BÖLÜM 112: "KIŞ GÜNEŞİ"

12.9K 398 354
                                    

Bir evlilik meselesi.

! Uyarı: Bölüm başında bir takım edepsiz şeyler yaptıkları için hızlıca kaydırıp ertesi güne geçen kısımdan devam edebilirsiniz. Kurgu akışını bozan herhangi bir unsur bulunmamaktadır.

...

"Sanki kaderimi fırtınanda yazmışlar
Rüzgarına dolayıp bırakmışlar
Bak çıkamıyorum bu aşkın içinden
Hele bir sor bu gönül kimi dinler..."

Kolumu camdan dışarıya sarkıtarak başımı üzerine koymuştum, avucuma dolan rüzgarı her zerremde hissederken kayıp giden yol ile dudaklarımdaki gülümseme, ruhumdaki sıcaklık hisle mırıldanıyordum kendi kendime.

"Bırak da bi aksın, çalarsa çalsın,
Tüm şarkılar bu aşktan utansın...
Gel bana... gel bana..."

Küçük bir kıkırtı kaçtı dudaklarımdan, başımı kaldırarak direksiyonu tek eliyle tutan Cesur'a döndüğümde leyla bir haldeydim uzun süredir. "Bırak da bi sarsın, yanarsa yansın..." cilve miydi sesimdeki? Sanırım. "Tüm alevler bu aşktan utansın," kuzgunileri gülümseyerek bakan harelerime tutundu, ardından dudaklarıma düştüğünde benim gibi sırıtıyordu. "Sen gel bana..." başımı hafifçe sağa atarak gözlerimi kapattım. "gel bana..." kendi halimde melodiler uyduruyordum dudaklarımdan, neşeli halim sarhoşluğuma değerek arabanın içerisine dolan meltem gibi yayılıyordu. Sürekli yerimde kıpırdanarak dans etmek istiyordum, lakin bir o kadar da yorgundum.

Başım koltuğa düştüğünde yakışıklı çehresine bakıyordum bir elim camdan dışarıda dururken avucuma dolan meltem ile. Gözlerim yavaşça kapandı ve yeniden aralandı. Dudaklarımda bu kez gün boyu süren ve yerini alan ufacık bir tebessüm vardı. Gönlümü yakan bir adamdı, gönlümü ateşe verip de sarandı. Seviyordum. Öyle çok seviyordum ki onu, içimden taşıp da ağlatacak kadar nefesimi kesen bir histi. Şimdi dudaklarımdan sızanlar sessiz gecenin içinde ikimize ait bir günün ardında usulca dökülenlerdi.

Tebessüm ediyordum, onu izliyordum, gözlerim yavaşça kapanırken bize söylüyordum. Bakışları bir an için onu hayranlıkla izleyen bana değdi, kaşları hafifçe havalanmış dudaklarında çarpık bir gülümseme belirirken, "Sevgilim, uykun mu geldi?" demişti. Gözlerimi yavaşça kapatıp açarak bir cevap verdiğimde lojmanın o uzun yolu bitmiş, evimize gelmiştik.

"Birazcık." dedim yerimde gerinerek aşağıya kaydığımda, dudaklarımdan garip bir rahatlama nidası kaçmış kollarımı göğsümde bağlayarak başımı boynuma doğru düşürdüğümde gözlerimi kapatmıştım.

"Uyuma kardelen çiçeğim, evimize geldik." huzura bulanmış gibi gülümsetti bu cümle beni.

"Uykum geldi." dedim nazlı bir edayla yerime biraz daha sinerek.

"Peki, o zaman Cesur taşıma şirketlerine hoş geldiniz." kıkırtım dudaklarımdan sızdı, gözlerimi bilerek açmazken arabadan inmiş önce Rex'i indirdiğinde kapımı açmıştı. Serin hava kollarıma çarparak titrememe neden olurken ceketini omuzlarıma bıraktığında kollarını sırtıma ve dizlerimin arkasına sararak aldı kucağına. Çıkartıp kenara bıraktığım topuklu ayakkabılarımın iplerinden tutarak kavradığımda bir yük oluyormuş gibi bırakasım geliyordu. Başım yerini özlemiş gibi boynuna düştü, kucağında küçücük kalarak biraz daha göğsüne sığındığımda arabayı kilitlemiş karanlık bahçede adımları yolu seçerken omuzuyla kapıyı iteklemişti.

Öylesine güzel kokuyordu ki burnumu boynuna sürtmekten kendimi alıkoyamıyordum. Başımı kedi gibi biraz daha yasladım, dudaklarımda muzip bir gülümseme oluşurken sıcacık boynuna küçük bir öpücük bıraktığımda dudakları kıvrılmıştı, hissediyordum. "Şşt," dedi kızıyormuş gibi. Lakin bir kez daha öptüğümde hoşuna gitmiş olmalı ki göğsünden gelen gülme isteğini sessizce yutmuştu. Dudaklarımı dilimle ıslatarak teninde iz bıraktım, dudaklarım arasına alarak hafifçe çekiştirdiğimde çıkan edepsiz ses apartmanın içerisine dolmuş, Cesur gelen asansöre bindiğinde kat tuşuna basmıştı. "Sevgilim uslu dur." kolumu biraz daha sardım omuzlarına, kucağında yer edinirken boynuna sıcak nefesimi vermiş, parmaklarım boynunun diğer yanını usulca kavrarken dudaklarımı bastırdığımda uzunca durmuştum. "Ahu." dedi bu kez dayanamıyormuş gibi, dudaklarımdan bir kahkaha kaçırırken kendimi zorlukla tutmaya çalışıyordum. "Komşuları uyandıracaksın, sessiz ol kardelen çiçeği."

DİLRUBÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin