Elçi hepimize de birer bakış atıp gülümsedi. "Hepinizin iyi durumda olduğunu gördüğümüze gerçekten çok sevindik. Ancak gelecekte... şunu sakın unutmayın."
Mikasa'ya baktı. "Hizuru halkı sizi her zaman bekleyecek."
"Peki."
Güldüm. Sinirle "Yine ne var!" dedi Kaptan.
"Ya şey komiğime gitti." Elimi omzuna koydum. "Mikasa! O nasıl tepki öyle!"
Elçi'ye dönüp suratsız bir ifadeyle omuz silktim. "Peki."
Güldüm. "Sinirlerim bozuldu ya! Ciddi ortama ettim şuanda!"
"Farkında olman da güzel!"
Ciddiyim. "Pardon. Devam edelim."
Ben ne olucanı biliyom ama... yine de iyi davranayım kadına.
"Bugün, iki taraf için de tarihi bir gündü. Ve buluşabilmemizin tek nedeni, birinin bize bu konuda yardım etmesi. Şogunun soyundan gelen biri olduğunu duyduğumuzda bize bu bilgiyi veren Zeke Jaeger ile gizli bir toplantı yaptık. Ve bu toplantıda Misaka hanım ile konuşmayı teklif ettik. Şimdi de bu bilgiyi sizinle paylaşacağım."
Misaka? Dili sürçtü heralde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köstekli Saat: Attack On Titan
Fanfiction(Wattpad'deki ilk isekai anime kitabı.) Lütfen aşağıyı okuyun; NOT: Reiner, Annie, Berthdolt, Mikasa gibi aslında iyi olan karakterlere karşı ilk birkaç bölümde kötü davranmak yada arka plana atmak gibi bir hataya düşmüştüm. Yada din vatan olayına g...