BASKINLAR

53 7 1
                                    

"Günaydın güzelim!"

"Günaydın. İçeri gel." Suratım sirke satıyordu. Akşamdan kalma makyajımı bile çıkarmamıştım. Muhtemelen ağlamaktan yüzümde siyah göz makyajım yol oluşturmuştu.

"Bu halin ne be?"

"Sikik! Hem ayranım dökülmesin hem..."

"Ne olduğunu anlatacak mısın?" Minik telaşlı gözlerle beni inceliyordu.

Minik'e dün yaşananları bir çırpıda anlattıktan sonra kahkaha atmaya başlamış sinirlerimi daha da germişti.

"Ben de diyorum Yekta'nın suratındaki o ifade ne?"

"Yekta'yla mı karşılaştın?"

Minik evet anlamında başını sallayıp devam etmişti. "Lilya adamın konuşmasına fırsat bile vermemişsin."

"Niye verecekmişim? Ceren'e beni kuma olarak seçtiğini duymak için mi? Siktir et! Bitti oyun moyun yok bundan sonra! Duydun mu beni?"

"Öncelikle bir sakin ol tamam mı? İkinci olarak dün Sezi'yle konuştuk."

"Ne? Gerçekten mi?"

"Kötü haber şu ki oyunu biraz daha devam ettirmek zorunda olabilirsin, detayları bilmiyorum ama işler karışık dedi."

"Ne oldu anlatsana Sezi iyi mi?"

"Bunu kendisine sorarız garajda bizi bekliyor." Bu hiç hayra alamet değildi.

Hızlı bir şekilde hazırlanıp garaja doğru yola çıkmıştık.

"Bu çiçekler kime?"

"Diğer güzelime." Minik, Sezi'yle yeniden yan yana gelecek olmanın sevincini yaşıyordu.

Yol boyunca neredeyse merakımdan çatlayacaktım. Garajın önüne geldiğimizde Kaçak'ın da arabasının garajın önünde olduğunu görmüştüm. Minik'le içeri girmiştik. Bir önceki geldiğimde bomboş olan garaj, Sezi ve Kaçak'ın da gelmesiyle birlikte işte şimdi biraz biraz yuvaya benzemişti.

"Selam." Çekingen bir şekilde selamlamıştım onları. Hala yüzüm yoktu gözlerine bakmaya.

"Selam." Sezi özlemini saklayamayan bir ses tonuyla selamlamıştı. Kaçak ise selamıma karşılık dahi vermemişti.

 Kaçak ise selamıma karşılık dahi vermemişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(KAÇAK)

"Sezi bunlar sana." Minik utangaç tavırlarla titreyen ellerindeki buketi Sezi'ye uzatmıştı. Yumuşak kalpli Sezi, yelkenlerini suya indirmemek için zor tutuyordu kendini.

"İyi misiniz? Bir sıkıntı mı var?"

"Evet, var. Hem de büyük bir sıkıntı." Sezi yine klavyesinin başındaydı.

"İki gündür her yere baskın düzenleniyor. Bilirsiniz arada bir rutindir. Bahisçilerin gözünü korkutmak için..."

"Evet haberim var. Önceki gün bireysel yarıştan sonra birkaç yere baskın yapılmış." diye atlamıştı Minik.

MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin