Ben ve şu mal mal yazdığım bölüm başlıkları...
~
İçimde garip bir his var, umarım hiçbir şey için geç değildir.
Henüz yolun yarısındaydım ki gözümün önüne gelen birkaç görüntüyle donakaldım. "O şey.. Eren miydi?" Başımı sallayarak kendime gelmeye çalıştım ve biraz daha hızlandım.
Zamanında yetişemezsem ve saati kullanırsam onu kurtarabilirim. Ama ya ondan sonra zamanı geri almaya ihtiyacımın olduğu bir an ile karşılaşırsam..?
"Böyle bir durumda hiç düşünmeden-" diye mırıldanırken uzakta gördüğüm araca baktım.
"Oradalar!... Kaptan! Kaptan Kaptan Kaptann!! Kaptaaaa~n!!"
Duymuyor!
"Sağır falan mı bu yaşlı-" diye mırıldanırken ışıldayan gözleriyle döndü. "BUNU NASI DUYDUN BE."
Ve tam bana dönmüşken de Zeke çığlığı basarak kendini patlattı...
Atımı yavaşça durdururken öylece havada uçan bedene bakıyordum. "Kap.."
...
Kararımı verdiğimde kaşlarımı çattım. Şimdi kullanıcam!
Saati elime aldığım an bir dakika öncesine döndüm.
...
"Hızlan hızlan hızlan!"
Tam at arabasına birkaç metre kala bağırdı. "Uğmarığm beniğ iğzliyoğrsuğnduğr Xavier-sağğğın!"
"Kaptan, kaç!"
Bana -şaşırdığı yüzünden belli şekilde- döndü. "Sen ne zaman-"
Sözünü bile tamamlayamadan atımda ayağa kalktım, üzerine atlamış olmamın bir saniye ardından patlama oldu, iki metre kadar yuvarlandık.
...
Gözlerimi gökyüzüne açıp doğrulduğumda başımı tuttum, bez parçası çıkmıştı ve çamura bulanmıştı. "İyuvvv... Bunu kullanamam heraldA.."
Etrafıma baktım. "Kaptan Levi, ner-" Gördüğüm şeyle donakaldım. Ayağa kalkarak sırtı bana dönük şekilde yere yığılmış bedene doğru yaklaşırken düşündüğümün olmamış olması için dua ediyordum, dizüstü yere çöktüm. "Başından darbe... Hayır.. B-Ben... Ben sadece daha kötü yara almasına sebep olmuş olamam.."
Benim yüzümden bu şekilde olduğunu düşünmeden veya kendimi suçlamadan edemiyorum.. Tek bir şansım vardı ve bunu tam anlamıyla batırdım. Eğer ki Arminlerin bana diğer tarafta ihtiyacı olursa ne yapacağım?
Onu omuzlarından tutup silkelemeye başladım. "Lütfen ölmüş olma Kaptan! Özür dilerim Kaptan! Geç kaldığımı biliyorum Kaptan! Kaptan Kaptan! Levi kaptan! Kaptan Levi! Kaplansın Kaptan! Bu yüzden uyan ve bana temizlik cezası filan ver ama ölme yoksa bunu Hanji-san'a nasıl açıklarım be-" Bileğimi sıktı. "Kapa... çeneni.. Başımı ağrıtıyorsun.." Sevinç çığlığı attım. "Ülmedinnnn!"
"Lanet olsun.. Kulaklarım..."
"Başına aldığın darbeden dolayı m-" diye sorarken içimdeki hissi dinleyerek Zeke'ye döndüm. "Kutsal Kur'an adına.."
Tek kaşını kaldırdı, ben de onu. "Koş koş koş koş.. Zeke diriliyor anasını sevdiğim!"
Onu da peşimde sürüklerken yürümekte bile zorlandığını farkettim. Bu iyi değil..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köstekli Saat: Attack On Titan
Hayran Kurgu(Wattpad'deki ilk isekai anime kitabı.) Lütfen aşağıyı okuyun; NOT: Reiner, Annie, Berthdolt, Mikasa gibi aslında iyi olan karakterlere karşı ilk birkaç bölümde kötü davranmak yada arka plana atmak gibi bir hataya düşmüştüm. Yada din vatan olayına g...