Eski Bir Hikaye

690 85 123
                                    

(1047 kelime. İyi okumalar)

Flashback...

"Rose Duvarı'nın kuzeyindeki küçük bir çiftlikte doğdum. Kraliyet ailesi Reiss'in topraklarındaydı. Hatırladığım kadarıyla çiftlikteki işlere yardım ediyordum. Ama annem hep kitap okurdu ve hiçbir zaman ev işi yaptığını görmemiştim. Güzel bir kadındı. Geceleri bir araba annemi almaya gelirdi. Ve o, lüks kıyafetleri ile şehre giderdi. Benim için hayat bundan ibaretti. Okuma-yazmayı öğrendikten sonra annemi taklit etmek için bir kitap aldım. İşte o zaman yalnız olduğumu anlamıştım. Tüm kitaplarda aileler çocuklarına ilgi gösteriyorlardı. Konuşur, sarılır, tartışırlardı.. Hikayeler nasıl devam ederse işte.. O yazılanların hiçbirini yaşamamıştım. Bir gün merakımdan anneme sarılmayı denemiştim. Nasıl tepki vereceğini görmek istiyordum... Beni itmişti, ama annem bana ilk defa tepki göstermişti. Bu yüz den mutlu olmuştum. 'Keşke seni öldürebilecek kadar cesur olsaydım.' Bunlar annemin bana söylediği ilk sözlerdi. Ondan sonra evi terk edip başka bir yerde yaşamaya başladı. Ve beş yılın ardından.. Maria Duvarı'nın düşmesinden sadece birkaç gün sonra.. Hayatımda ilk kez, babamla tanışmıştım. 'Memnun oldum, Historia. Adım Rod Reiss... Ben senin babanım.' demişti bana. O adam, yaşadığımız yerin sahibi olan kişiydi. Yıllardır görmediğim annem ise oldukça korkmuş görünüyordu.. 'Historia, artık benimle yaşayacaksın' dedi ve elimden tuttu. Evden çıkarken... Annem öldürüldü. Son sözleri ise 'Keşke doğmasaydın' oldu. Ben öldürülmeden saniyeler önce babam bir teklifte bulundu. Eğer uzaklara gidip sessiz ve sakin bir hayat yaşarsam.. Canımı bağışlayabilirlerdi. O andan sonra adım.. 'Christa Lenz' oldu."

Flashback End..

Kaptan'ın ardından merdivenlerden salona indiğim an delirmiş gibi masayı ve toplanmış sandalyeleri fırlatan Hanji-san ile karşılaştık. "Ah, üzgünüm çocuklar. Ortalığı dağıttım." Gözlüğünü indirdi. "Hamamböceği falan mı vardı.. Hanji-san?" Sırıttım.

"Ah evet evet. Hamamböceği."

"Anlıyorum.. Bir vuruşunla onları parçalara ayırman gerekirdi." diyen Kaptan'a baktım. "Buralarda çok var onlardan. Özellikle şu aşağıdaki hücrede."

"Ah evet. Bırakalım da toparlasın buraları."

Yukarıya geri dönecekken "Ben de yardım edeyim. Siz önden gidin" dediğimde "Öyle olsun" diyerek çıktı.

Hızla merdivenlerden ikişer üçer atlayıp "Yardım lazım Hanji-san?" dedim ellerim arkamda ona doğru eğilerek gülümserken.

"Ohoho.. Sen ne yaptın ki?"

"Hiç. Sadece.. İyilik yapmak istedim işte. Nedeni mi olur bunun?"

Gülümsedi. "Gerçekten mi? Teşekkürler. Hadi başlayalım o zaman"

"Ben şunları kaldırayım.."

Flashback..

"Ne?! Eren, yenilecek mi?!"

"Eren şöyle bir konuşma hatırladı.."

Köstekli Saat: Attack On TitanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin