Dükkandaki tezgâha yaslanıp kollarım göğsümde sıkıntıyla konuştum.
"Dükkân sahibine nasıl bir hareket çektiysen artık, yarım saat oldu dönmedi."
"Sen de amma meraklısın şu ihtiyara. Bırak çalışmasın. Hayatını yaşasın."
"İyi misin sen? Adam tapuyu da sana bırakıp dükkanı terk etmedi herhalde. Bunu garip bulan bir ben mi varım?"
"Gelir gelir. Boşver sen onu."
"Allah'ım.."
...
"Sonsuza kadar burada kalamayız!" diyerek vitrinden bir kez daha dışarıyı kontrol ederken görüş açıma sırıtarak girdi.
Göz devirdim.
"Etraf temiz. Kimse yokken çıkmam gerek.." diye mırıldandım kendi kendime.
"Sonra?" dedi ciddi bir tavırla.
"Sonraaa.. Bilmiyorum. Bugünü atlatırsam yarın saati kurcalar bulurum bir yolunu sanırım."
"İki soru. Bir, bugünü atlatmaktan bahsediyorsan.. Bu saat günde bir mi kullanılabiliyor?"
"Evet."
"Soru iki, evine mi- döneceksin?"
"..Evet."
"Senin evin burası, onca yıl bizimle yaşadın.. Hayır, yani, benimle.."
Göz ucuyla solumda bana üzgün bir ifadeyle bakan Eren'i süzüp önüme döndüm.
"Sizi ailem gibi görüp burada kalmayı istiyor bile olsam, Kaptan ben ne yaparsam yapayım, bana karşı takındığı tavırlarını değiştirmeyecek. Şu anda beni.. zihninde vatan haini olarak kodlamış olsa gerek"
"Bunu bilemezsin."
"Aksini de iddia edemeyiz."
Bir süre sustu ve başını eğercesine yere bakarken konuştu. "Eğer bir şekilde, surlar arasında bile güvende olabileceğini sana ispatlarsam, bizimle- Hayır.. Benimle kalacak mısın?"
Bir an duraksadım. "..Nedense bana eskisi gibi güvenmeyecekler, diye düşünüyorum. Belki de yapamayacaklar."
Elim vitrin camında öylece karşımdaki evin penceresine bakıyordum.
"Her şeyi anlatırsan seni anlayacaklar.."
"..."
"Bunun olmasını sağlayacağım. Ve burada kalacaksın."
"..."
"Ama yine de gitmek istiyorsan, şimdi dönüşüp seni sur dışına çıkarabilirim. Eskisi kadar fazla dev yok. Okyanus'u bulsam bile.. Seni ailene ulaştırmak için onu da aşarım."
"Bu sandığın gibi bir şey değil, Eren.."
"Nasıl yani?"
Ona döndüm ve başımı eğerek konuştum. "Benim surlar arasında doğan biri olmadığımı bilen tek kişi siz değilsiniz. Daha önceden bilen biri vardı. O gün.." Duraksadım.
"Kim- Kimdi o?"
"Senin.." Şaşkınlıkla bana baktı.
Yutkundum. "Annen."
"Annem mi? Ama nasıl.."
"Ben, her şeyi en başından anlatmalıyım." Derin bir nefes aldım. "Aslında her şey, surların yıkılmasından bir-iki saat kadar önce başlamıştı.."
"Surlara nasıl girdin ki?"
"Eren, öyle değil. Ben-" derken duyduğumuz seslere kulak kesildik. "Ortaya çık! Surlar bizim yerimiz ve avucumuzun içi gibi de biliyoruz! Askeri Polisler'i devreye sokmamı istemiyorsan teslim ol!"
"Bir Askeri Polisimiz eksikti.."
"Yüzbaşı Ackerman! Sorun nedir?!"
"Birini arıyorum! Şimdilik sizlik bir durum yok!"
"Sesler çok yakından geliyor.." diye mırıldandım.
"Çok yakında!" dedi, hızla elimden kaptığı gibi dükkandaki bir masanın altına girmemizi sağladı.
"Sana zarar vermesine asla izin vermem. Bu sefer olmaz."
Öylece ona baktım. Bana yandan bir bakış attı. "Güvende olmanı sağlayacağım. İstersen gider, istersen kalırsın. Bunun için seni.. zorlamayacağım. Hakkım da yok zaten."
Sustum.
"Ne olursa olsun, seni koruyacağıma dair bana güvenmeni istiyorum senden.."
"Her zaman güveniyordum, her zaman da güveneceğim."
Gülümsememe karşılık o da burukça gülümsedi.
Bir süre sessizlik..
Nefes alış-verişlerinden başka bir şey duyamıyordum.
...
Masa örtüsü altından birinin dükkan önünde olduğunu gördük.
"Bu o.."
Sağ tarafında gördüğü şey ile "Olduğun yerde kal!" diye koşarak görüş alanımızdan çıktı.
Rahatlamış bir şekilde nefes verdik.
"Sanırım biriyle karıştırdı."
"Çıkalım."
Etrafa bakarken kendi kendime "Ya şimdi ya asla.." diye mırıldandım.
"Dikkat et!" Ben tam fırlayacakken, Eren gördüğü şeyle beni sertçe itti.
Karşı bina çatısından edilen ateş vitrin camı ile birlikte Eren'in başını patlattı.
Çığlık attım. "EREENN!!"
~~~
Yb?
Eren'in kafası uçtu.
Ama bu kitapta ana karakter biziz.
Boşverin onu (!)
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köstekli Saat: Attack On Titan
Fanfic(Wattpad'deki ilk isekai anime kitabı.) Lütfen aşağıyı okuyun; NOT: Reiner, Annie, Berthdolt, Mikasa gibi aslında iyi olan karakterlere karşı ilk birkaç bölümde kötü davranmak yada arka plana atmak gibi bir hataya düşmüştüm. Yada din vatan olayına g...