YEKTA'DAN
Fakat işler hiç beklemediğim bir anda değişmişti...
Hafta sonu bungalov evlerde yapacağımız ufak çaplı tatile Maske'yi de davet etmesini, onu ve daha önce ailem diye birçok kez bahsettiği dostlarını daha yakından tanımak istediğimi söyleyecektim.
Artık rutinimiz haline geldiği üzere işten çıkmıştım. Eve uğrayıp duşa girip üzerimi değiştirmeden önce ekmek almak için markete uğramıştım. Marketten çıktıktan sonra arabama binmeden hemen önce bir çift gözün beni izlediğini fark etmiştim. İzlendiğimi anladığım anda çaktırmadan arabama inip beni takip edip etmeyeceğini anlamak istemiştim. Bingo!
Beni takip eden her kimse peşime takılmıştı. Maske'den biri olduğunu ya da Turancılardan biri olduğunu düşünüyordum. Cihan tüm bu süreç boyunca bana yardımcı olmuş, resmen korumalığımı üstlenmişti. Eve giden yolun zıttı yönüne doğru direksiyon kırmadan hemen önce Cihan'ı aramış ve bana en kısa sürede ulaşabileceği ortak bir konum belirlemiştik.
Ardımdaki davetsiz takipçim her şeyden habersiz tuzağımıza doğru benimle birlikte ilerliyordu. Direksiyonumu ani bir manevra ile kırdığımda takipçinin düşünmesine fırsat bile vermeden arabamı önüne çekmiştim. Takipçim tam geri vitese takmış kaçacakken Cihan da arkasına direksiyonu kırmıştı.
Kaçamazdı. Belimdeki silaha doğrulduğum gibi üzerine yürümüştüm. Kapıyı açmamla Maske'nin meşhur maskeleriyle karşılaşmam bir olmuştu. Daha adam ne olduğunu bile anlamamışken maskesini çekip çıkardığımda bir cümle yankılanmıştı kulağımda.
Merhaba, ben Çetin. O, biraz garip biridir. Çok aldırış etmeyin. Lilya'mızı hastaneye getirdiğiniz ve dahası bizlere haber verdiğiniz için teşekkür ederiz.
Bu adamı tanıyordum. Hastane odasında öfke dolu gözlerle bakmıştı bana, aynı şu anda baktığı gibi. Bir elimde silah, silahın namlusunda ise adamın alnı vardı. Diğer elimdeki maskeye bakmıştım. Maskesinin alın bölgesinde şimşek işareti vardı.
Arabadan indirmiş Cihan'a teslim etmiştim. Kimsenin görmeyeceği bir yere saklatmıştım onu. Kötü bir polis değildim, hele gaddar hiç değildim. Tek amacım onu emniyete teslim etmeden önce anlatacaklarını ilk benim duymak istememdi.
Maske'yi alaşağı etmeden önce Black olarak yarıştığım sürece Maske'nin en büyük düşmanlarından biri olan Şimşek'le birçok kez karşı karşıya gelmiştim. Evimin elektrik panosunu kullanılmayacak hale getirenin tabii ki Şimşek olduğunu çok önceden fark etmiştim. Fakat Maske'yle hala dostken mi yapmıştı bunu yoksa düşman olduktan sonra mı, bilemiyordum. Lilya'nın o gün gerçekten karanlıktan korktuğunu gözlerimle görmüştüm. Yoksa bu da mı bir yalandı Şila'dan korktuğu gibi?
Hiçbir şey olmamış gibi Lilya'nın yanına gittiğimde kafam allak bullaktı. Bir an önce ertesi günün gelmesi ve Cengiz'i sorguya çekmek için saniyeleri saymıştım. İşler her ne kadar emniyette karışık dahi olsa bir gün bensiz yaşayabileceklerini ummuş ve Cihan'ın Cengiz'i sakladığı izbe depoya gitmiştim.
Duyduklarım beni çileden çıkarmıştı. Cengiz, direnmemişti bana. Öyle öfkeliydi ki, Lilya'nın gerçekten Domino olduğunu bilmediğimi sanıyor, kendisi ele verdiğini zannediyordu. Cengiz, hastalıklı bir sevgiyle bağlıydı Lilya'ya. Hani benim olamıyorsa kimsenin olamaz mantığında olanlardan...
Cengiz eski ekip arkadaşları hakkında ne biliyorsa anlatmıştı. Nadir'in Pençe, Hakan'ın Kurt, Burak'ın Kaçak, Ozan'ın Damat olduğunu öğrenmiştim. Maske'nin nasıl kurulduğunu öğrenmiştim. Ve benim nasıl oyuna getirildiğimi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)
Macera"On dakikaya oradayım." "Ben temiz demeden gelme. Kendini riske atma. Duydun mu beni? Lilya?" Cevap vermeden kulaklığıma basarak görüşmeyi sonlandırmıştım. Kanım kaynıyor, direksiyonu kavrayan avuçlarım kaşınıyordu. Ağzım kulaklarımda, keyfime ise d...