Öncelikle bir uyarı yapmak istiyorum.
İlk kitabım Tehlikeli Oyun'dan sevilen karakterlere bu kitabımda yer vereceğimi size daha önce belirtmiştim.
Daha doğrusu yazarınız olarak, yazdığım her kitapta bir önceki kitaplarımdan izler bırakacağımı ve bunun imza hareketim olacağını yazmıştım.
O yüzden hala Tehlikeli Oyun'u okumadıysanız bu bölümün de spoiler yeme garantili olduğunu biliniz efendim...
Zira, Yeliz, Cihan, Meltem ve Oktay Tehlikeli Oyun kitabımın başrolleriydi :)
Keyifli okumalar :)
"Başlıyoruz."
"Hedef göründü."
"Beklemede kalın. Kadın hamile, doğumuna çok az kaldı. En ufak korkuda ona ya da bebeğe zarar gelebilir. Marketten çıkmasını bekleyeceğiz." Yeliz hemen görüş açımdan çıkıp markete girmişti. Yekta'ya ulaşabilmek için iki gündür ne zaman patlayacağız korkusuyla Hilmi denen adamın evinde kalıyorduk. Aklıma başka bir yol gelmiş olsaydı bir saniye düşünmezdim. Şimdi ise bana samimiyle kucak açan kadını kaçıracaktık.
Arabamdan inip kapüşonlumun şapkasını indirmiştim. Arabaların arkasından eğilerek Yeliz'in arabasına doğru ilerlemiştim. Sezi kulağıma, "Hedef çıktı. Son üç, iki..." dediğinde yanı başında beklediğim arabasının kapısının açıldığını duymuştum. Bir saniye bile beklemeden arabanın muavin koltuğuna geçmiştim.
Yeliz arabaya siyah giyinimli birinin bindiğini fark etmesiyle çığlık atmış, onu susturmak için ağzını kapatmıştım. Hemen kapüşonlumun şapkasını çıkarıp beni tanıması için yüzümü gözünün önüne sokmuştum. "Şşşt! Yeliz sus! Benim ben! Lilya! Sakin ol lütfen!"
Sakinleştiğine emin olduktan sonra ağzını açmıştım. "Delirdin mi sen be? Aha çocuğu şimdi sıçıyodum. Hamile kadına böyle şaka yapılır mı?"
"Şaka değil, şaka değil..." En az bin kez Yeliz'le ne konuşacağımı kafamda prova etmeme rağmen şu an elim ayağıma dolanmıştı.
Yeliz önce hareketlerimi incelemiş, sonra gözleri oturduğum pozisyondan kaynaklı yukarı çıkan hırkamın belindeki silaha kaymıştı. "Başın belada mı?" Kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra Yeliz'in kaşları çatılmış ve hızlı bir manevra ile park yerinden çıkarak yola koyulmuştu.
Şaşkınlıkla sağlı sollu arabaları geçerken Yeliz'in çatık yüzüne bakıyordum. "Nereye gidiyoruz?"
"Başım belada dedin."
"Tamam da nereye gidiyoruz?"
"Doğru düzgün konuşabileceğimiz bir yere."
Dikiz aynasından arkamdan gelen dostlarımı görebiliyordum. Yeliz de benimle birlikte dikiz aynasına bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)
Phiêu lưu"On dakikaya oradayım." "Ben temiz demeden gelme. Kendini riske atma. Duydun mu beni? Lilya?" Cevap vermeden kulaklığıma basarak görüşmeyi sonlandırmıştım. Kanım kaynıyor, direksiyonu kavrayan avuçlarım kaşınıyordu. Ağzım kulaklarımda, keyfime ise d...