Değerlendirme

379 36 285
                                    

"Aslında... Haklılar. Devleri senin alman en iyi seçenek gibi görünüyor..." diyen Eren'e bakıyordum öylece.

"Anılarımı, anılarımızı... Seninle ve senin içinde yaşatmayı gerçekten çok isterim." diyerek gülümsedi.

"E-Eren...?"

Başını eğdiğinde ellerimi elleri arasına almasına baktım, ardından tekrar ona kaldırdığım bakışlarımla, anlatamayacağım kadar güzel bir gülümsemeyle devam ettiğini farkettim.

"Ve bu senin yaşamından 13 yıl bırakacak... Ömründen kalan 13 yılın olacağım..."

Gözlerim dolduğunda görüşüm bulanıklaştı.

Buruk gülümsemesiyle yaşlarımı silerken "Hiçbir zaman bunu yapabilecek kadar bencil olamayacağım..." diye fısıldadığında bir an afalladım.

"Seninle yaşama isteğimi gerçekleştirmek için, senin ömründen alamam. Anlıyor musun? Bu çok... alçakça bir davranış olur. Ama benim için önemlisin. Bu yüzden seni seçemem. Seni benden ve anılarımdan mahrum bıraktığım için, affet beni."

"Çocuklar... 3 dediğimde vagondan atlıyoruz."

"Ha?"

"Ben bu romantizmi kaldıramam." diyen Jean ile hızla ellerimizi çekip ayrıldık.

Başımı çevirip gözyaşlarımı sildim.

"Bizi farketmeniz ne kadar da güzel!" dedi Mikasa gülerek.

"Aptal mısın Neva? İnsan bi' laf eder buna karşı. Eren demekten fazlasını yapmadın!"

"Ka.. Kapa çeneni!!"

"Sade- sadece Neva değil ki! Bunu hiçbirinize vermeye niyetim yok benim!" diye çıkıştı endişe içinde.

Ona döndüler.

"Nedenmiş o?" diye sordu Jean, ciddi bir şekilde.

Derin bir nefes aldı ve başını eğip suratı asık bir şekilde konuştu.

"Çünkü siz de benim için önemlisiniz. Hepiniz öylesiniz. Herkesten değerlisiniz. Bu yüzden ben... Uzun hayatlar sürmenizi istiyorum..."

Herkes kızarmış bir şekilde kendince hareketler yaptı.

Jean da Eren'i işaret etti.

"Neeeeee?!? Sen ne diye kızarıyorsun?! Neler oluyor burada!!! Her şey tuhaflaştı senin yüzünden!"

Sadece "Afedersin." diyebildi Eren.

Armin gülerek başını ona çevirdi.

"Jean, gün batımı... onun rengi, hepimizin yüzünü kızarmış gibi gösteriyor. Herkes bu yüzden kıpkırmızı."

Mikasa kendisine gülümserken, Jean "Oh.. O zaman yapacak bir şey yok..." diye bahanenin ardına saklandı, şapkasını biraz öne eğerek yüzünün üst kısmını kapattı.

Connie ile Sasha ise "Haaa? Tabi yaaaa.... ondan kızardın sennnn..." falan diyorlardı birbirlerini işaret ederek.

Solumdaki Eren ile birbirimize baktık.

"Ne?"

"Kızardın ya, ona bakıyorum. Güneşten dolayı hani... Asıl sana ne oluyo?"

"Ben de sana bakıyorum işte. Aynı sebep." Göz kırptı, gülümsedim.

Eren bizi önemsiyor.

Ve ben, bunu da seviyorum.

Flashback End...

Köstekli Saat: Attack On TitanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin