Şu sıralar bazı Askeri Polisler ve Nile, şarap içiyor olmalı.
Hatta servisi yapan kişi Niko'nun ta kendisi.
Şuan onları düşünmüyorum bile.
Zaten uyarmak istesem Arminlerleyim. Uğraşamam.
...
Pencereye yüzü dönük şekilde "Komutan Pixis'in gönüllü askerlere bu kadar yükleneceği kimin aklına gelirdi..." diyen Connie'ye omuz üstünden baktım.
Ardından başını arkaya atmış, ikili koltukta otururken "Neva'nın." diye karşılık veren Jean ile gözlerimi kısıp gülümsedim.
Onun sağında oturan Mikasa "Yapmacık olma." dedi kaşlarını çatarak.
"Üzgünüm. Ama şu sıralar gerçekten gülecek kadar mutlu değilim." Başımı tuttum.
"Sen bile bu hâldeysen biz bittik." diyen Armin'e baktım.
Burukça gülümsedi ve başını hafif eğip önündeki masaya bakarken konuştu. "Planımız Marley'e sızmak üzerine kurulu. Sanırım gönüllü askerleri birkaç ayrı bölgede ev hapsine alacaklar. Onlarla Keşif Birliği'nin ne kadar sıkı ilişkide olduğunu biliyorlar. Bu nedenden dolayı planlarını asla bize açıklamadılar."
Jean doğruldu ve karşısındaki Armin'e bunun kaçınılmaz olduğunu söyledi. "Zeke'nin asıl amacını öğrenene kadar tehdit oluşturmaya devam edecekler."
Düşünceli bir tavırla konuşmaya devam etti Jean. "Ayrıca neden Eren birdenbire Zeke'nin planına uymaya karar verdi? Direkt, yüz yüze ve yalnız konuştukları olmuştu. Ne hakkındaydı acaba...? Cevabını bilecek iki kişi de sorguda."
Gabi ve Falco'dan mı bahsediyor...
"Aslında... Neva?"
"Of! Hatırlamıyorum tamam mı?! Grisha yada üvey kardeş veya Zeke'nin planı hakkında falan konuşmuşlardır!"
"A..."
"Özür dilerim Armin, ben sadece-"
"Anlıyorum. Sorun değil."
Hiçbir şey diyemeden önüme dönmüştüm ki ayakta olan Connie'nin bize seslenmesiyle başımı hafif sağa çevirdim.
"Bana şunu söyleyin. O herif size Eren gibi mi göründü? Bana hiç öyle gelmedi. O adam Eren değildi. Tanıdığımız Eren ile uzaktan yakından alakası yok. Eğer üvey kardeşini bize tercih edecekse, o zaman..."
"O zaman ne?" diye sordu Mikasa durgun ifadesiyle ona bakarak.
"Kendimizi onu kesmeye hazırlamalıyız." dedi ruhsuz bir şekilde.
Mikasa bağırdı. "Bunu yapmana hayatta izin vermem!"
Connie yavaşça döndü ve ölümcül bakışlarını attı.
Sessizlik..
"Sen de mi..? Onun tarafını tutuyorsun?!"
"Öyle bir şey asla olmayacak. Eren bizi herkesten çok düşünüyor.."
Bu aklıma bir yıl önce olanları getirdi.
Flashback.. 1 yıl önce..
Tren için çalışmalara başlamıştık.
Jean ile Connie'ye baktım.
"Ya cu bidden bişim izimiz mi?"
"Başına güneş mi geçti? Doğru düzgün konuş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köstekli Saat: Attack On Titan
Fanfiction(Wattpad'deki ilk isekai anime kitabı.) Lütfen aşağıyı okuyun; NOT: Reiner, Annie, Berthdolt, Mikasa gibi aslında iyi olan karakterlere karşı ilk birkaç bölümde kötü davranmak yada arka plana atmak gibi bir hataya düşmüştüm. Yada din vatan olayına g...