Bir İğne, İki Hayat

542 75 89
                                    

Eren'in sesi titriyor gibiydi.

"Hiç-hiçbir şey anlayamıyorum.. Ne diyorsunuz siz, Neva? Ne hakkında konuşuyorsunuz?"

Zeke'ye bakmaya devam ettim.

"Biriniz bir şey söylesin!"

Yutkundum.

"Eren-"

"Eren.. Hiç baban gibi değilsin."

Sinirli bir bakışla "Ne?" diyebildi sadece.

"Bana güven. Seni anlıyorum. İkimiz de senin babanın kurbanlarıyız. Baban senin beynini yıkamış."

"Babam mı?!"

Zeke sur tepesindeki kişiye baktı.

"Kaptan?!"

Zeke üzerindeki dev kanından yüzü bile görünmeyen kişiye bakarken "Canavar.." dedi tiksinmiş bir şekilde.

"Bunu adı CANAVAR Dev olan kişi söylüyor.." dedim kısık gözlerle ona bakarak.

"Pekala.. Anladım sizi. Berabere diyelim." diyerek bir bana bir ona bakarken tekrar önüne döndü. "Buruskolt, üzgünüm ama seni alabileceğimi sanmıyorum. Bu arada Eren.. Bir gün seni kurtaracağım."

Eren "Kaçtı.." diye şaşırırken ve Zeke gidiyorken Kaptan birdenbire çatıya atladı.

"Kaptan!!"

"Gazım az önce bitti. Onun peşinden gideceğim. Gazını ve bıçağını.. Her şeyini bana ver."

"Tamam!"

"Hadi!!"

"Ben gidiyorum!! Hanji-sanların durumunu da öğrenirim!" diyerek Kaptan'ın ne diyeceğini bile umursamadan fırlayıp kırmızı fişeğimi onların dikkatini çekecek şekilde ateşledim.

Hanji-san beni gördüğünde 'geri çekilin!' dercesine bir hareket yaptım. Anlamamış gibi birkaç adım geriledi.

Reiner'ın kol ve bacakları kesilmiş, gözleri de bağlanmış şekilde yaslandığı evin karışındaki çatıya indim.

"Reiner! Şuan bir yemden fazlası değilsin! Gerçi devliğinden de eser yok ama neyyyse!"

Güldü. "Ahaha.. Senden daha merhametli.. bir davranış da.. beklemezdim zaten." dedi öksürükler arasından.

Kılıçlarımı kaldırdım ve Zeke'nin gelmesini bekledim. Her an burada olabilir.

İşte geliyor!

Dev, Reiner'a doğru koşarken beni gören Zeke "Dikkat et!" dediği için acele edip hiç düşünmeden ağzını açtığı sırada çapamı fırlatıp devin ağzını kestim ama evin kapısını kırıp taklalar atarak sırtımı duvara çarptım. "Ah! Kahretsin!" Ana karakterim, ölemiyorum, diye mi ölüm döşeğine getiriliyorum anlamadım ki!

Sağ taraftaki pencereden gördüğüm kadarıyla dev o haliyle bile Reiner'ı kurtarmaya çalışıyor.

Zeke ise tam anlamıyla bir hedef.

Kılıcımın bıçağını pencerenin camlarını da patlatacak şekilde fırladığımda sağ gözüne isabet ettim.

"Arggh! Onu aldık! Gidelimm!!"

Başta emekleyerek ardından hızla ayağa kalkarak evden çıkıp sağıma döndüm.

Kendimi yere bıraktım ve nefeslendim. "Gazın bitmek üzeredir! Gidersen ölürsün!"

Kılıftan son kılıcımı çıkarınca Jean'ın kolunu aşağı doğru çekerek ayağa kalktım. "Hey!"

"Son bir atış.."

Bıçakla ona nişan aldığım an fazla uzaklaşmadan önce frizbi fırlatır gibi attım.

"Aaaah!"

"Ensesine isabet etti!"

"Lan! Nasıl ölmez!" Başımı eğip Jean'ın kılıçlarını gelişi-güzel aldım ve "Daha fazla!" diyerek fırlatabildiğim kadar fırlattım.

Zeke yapmak istediğimi anlamış olmalı ki iyileştirmeye odaklandığı tek kolu olan sağ kolunu arkadan çarpraz bir şekilde ensesini korumaya odakladı.

"Kahretsin!"

"Neva.. Yapacak bir şey yok, kaçtılar.."

Derin nefesler aldım. "Ben.. Of."

"Gazın epey var gibi." diyen Hanji-san'a döndüm.

"Fazla kaldığını sanmam.."

"Bizlerinki yolun yarısını bile karşılamıyor. Senin bize oranla daha çok olması gerek. Bir şekilde Eren'in durumunu kontrol edip Kaptan Levi'den iğneyi al, alamazsan da fişeğini ateşle."

"Ama.. Peki.."

...

Hızla onlara doğru yola çıkmıştım ki gazım bittiği için bir çatıya iniş yaptım. "Lan?! Bu kadar mıydı?!"

Neyseki yolun dörtte üçü tamamlandı.

Ben de çatılardan giderim çok mu zor yani.

"Neva!?"

"Gazım bitti! Bekleyin geliyorum!"

Eren "Gazın bittiyse nasıl-" derken ağırlık olmasın diye gaz tüplerimi çıkarıp çatıdan aşağı gelişine bıraktım.

Birkaç adım geri çekilip karşıdaki çatıya koşarak atlaya atlaya onlara doğru yola çıktım. "Seni almaya gelmemi söylemen yeterdi!"

"Boşver! Senin de ihtiyacın olabilir!"

...

Armin öksürdü.

"Kaptan!! Armin az önce nefes aldı!"

"Oha lan! Dayan Armin!'' diye bağırarak bulundukları çatıya atladım.

"Kaptan! İğne!"

"Armin'in, Birkudolt'u yemesini sağlayıp deve dönüştürmeliyiz! Hadi! İğneyi bize verin!"

"Tamam.."

Tam iğneyi verecekken adını bilmemin bana hiçbir şey katmayacağını düşündüğüm bir asker "Komutanım.. Sonunda size yetiştim. Erwin Başkomutan'ım kötü durumda.." diyerek çatıya tutundu.

Erwin KaşKomutan'ım kötü durumda-

"Karnı, bağırsakları, çok kan kaybetti- İğnenin yardımı olur diye düşündüm. Ne yapmam gerek?"

Bir iğne ve iki hayat söz konusu ise..

Armin'i kurtaracağız.

Üzgünüm Kumandan.

Elini iğneyi vermesi için uzatan Eren, Kaptan'ın kutuyu düşünceli bir şekilde kendisine çektiğini gördü.

"Kaptan?"

Kumandan Erwin'i de yatırdılar ve nefesini kontrol etti. "Hâlâ nefes alıyor.. Hâlâ yaşıyor.." İğneye bakıp ayağa kalktı.

"Bu iğne Erwin'e kullanılacak."

Eren bir sinirle ayağa kalkıp Kaptan'ın dibinde bitti.

"Armin'e verilecek demiştin."

"Dünyayı kurtaracak kişiyi kurtaracağım."

O zaman ben de..

Armin'in yaşayacağını bildiğim hâlde buna tepkimi koyacağım.

~~~

Yb?

Köstekli Saat: Attack On TitanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin