(Bu sefer 550 kelime ile yazdım. Evet az. Çünkü fena bir şekilde bitirdim. En azından ben öyle düşünüyorum.. Neyse haydin iyi okumalar :3)
Gelen kişilere şaşkınlıkla baktık.
"Hanji-san ve Moblit.."
...
"İşte oldu. Darbe başarıyla sonuçlandı. Orgeneral Zachary, başkenti ve idari birimleri kontrolü altına aldı. Şuana dek soylular ayaklanmadı."
"Peki ya patron Reeves kazası?" diye sordu Armin.
"Bu itiraf ile, yöneltilen suçların asılsız olduğu kanıtlandı. Oğlu Flegel paçayı iyi kurtardı. Orada gördüğünüz gibi vergilerin gereksiz olduğu, güçlerini kötüye kullandıkları, Kral Fritz'in bir sahtekar olduğu yazıldı. Yaptığımız her şey ise meşru müdaafaya dayatıldı."
"Anlatmaya gerek yok Hanji-san, görüyoruz."
"Kısaca, artık özgürüz."
"Heyt be!!! İşte budur! Şükürler olsunnn!!!" diye ellerimi yukarı doğru açtım.
Tepkisizce "Biri şunu sustursun." diyen Kaptan ile görünmez fermuarımı çektim. "Sorun yok. Sustum."
"Yada.. Hepiniz coşabilirsiniz, bu seferlik."
Hepimiz sevincimizden önümüze gelene sarılıp zıpladık falan.
Böyle yani.
Bi' delirme sahnesi hayal edin.
"Bu.. mümkün değil.." diyen askere sırıtarak döndüm ve karşısında diz çöktüm. "Mevzu bahis biz isek, üstesinden elbette ki geliriz seni yaşlı bunak amca."
"Ama bir şekilde.. sonunuz.."
Parmağımı gözümün altına yerleştirdim. "Pışıııık."
Ayağa kalkıp ona doğru eğilerek bir ölünün gözlerini kapatır gibi kapattım gözlerini. "Hadi uyu sen uyu. Gerçi rüyanda da göremezsin ama.. Neyyyse."
Son olarak kocaman bir dil çıkardım. "Bleh! Kudur. Çıldır. Çatla ve Patla e mi!"
Hep bunun şaşkınlığına karşılık bir şeyler yapmak istemiştim. Yaptım.
"Kumarda kazandık sanırım." diyen Kaptan'a baktım. Hanji-san onu onayladı. "Evet. Sadece Erwin değil. Damlaya damlaya göl oldu ve yapılan büyük seçimlerin küçük kararları bu dünyayı değiştirdi."
"Ve bana ödünç verdiğin üç kişiden ikisini öldürmeyi başardım. Özür."
Gülsem mi ağlasam mı..
Çok ciddi konuştu.
Kendisine gülümseyen binbaşıya bir an bakıp başını çevirdi. "Gerçi bir tanesi şu velet sayesinde kurtuldu."
Bana döndüklerinde el salladım. "Ehehe.. Nasıl gidiyor Kaptan?"
"Buraya gel."
Yutkunup geldim ve aot selamı verdim. "Evet efendim!?"
"Rahat ol aptal. Şu meseleyi konuşalım bakalım."
"Ciddi olamazsınız.."
Somurtkan yüzü ile ben ve Hanji-san'a baktı. "Ciddi değil gibi mi görünüyorum?"
"Hiç sanmıyorum."
...
"Konuş." dedi ağaca yaşlanıp bir kolunu bir dizinden sarkıtmış şekilde ciddi bakışlarıyla bana dönerek.
"Sorunuz nedir?" dedim yanında bağdaş kurmuş şekilde anlamaz bakışlarımla ona dönerek.
"Soru-lar desen daha doğru. Öncelikle Kenny. Onunla alakan nedir? Nereden tanıyorsun?"
"Şey. O bir efsane. Değil mi?"
"Efsane veya bir hikayeden ibaret olmadığını ikimiz de iyi biliyoruz. Bununla kurtulamazsın."
"Adını duydum bir yerlerden işte. Önemli değil ki.."
"Bir şeyleri saklıyorsun gibi aptalca hislere kapılıyorum. Ama yanılmak da istemiyorum. Ne biliyorsun dedim sana."
"Şeyi biliyorum aslında.. Kenny'nin sizin.." Dayınız olduğunu.. "Sizin.. Sizinle bir meselesi olduğunu."
Neden söyleyemiyorum lan?!
Yoksa.. Yakında zaten öğreneceği için mi?
Beni baştan aşağı süzdü. "Buna inanmış gibi yapacağım."
"-Mış gibi derken?"
"Bu kadar kolay inanacağımı zannetme. Sıradaki soru. Nifa'nın ölmek üzere olacağını nereden biliyordun?"
"Ne? B-bilmiyordum ki!"
"O zaman neden önce beni kurtarmadın?"
"Ha?"
"Bir Kaptan ve Bir Asker. Ben Erwin ve Armin arasında kalsam Erwin'i seçerdim."
"Hey! Neden Armin?"
"O asker değil mi? Aklıma ilk o geldi. Erwin ve Armin. Uyumlu."
"..."
"Bu şekilde beni oyalayamazsın. Cevap bekliyorum"
"Siz kendi 'başınızın' çaresine bakarsınız. Diye düşünmüştüm. Sonuçta Kaptan sizsiniz. Ama o.. Ölme olasılığı yüksek sıradan bir askerdi."
"..Bunu da kabul ettiğimi varsay. Ama gözüm üzerinde."
"Anladım."
"Gidebilir-..Bekle bir dakika.."
Tam kalkacakken kendimi tekrar zemine bıraktım.
Sağ elini de dizinden indirince iki eliyle otlar arasında bir şeyi idrak etmişcesine bana döndü. "Yoksa sen.."
~~~
Yb?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köstekli Saat: Attack On Titan
Fanfiction(Wattpad'deki ilk isekai anime kitabı.) Lütfen aşağıyı okuyun; NOT: Reiner, Annie, Berthdolt, Mikasa gibi aslında iyi olan karakterlere karşı ilk birkaç bölümde kötü davranmak yada arka plana atmak gibi bir hataya düşmüştüm. Yada din vatan olayına g...