli okşayarak belimi buldu, karnıma yasladığı sıcak avucu çıkıntıyı okşadı. "Gittikçe büyüyor." elinin üzerine koydum elimi, heyecanım katlanmıştı. "Bu şekilde iflahımı daha da kestiğini bilmen gerekli." kendisini yasladı, bacaklarımın gücü çekildi.
"Cesur." dedim, nefesimi toparlayamadan. "Şimdi olmaz." tenim karıncalandı.
"Elbette olmaz." bir kez daha çevirdi kendisine, ellerim göğsüne çıktı, iki eli de sıkıca sarmış belirginleşen karnım yüzünden aramızda kapatamayacağımız bir ten mesafesi oluşmuştu. "Çok tehlikeli." sanki dün gece saatlerce üzerimde gidip gelmemiş gibi.
"Öyle mi?" dedim, dudakları arasında, başını belli belirsiz salladığında bir elim boynunu kavramış buz kesen parmaklarım onu okşamıştı. "Geç kalacağız." dudaklarından güçlükle koptuğumda bir kez daha öpmüş ve geri çekilmişti. Gömleğinin düğmelerini yavaşça bağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLRUBÂ
Ação"Yanlış yerdesin öğretmen hanım." hayal kırıklığı ruhumu parçalıyordu, lakin dinmiyordu belki de son kez akıtıyordu gözyaşını Ahu. "Yolun ben değilim, olmak istediğin yer yanım değil. Orası zaten birisine aitken, çıkmaz sokaklarda kayboluyorsun." ...
