Bir süre daha manzaranın güzelliğiyle sarhoş olmuş bir şekilde sessizce Timuçin'le yan yana oturmuştuk. Güzel şeyler çabuk bitiyordu ve benim yeniden gerçek yaşama dönmem de uzun sürmemişti. "Timuçin Allah aşkına biz burada ne yapıyoruz? Büyük yarışa üç gün kaldı. Kalk lütfen..." Hışımla ayaklanmışsam da Timuçin kolumdan tutarak beni yeniden oturtmuştu.
Gözlerinde biraz azarlar gibi bir tavır, biraz da yine o sinir bozucu anlayış vardı. "Nefes al Lilya. Yine nefes almayı unutuyorsun. Kafanı biraz olsun toparlayamadığın sürece buradan kalkmana müsaade etmeyeceğim."
"Ama..."
Sözümü kesmişti. "Aması falan yok. Derin bir nefes al, hadi bekliyorum."
Timuçin'den kaçış olmadığını anlamam uzun sürmemişti. Dediği gibi derin bir nefes almıştım. Timuçin'in devam etmemi gösterdiği el hareketinden sonra nefesler almaya devam etmiştim. Ciğerlerimin en ücra köşesine kadar dolan temiz orman havası, bedenimin yavaş yavaş gevşemesine yardımcı oluyordu.
Timuçin'in de yönlendirmeleriyle ritmin bir şekilde nefes alıyor ve veriyordum. Dağ çiçeklerinin aromatik kokusu burnuma doluyor, fazla oksijen sarhoşluk etkisi yaratıyordu. Bedenim iyiden iyiye gevşemişti. Artık yalnızca nefeslerime odaklanmıştım. Gözlerimi kapamış, kuş cıvıltılarını dinliyordum.
Gözlerim bir süre sonra beynimi kemiren bir soruyla aralanmıştı. Timuçin'e baktığımda o da biraz önce benim yaptığım gibi gözlerini kapamış ve orman seslerini dinliyordu. "Neden?" diye sorduğumda anlamsız gözlerle beni incelemeye başlamıştı.
"Ne neden?" Yüzünde çarpık bir gülümseme vardı.
"Neden benim bu kadar üzerime düşüyorsun?" Sormak istediğim gayet açıktı. Bunu Tümer yapmış olsaydı veya Aykan ya da bizim ekipten biri yalnızca dostuna yardımcı olmaya çalışan bir adam olduğunu düşünürdüm fakat Timuçin farklıydı.
Kirli sakallarına ellerini götürmüş ve utangaç bir şekilde gülümsemişti. "Anladım. Ne demek istediğini anlıyorum. Ama..." Gözleri ciddiyetle bana bakıyordu şimdi. "Biz bu konuda anlaşmıştık değil mi?"
Kafamı olumlu anlamda salladığımda gözlerini altımızda serili manzaraya dikmiş ve devam etmişti. "Bu anlaşmayı özümsemek benim için zor oldu Lilya. Hele de ilk günler sana farklı bir gözle bakmaya çalışmak o kadar zordu ki... Ben daha önce hiç aşık olmadım. Yani olmamışım, seni tanıdıktan sonra anladım bunu. Aşık olduğunda hayat bambaşka bir pencere aralar insana. Bir aşık olduğun kişi vardır, bir de diğerleri..." Timuçin buruk bir şekilde gülümsemiş ve doğrudan gözlerimin içine bakmıştı. "Ben seni diğerleri gibi görmeye zorluyorum kendimi. Yalan söylemeyeceğim hala bu benim için çok zor. Fakat alıştım biliyor musun? Bu düşünceyi kanıksadım. Ve dediğin gibi bu konuyu açmamak üzere de kapadım. Sen bir gün bu kapıyı aralamadığın sürece de kapalı kalacak." Timuçin'in yüzündeki gülümseme genişlemiş ve daha önce yaptığımız gibi serçe parmağını bana doğru sallamıştı. "Dost muyuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)
Avventura"On dakikaya oradayım." "Ben temiz demeden gelme. Kendini riske atma. Duydun mu beni? Lilya?" Cevap vermeden kulaklığıma basarak görüşmeyi sonlandırmıştım. Kanım kaynıyor, direksiyonu kavrayan avuçlarım kaşınıyordu. Ağzım kulaklarımda, keyfime ise d...