(Hadi bakalım 1149 kelimeyle iyi okumalar )
Kitabı açtık.
Dina, Grisha ve Zeke'nin olduğu bir fotoğraf.
"Bu bir çizim mi?" diyen Erendense elindekine bakıyordum.
"Hayır Eren. Çizim için çok detaylı."
Kaptan yüzünü bana döndü ve nasıl olduğunu anlayamadığım bir yüz ifadesiyle sordu. "Sur dışından geldiğinize göre bilirsin. Ne bu?"
Eren göz ucuyla ben ve Kaptan'a birer bakış atıp arkasını çevirdi. "Babamın yazısı.. Diyor ki, 'Bu bir çizim değil. Bu-"
Kaptan Eren'in elindekini alıp sertçe masaya vurarak ters çevirdi. "Söylesene. Ne bu?"
"Biliyorum yada bilmiyorum. Ne değişecek?"
"Soruma cevap ver. Bildiğini biliyorum."
Nefes verdim. "Fotoğraf."
Kaptan kısık gözlerle birkaç saniye bakıp beni süzerek onu aldı ve arkasını okudu. "Bu, ışık yansıtılmasıyla görüntünün özel bir kağıda geçirilmesiyle yapıldı. Buna 'Fotoğraf' deniyor." dedi ve bana başını kaldırdı. "Biliyordum."
Hanji-san öylece bana baktı. "Bir dakika bir dakika. Duvar dışında nasıl bir hayat var? Demekki insanlar var, ama.."
Eren fotoğrafı aldı ve devamını okudu. "Ben, Duvarların dışında insanların önderlik ettiği ve lüks bir hayat yaşadıkları bir yerden geldim. İnsanlık ne ortadan kaldırıldı, ne de yok edildi.''
"Bir şeyler bildiğimi inkar etmiyorum ama-" Kaptan hızla Eren'i aramızdan arkaya itip beni yakamdan kaptığı gibi birkaç adım ilerideki ilaç dolabına sırtımı sertçe vurdu. "?!" Bıktım ulan bıktım!
"Bu ne demek oluyor!? Sen bizimle alay mı ediyorsun?!"
"Sordun, ben de cevapladım!"
"Hanji! Bırak beni!"
"Bekle, Eren!"
Eren sinirle Kaptan'a bakıyordu.
"Amacın ne senin?! Gelişmemizi istemeyen bir millet falan mısınız?!" Sırtımı tekrar dolaba vurduğunda Eren, Hanji-san'dan kurtulup ne olduğunu bile anlayamadan üzerime atladı.
Kaptan da bir adım geri çekildiğinde yerde sürüklendim.
Dolabın üstünden içi ıvır-zıvırlarla dolu bir kutu yere düştü.
Ve sessizlik..
"Herkeğs iyiğ miğiği?!" diyen Hanji-san elleri saçlarında bizlere bakıyordu.
Eren kalktı ve beni de kaldırdı. "Kaptan! Fazla oluyorsun! Ya fark etmeseydim!?"
"Ben refleks olarak gerilerdim. Ama onu bilemem." Sinirli bakışlarını attı.
"Şu aptal kitaplarla ne yapıyorsak yapalım ve gidelim! Daha fazla katlanamıyorum!"
...
"..Hükümetin askerleri cephanelerini tükettiği zaman Baykuş, yani yeni bir Dev, onların buharlı gemisini toza çevirip okyanusa saçtı. Tüm askeri de elinde limon gibi sıkıp içlerini dışlarına çıkarması çok uzun sürmedi. Sonra onları da okyanusa fırlattı. Okyanusun ne olduğunu sana anlatmam gerek. Okyanus-"
"Neva'dan da öğrenirdin. Sur dışından geliyor ya kendisi."
"Kaptan! 'Suyunu çıkardınız' ama artık!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köstekli Saat: Attack On Titan
Fanfic(Wattpad'deki ilk isekai anime kitabı.) Lütfen aşağıyı okuyun; NOT: Reiner, Annie, Berthdolt, Mikasa gibi aslında iyi olan karakterlere karşı ilk birkaç bölümde kötü davranmak yada arka plana atmak gibi bir hataya düşmüştüm. Yada din vatan olayına g...