Eren şuan yeraltı zindanında. Levilerle epey bi tanış olacaklar :p
Biri asker gelip "Eren Jaeger, Kaptan Levi'nin gözetimi altında olacak" falan dedi. Ship or Skip diyormuşum-
Şuan Armin ve Mikasa ile masada oturuyoruz. Mikasa beni yanına almayacağı için Armin'in yanındayım ama buna rağmen ara sıra bana 'Sen nereden çıktın ki?' der gibi bakıyor. Yada bana öyle geliyor.
"Eren mahkemeye mi çıkacak? Neden?"
"Detayları ben de bilmiyorum ama.."
"Eren ile ne yapacaklarına karar vermek ilgili olabilir" dediğimde Armin bir an afallasa da "Hm. Olabilir." dedi beni onaylayıp.
Mikasa şaşkınlıkla sordu. "Ne yapacaklarına.. mı?"
"Muhtemelen ölmesine yada yaşamasına karar verilecek."
Bunu söylediğimde ikisi de korku karışımı bir ifadeyle bana baktı.
Bir askeri polis içeri girerek üçümüzü çağırdı. "Öğleden sonraki mahkemede tanık olarak bulunmanız emredildi!"
...
Eren de sonunda geldi.
"Yürü!" İtildi.
"Yere çömel!" Çömeltildi.
Etrafa bakarken gözleri bizi buldu. Ne yapacağını da ne söyleyeceğini de bilemiyor gibiydi.
Tabi insana zincirle bağlı olarak tutulduğu yerin mahkeme salonunun altındaki zindan olduğu ve yapılacak bu tartışmanın konusu bile doğru düzgün söylenmezse..
"Öyleyse başlayalım.. Eren Jaeger, değil mi? Hayatını krala adamaya yemiş etmiş bir askersin, doğru mu?"
"Evet.."
...
"Bu mahkeme seni kimin alacağına karar verecek. Askeri Polis yada Keşif Birliği.."
...
Tartışma olurken Levi konuştu. "Ağzın iyi laf yapıyor domuz. Siz bütün geçitleri mühürleyene kadar devlerin oturup bekleyeceğini kim söyledi?"
"Biz yalnızca geçiti mühürlersek güvende olacağımız yönünde-"
Papaz mıdır rahip midir ne halt olduğu umurumda olmayan gereksiz "Bu kadar yeter seni dinsiz herif! Tanrı'nın bize bahşettiği kutsal Sur Rose'a nasıl böyle bir sey yapmayı düşünebilirsin?!" diye çıkıştı yanındaki adama.
"Surların güçlendirilmesinin gecikmesinin bir diğer sebebi de bu surlara deliler gibi taparak onlara zarar gelmemesi için uğruna ölmeyi bile göze alabilecek cesaret ve yüreğe nereden sahip olduklarını anlayamadığım manyaklar zaten" dediğimde Armin bana şaşkınlıkla bir bakış atıp başıyla onaylamak ile yetindi. "Para ve güç onların elinde.."
Hakim elini hafifçe masaya vurdu. "Sessizlik. Bireysel inanç ve görüşlerinizi başka yerde paylaşın. Jaeger-kun, sana bir şey soracağım.." Dikkatimi onlara verdim.
"İnsanlık için savaşmaya devam edip sahip olduğun dev gücünü de aynı amaç uğruna kullanabilir misin?"
"Evet!"
"Öyle mi? Ama Trost'tan gelen rapor diyor ki.. Deve dönüştükten hemen sonra birilerine saldırmışsın. Yumruk atmışsın."
"Rapora yalan seyler yazmamı beklemiyordun herhalde.." diyeni umursamadım ve el kaldırdım. "Efendim, sözünüzü kesmiyorsam konuşabilir miyim lütfen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köstekli Saat: Attack On Titan
Fanfiction(Wattpad'deki ilk isekai anime kitabı.) Lütfen aşağıyı okuyun; NOT: Reiner, Annie, Berthdolt, Mikasa gibi aslında iyi olan karakterlere karşı ilk birkaç bölümde kötü davranmak yada arka plana atmak gibi bir hataya düşmüştüm. Yada din vatan olayına g...