Geri geldi.
Yani geri getirdi.
"Ama ben biliyodum! Çünkü bu Hanji-san!"
Alkışladım. Beni gören Eren de kısa bir gülüşle bakışlarını benden ona çevirdi ve alkışladı. Sonra Armin Mikasa derken alkış sesleri arttı.
Ve eğildi. "Teşekkürleer, teşekkürler. Uzmanım ben. Levi Ackerman'ı ikna etme konusundaki madalyamı da başka zaman takarsınız artık. Aslında, kupa da olabilir. Hohoho."
Kaptan kolları göğsünde sinirle Histi'nin soluna geçti.
...
Mikasa sargısını çıkarıp bileğini açtığında üç kılıç ile şekillenmiş 'A' sembolüne 'A' diye ağızları açık baka-kaldılar.
"...Merhum annemin tarafından gelme bir şey... Bu mührü kendi çocuğuma bile geçirmem söylendi."
Kiyomi, Mikasa'ya yaklaştı ve iki kolunu sıkıca kavradı. "Sen ne kadar... kuvvetli ve iyi bir şeysin böyle..."
İşte başlıyoruz.
...
Masaya geçtik. Karşımdaki Elçi'nin dedikleri umurumda değildi.
Ceketimin yakasını kaldırıp indirerek oyalanıyordum.
Normalde '100 yıldan beri...' gibi ifadelerle başlayan konuşmalardan kaçmam gerekir ama bunu dinlemiş olmak ve mangadaki bilgilerimi tazelemek için de dinliyorum.
"Hizuru Ulusu 100 yıldan uzun zamandır Eldia İmparatorluğu ile müttefik. Ülkemiz şogununun oğlu olan Azumabito Klanı'nın atası, Fritz Kraliyet ailesi ile samimi bir ilişki kurdu, bu adada kalmamıza izin verildi. Kral Fritz bu adaya taşındıktan sonra, Hizurular hain olarak görüldü ve ailemizin ünü kaos esnasında da hiç değişmedi. Tam olarak neler olduğundan pek emin değilim, ama... Halkımızın bir kısmının bu adada bırakıldığını biliyorum."
Küçük bir nefes aldı.
"Ardından 100 yıl falan sonra-"
Gülmeye başladım.
"Ha?"
"100 yıl falan yıaa! Kısaca çok da şey etmeyin! djdndndh. Öhöm... Öhöm öhöm... Ben... şeyy... of boşverin beni boşverin. Bi an boşluğuma geldi çok üzgünüm! Devam edin elçi Hizuru! Lütfen yani!"
Ciddi olmaya çalıştım.
"Neyse işte... 100 yıl falan sonra-"
"Pfth-jsjdjdjfbfiejegdoejd!"
...
"Ah. Üzgünüm."
...
"İşte 100 yıl fa-lan değiiiiil!?!? 100 yıl sonraaa..."
Nefes verdim. "Huh..."
Mikasa'ya döndü. "...Klanımızın kanını taşıyan senle tanıştım. Sen... Bizim umudumuzsun... Hizuru'nun umududun... Sen-"
"Seçilmiş kişi?"
"Evet evet. Kısaca sen için olan tüm övgü ve iltifatlar. Böyle işte. Kayıp vatandaşlarımızın meyvesisin falan filan hikayesi..."
"Sende de bi Eren'lik yok değil ha. Tanışalı şurada kaç saat oldu ne hâle geldi kadın, Allah'ımmmm... Eren niye yıllarımı aldı?!?!?"
"Sen öyle san." diye fısıldayan kişiye döndüm. "Ne?"
Omuz silkip önüne döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köstekli Saat: Attack On Titan
Fanfiction(Wattpad'deki ilk isekai anime kitabı.) Lütfen aşağıyı okuyun; NOT: Reiner, Annie, Berthdolt, Mikasa gibi aslında iyi olan karakterlere karşı ilk birkaç bölümde kötü davranmak yada arka plana atmak gibi bir hataya düşmüştüm. Yada din vatan olayına g...