Düşünceler.
Yüzümde hafif bir ıslaklık vardı, kaşlarım çatılmış dudaklarımdan hoşnutsuz bir ses kısıkça kaçmıştı. Yumuşak yastıkların arasında dönmeye çalışarak kolumla yüzümü kapattığımda hırıltılı bir soluk kulaklarıma doldu. Ne olduğunu pek idrak edemiyordum ancak öylesine mayışmış hissediyordum ki üstelemedim dahi. Kendine gelememiş halim ile yatağın içerisinde dört dönüp yastıklarla bir bu kadar daha yatıp uyumak için çırpınırken mırıltılarımın anlaşılamaz hali dirseğimden bileğime kadar yapış yapış bir ıslaklığın kaymasıyla boğazımda nefesim ile kesildi.
Bu, umarım düşündüğüm şey değildir.
Gözlerimi açamadım, içime yerleşmiş o korku zihnime umarsızca sızdığında nefes nefese soluklar artmış yani başımda bir havlama ile kolumu yüzümden indirirken irileşmiş harelerim ile yutkunmaya çalışmıştım. Gözlerimi art arda sonu gelmez bir halde kırpıştırdım ancak o görüntü silinmedi. Rex. Yanı başıma oturmuş, dili dışarıda yüzünde mutlu bir ifade varmış gibi bana bakıyordu. Yavaşça, öylesine yavaş bir şekilde gözlerine bakmıştım ki şiddetle bir kez daha havladı. Dudaklarımdan firar eden çığlık kaçınılmazdı.
"Aa!" çığlığım onu korkutmuş olmalı ki art arda havlamaya başladığında boğazım yırtılırcasına kaçan çığlıklarım dinmemiş, topuklarımı çarşafa vurarak yatakta kendimi diğer köşeye çekmeye çalıştığımda ağladığımı hissettiren o ifade yüzümde yerini almıştı. İğrenç!
"Ahu!" odanın kapısı şiddetle açılırken korku dolu ses ve gözler Cesur'a aitti. Yatakta çığlık çığlığa bağıran bana ve yaptığında gayet de memnunmuş gibi duran Rex'e baktığında kuzgunilerindeki o korku nefesini kesmişe benziyordu.
"Al şunu!" göğüsüm hızla çarpıyordu, üzerimdeki örtü sıyrılmış ani ve şiddetli hareketlerim sürekli bacaklarımı çırpmam ile keskin bir acıyı karnıma sapladığında çığlıklarım henüz dinmemişti.
"Rex," dedi sakin kalmaya çalışarak. "dışarı çık oğlum." Cesur'un yüzüne baktı, baktı, korkmuş halime döndüğünde yaklaşmış yatağın kenarına sinmiş bir halde gitmesini beklerken Rex patilerini tişörtün açıkta bıraktığı çıplak bacaklarıma yaslamıştı. Tenimdeki varlığı midemi alt üst etti. Bana dokunuyordu!
"Al şunu!" gözlerimi sıkı sıkıya kapatarak başımı diğer tarafa çevirdim. "Cesur al götür!" öylesine hızlı nefesler alıp veriyordum ki başım dönüyordu artık.
"Rex." dedi bir kez daha.
"Rex deyip durma! Hayvan anlamıyor işte!" bağırmaktan boğazım sızlıyordu artık. Cesur kapıda durmaya bir son vererek sonunda Rex'in tasmasından tutarak yere indirmişti. Saçlarım yüzüme ve omuzlarıma dağılmış tutamların arasından görebildiğim kadarı ile Rex, Cesur'un önünde otururken Cesur kapıyı işaret ettiğinde dışarıdaki dili içeri girmiş memnuniyetsiz bir ifadeyle kapıya doğru salına salına yürümüştü.
Titreyen ellerimle saçlarımı iki yana çekerek kulağımın arkasına sıkıştırdığımda büyümüş harelerimi sakinliğe kavuşturmaya çalıştım. Nefeslerim düzensiz, nabzım hızlıydı, korku henüz geçmemişti.
"Sevgilim." yumuşak bir tonda döktü dudaklarından, yanımdaki boşluğa oturduğunda yüzümdeki ağlamaklı ifade ile bağırdım bir kez daha.
"Yüzümü yaladı!" yemin ederim şimdi ağlayacaktım.
"Yıkarız geçer." kolumu gösterdim ona, bakarsam bunu sindiremezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLRUBÂ
Acción"Yanlış yerdesin öğretmen hanım." hayal kırıklığı ruhumu parçalıyordu, lakin dinmiyordu belki de son kez akıtıyordu gözyaşını Ahu. "Yolun ben değilim, olmak istediğin yer yanım değil. Orası zaten birisine aitken, çıkmaz sokaklarda kayboluyorsun." ...