Kurt, ilkinden bile kat ve kat daha güzel bir şekilde yeniden gösteri yaptıktan sonra jüri bile ayaklanmıştı. Nefeslerimizi tutmuş bir şekilde ekranda yanıp sönen Kurt'un ismine bakmıştık. 83 puanı gördüğümüzde neredeyse koşarak Kurt'u kucaklamamak için kendimizi zor tutmuştuk.
"Yirmi beş senedir yapılan geleneksel itibar yarışlarında 80 puanı geçen ilk yarışmacıyı tebrik edelim! Tüm alkışlar Maske'den Kurt'a gelsin."
Minik ve Ceren yerlerini almak için ayaklandıklarında Kurt da daha yeni pistten çıkıyordu. Dostlarımın sunmuş olduğu gösteriler o kadar muazzamdı ki, bu kadar süre içinde kendimi dahi unutmuştum. Bir fikir bulamadığımı hatırlayınca yeniden omuzlarım düşmüştü.
Kulaklığımı birinin çıkardığını fark ettiğimde yüzümde maskem olmasına rağmen tanıdık kokunun burnuma dolması bir olmuştu. "Lilya?" Bir şey dememe gerek yoktu. Yekta çok iyi biliyordu şu an niçin endişelendiğimi.
"Konuşmak istemiyorum şu an."
"Sana dediklerimi hatırla yalnızca. Hatırlıyorsun değil mi?"
Yekta'nın sözleri kulaklarımda çınlıyordu.
Aslında senin de en az ben kadar sıkıştığında amacına ulaşabilmek için sınırların yok... Sen de sadece Domino değil, Lilya'sın da. İçindeki gözü kara kadının ortaya çıkmasına neden olan unsurlar neler onları düşün. Çünkü o azim sana orijinallik katıyor. Kazanma isteği mi? Para ödülü mü? Tehlike mi? Ne sana bu azmi sağlıyor?
"Hatırlıyorum. Ama sorun şu ki, içimdeki o gözü kara kadının nasıl ortaya çıktığını bulamadım henüz. Neyse ki dostlarım benim aksime harika işler çıkarıyor." Sesim öyle sertti ki, Yekta daha fazla konuşmak istemediğimi anlamış ve kabuğuma çekilmeme müsaade etmişti.
Ceren ortada görünmüyorsa da, Minik büyük aracıyla pistin girişinde süresinin başlamasını bekliyordu.
"Vay canına! Bana bu araçla yarışacağını söylemeyin! Doğru mu gördüklerim?" Anonsu yapan adam elindeki kartları karıştırmış ve devam etmişti. "Gerçekten de bu araçla yarışacakmış. Evet, sayın seyirciler, yine Maske'den Minik'i izliyoruz."
Minik, arabasına yapmış olduğu modifiyeler sayesinde normalde hantal olması beklenen büyük aracını son sürat dubalara yönlendirmişti. Drifte girdiğinde herkes dubalara çarpacağına neredeyse emindi fakat biz çarpmayacağını biliyorduk. On dakika boyunca herkesin her an devrilebilir diye beklediği Minik'in tomayı andıran büyük aracı oradan oraya fişek gibi ilerliyor ağızları açık bırakıyordu. Yanımızda bulunan yarışçılar dahi daha yakından görebilmek için platformun demir korkuluklarına yapışmış kendi aralarında şaşkınlık nidalarıyla Minik'i izliyordu.
Duyduğum gurur öyle büyüktü ki gözlerim yaşarmıştı. On dakikanın bittiğini bildiren tiz ses geldiğinde Minik ayağını pedaldan çekmiş usul usul pistin ortasına ilerlemeye başlamıştı.
"İşte yetenek diye buna denir. Bileğine sağlık koca adam! Lütfen arabandan in de insanlar cüsseni görsün."
Minik, sunucuyu kırmamış ve arabasından inerek seyircileri selamlamıştı. Seyirciler çığlık çığlığa bağırıyorlardı. Herkesin kafası ekranlara dönmüş çıkacak sonucu bekliyordu. Ekranda Minik'in ismi yanıp sönerken 79 puan yazılı ibare ile birlikte Minik de sıralamaya ikinci olarak yerleşmişti. Birincilik Kurt'taydı. Damat üçüncü, Pençe ise dördüncüydü. İlk dörtte Maske'nin olması gurur vericiydi.
"Sayın seyirciler bir sonraki yarışmacımız yine Maske'den Lavinia. Hadi Minikciğim pisti ekip arkadaşına ver."
"Lavinia mı?" Ceren'in sorgulayan sesi kulağımıza gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)
Adventure"On dakikaya oradayım." "Ben temiz demeden gelme. Kendini riske atma. Duydun mu beni? Lilya?" Cevap vermeden kulaklığıma basarak görüşmeyi sonlandırmıştım. Kanım kaynıyor, direksiyonu kavrayan avuçlarım kaşınıyordu. Ağzım kulaklarımda, keyfime ise d...