(815 kelime ile iyi okumalar)
"Görevin beklemeye alındığı.. işareti mi?"
"Bazen kimin doğrusunu bildiğini anlayamayız. O gün de dediğim gibi.. Eğer herhangi bir konuda fikrin varsa, bunu açıkça dile getirmekte özgürsün. Ve bunu yaptın. Şimdi gereken şey ise.." Ona döndü. "Armin, onlara emir ver. Komutayı sana bırakmıştım."
Bir an bana baktı. "Armin, lütfen.."
Ne yapması gerektiğini düşünüyor..
Armin kararıyla beraber emir verdi. "İki gruba ayrılın ve duvarın yüzeyini araştırın! Kapının üzerinden araştırmaya başlayın!"
Herkes ilk başta tereddüt etse de emre itaat etti. "Anlaşıldı!"
"Armin.. Teşekkürler."
"Birçok kez doğru zamanda doğru kararı verebildiğine şahit oldum. Hislerine güveniyorum." diyerek elini sağ omzuma koyup güven verircesine gülümsedi. "Sözünü unutma."
"Unutur muyum hiç?" dedim ve sırıttım. "Eren'i bırakıyorsun, öyle mi? Seni dönek. Güya tek başına görecekti."
"Bilmem.. Belki de hep beraber görmeyi tekrar düşünmüşümdür. Bu döneklik mi?"
"Hmm.. Bilmem. Belki de." dedim onun gibi.
Gülümseyerek derin bir nefes verdi. "Tamaaaam. Ben bir şey demedim. Hep beraber. Anlaşıldı."
"Kendine dikkat et."
"Sen de.."
Aşağı inip araştırmaya devam ettiler.
Birazdan Reiner ortaya çıkacak. Şimdilik bir şey yapmasam daha iyi gibi.. Yada..
"Ne düşünüyorsun?" dedi öylece sur içine bakarken.
Başımı kaldırıp sağımdaki Kumandan'a döndüm. "Efendim efendim??"
"Şuanda. Ne düşünüyorsun?"
"Ben.. İşler nasıl ilerler diye düşünüyordum. Neler olabilir, gibi."
"Hm. Anlıyorum. Peki bodrum hakkında?"
Bir an afallasam da belli etmemeye çalıştım. "Bana mı soruyorsunuz cidden? Orada ne olduğunu nereden bilebilirim ki?"
"Sanırım haklısın. Sormadım varsay."
"Kumandan.. Birazdan gidebilir miyim?"
"Yapmayı planladığın bir şeyler mi var?" dedi sol kaş altından bakarak.
"Tabiki! Savaşmak gibi!"
"..?"
"Kumandanım.. Sizce yoldaşlarım mücadele edip savaşırken burada sizinle, öylece izleyebilir miyim? Bunu yapabilecek kadar 'cesur' olduğumu mu sanıyorsunuz?"
Hafiften güldü. "Yani sen, benim yıllardır yaptığıma 'cesaret' mi diyorsun?"
"Elbette diyorum!"
"Bazen-hayır. Bu bazı zamanlar olan bir şey değil. Beni cidden şaşırtıyorsun. Büyük bir asker olacağına inanıyorum."
Kısık gözlerle bi ona bi kendime baktım. "Büyük derken? Af edersiniz siz de.. oradan bakınca tabi küçük görünürüm. Efendim."
"Ahahah.. Neden boya takıldın ki sen? Ben büyük bir asker olacaksın derken önemli biri olmaktan söz ediyordum."
"Hm. Kesin, efendim. Reiner da hep boya takardı. Gıcık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köstekli Saat: Attack On Titan
Fanfiction(Wattpad'deki ilk isekai anime kitabı.) Lütfen aşağıyı okuyun; NOT: Reiner, Annie, Berthdolt, Mikasa gibi aslında iyi olan karakterlere karşı ilk birkaç bölümde kötü davranmak yada arka plana atmak gibi bir hataya düşmüştüm. Yada din vatan olayına g...