Kapımın sertçe tık-vurulmasıyla gözlerimi araladım.
"Orada olduğunu biliyorum! Aç şunu yoksa kırarım!"
Yavaşça ayağa kalktım ve açtığım kapıyla gözlerimi kıstım.
"...Kaptan?"
Bir an afalladı, elini alnına yaslayarak başını hafifçe sağa çevirdi. "Tanrım... Yattığın kıyafetlerle bir de kapı mı açıyorsun? Ciddi misin?"
Bakışlarımı aşağı indirdim.
"İnce bir kazak ve..." Sağıma dönüp öksürdüm. "...bir pantalon, ne var ki bunda?"
Göz devirirken başını bana çevirdi. "Aah... Herneyse!"
Tekrar öksürdüğümde tek kaşını kaldırdı, yüzü şaşkın bir ifadeye büründü. "Hasta mısın sen?"
"Çok komik."
"Bu bir espri değildi..."
Kollarımı kendime sardım. "Belli olmuyor mu-hapşu!"
"Bir bu eksikti heralde."
"Bir planımız mı vardı?"
"Ah evet. Kahvaltı, alışveriş, eğlence için merkezde dolaşmak, belki at sürmek -ki bu kesinlikle her zaman yaptığımız bir şey değil- ve akşam yemeği, ardından yatmak... bugünkü planımız için düşündüğüm şeylerdi. Tüm takımı topladım bir sen yoksun. Neredeyse kırılıyordum."
Üzgün bir şekilde parmak uçlarını alnına yaslayarak başını sağa sola salladığında gözlerim şaşkınlıkla açıldı.
"Gerçekten mi?"
Elinin tersini kaldırdı, refleks olarak gözlerimi kapattım. Alnıma değen şeyle gözlerimi yavaşça açtığımda elini çekti. Bende beni kendime getirmek için tokat atçak falan sandım ama "Sıcak. Yada cidden kafayı bulmuşsun." demekle yetindi.
Bu dediğiyle Kaptan gözümden düştü. Yani şey yaa... İtildi. Hanji-san tarafından.
"Çekil şurdan bücür!" Bana endişeyle baktı. "Neeeevaa-"
Ellerimi aramızda kaldırdım. "Hiç yaklaşma has-" derken Kaptan kapının kenarından sağ el tutunarak başını gösterdi. "Pislik."
Ve Hanji-san da sözümü bitirmeme bile fırsat vermeden bana sıkıca sarıldı, sıkıldım. Limon falan gibi.
"Aman boşver!... Oyy kuzummmm! Hasta oldun diye mi kalkamadın sen?! Eren geldi kalkarım dedin. Armin geldi beş dakika daha dedin. Mikasa'ya da sonra dedin derken yemekhane doldu, yemekler yendi ama... Sen yoktun! Daha da sormadılar şerrefffsizler."
Sağ elini kaldırırken göz devirdi. "Beni sayma. Geldim."
"E bi zahmet! Biz kalmıştık gelmeyen!" Kaptan, Hanji-san'ın bunu söyleyerek ellerini havaya kaldırmasını umursamadan "Tch."ladı.
"Herneyse ya! Bugün iş miş yok sana!" diye ekledi işaret parmağını sallayarak.
"Ne vardı ki?"
Elini ensesine koydu. "Aslında zaten pekbir şey de yoktu. Hohoho."
"Temizlik vardı. Ama size göre önemi yok tabi." diyen Kaptan kollarını göğsünde birleştirip başını çevirdi.
"Trip atma bana!" diye bir hışımla Kaptan'a döndü.
"Ne zaman temizlik yapmak istesem alıkoyuyorsun! Ayrıca trip ne be? Sensin o, bktn gözlük!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köstekli Saat: Attack On Titan
Fanfiction(Wattpad'deki ilk isekai anime kitabı.) Lütfen aşağıyı okuyun; NOT: Reiner, Annie, Berthdolt, Mikasa gibi aslında iyi olan karakterlere karşı ilk birkaç bölümde kötü davranmak yada arka plana atmak gibi bir hataya düşmüştüm. Yada din vatan olayına g...