"Turan Tamer!" Yüzünde iğrenç bir sırıtışla hala alkış tutuyordu.
Hemen yanı başında Atilla vardı. Elindeki tespihi keyifle sallıyordu. Arkalarında o kadar çok bize doğru silah doğrultmuş adam vardı ki gözlerim hepsini tek tek tarayamamıştı bile.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Adamlarına söyle o elindekileri indirsin. Canınız yansın istemem sevgili Domino." Turan Tamer'in hala karşımda durduğuna inanamıyordum. Eliyle Minik ve Kurt'u işaret ettiğinde şakasının olmadığını biliyordum.
"Minik! Kurt! İndirin!" Minik ve Kurt emrimle silahlarını indirdikleri anda Turan ve Atilla'nın arkasında bekleyen adamlardan dört kişi dostlarımın yanına giderek önce ellerinden silahlarını almış, daha sonra da kollarını arkada sabitlemişti.
"Kimse cengaverlik yapmaya kalkmasın! Buraya anlaşma yapmaya geldim!" Turan bir kol boyu mesafeme yaklaşmış, anlaşma derken gözlerimin içine bakmış ve arkamda duran masaya doğru ilerlemişti.
Masanın her zaman benim oturduğum baş köşesine oturmuştu. "Ee, davet mi bekliyorsunuz?" Cümlesiyle birlikte silahlı adamlardan biri sırtımdan silahıyla ittirerek zorla beni masaya oturtmuştu.
Baş köşede Turan Tamer, sol kolunda ben, sağ koluna da Atilla yerleşmişti keyifle.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Aa, hiç misafirperver değilsin ama... Neyse neyse... Bugün olanlar için kusura bakma Domino. Seni saklandığın delikten çıkartmam gerekiyordu. Amacım hiçbir zaman sen değildin. Tuzağın asıl sebebi Yekta'ydı. Hakkında soruşturma başlatılması, mesleğinin elinden alınması ve şanslıysam eğer içeri atılması için bir nedene ihtiyacım vardı. Kimse Yekta'nın birini öldüreceğine inanmazdı, fakat... Tuzağa düşürüldüğünüzü anladığı anda seni oradan çıkarmaya çalışacağını biliyordum. Yekta, bir katili kaçırmış oldu..."
"Seni şeref..." Bir hışımla kalkmaya çalıştığım sandalyeye arkamda bekleyen iki adam omuzlarımdan bastırarak yeniden oturtmuştu.
Kafalarına silah dayanmamış diğer ekip arkadaşlarımın çevresini de adamlar sarmış ve hepsinin alnına silahlar doğrultulmuştu. Karşımda pis bir sırıtışla olanları izleyen Turan Tamer'in yüzü ciddileşmişti. Avucunu Atilla'ya doğru uzatmıştı. Atilla belinden silahını çıkarıp Turan Tamer'e vermişti. Turan, elindeki silahı önce şöyle bir döndürmüş sonra kafama dayamıştı.
