İşte o çok beklenen anlardan birindeyiz, sonunda LİLYA'nın kim olduğunu görmenin zamanı geldi.
Oynat bakalım :)
YEKTA'DAN
Kendime binbir çeşit küfür ediyordum. Ne kadar salaktım! Kadın haklıydı. Ceren'in terasındaydık. Daha biraz önce Ceren, sevgilim diyip elimi tutmaya çalışırken, daha saatler önce Ceren'den sevgilim diye bahsederken, Çetin denen herif aşklarını ballandıra ballandıra anlatırken ne düşünmüştüm ki? Ne oluyordu bana? Ben ki, Yekta Demir, kalbimin çelikten olduğunu sanırdım. Şu hayattaki tek aşkım mesleğimdi. Şimdi ne oluyordu şimdi bana?
Ayrıca arkadaş olabileceğimizi düşünmüştüm, de ne demekti? Hayatımda hiç bu kadar saçmaladığımı hatırlamıyordum.
Yıllar önce akademideyken genç ve bir o kadar da kanım deli akıyordu. Evet, hiçbir zaman kadınlara zaafı olan, uçkuruyla hareket eden biri olmamıştım. Fakat Ceren'in kendinden emin duruşunu, hırsını, istikrarını gördükçe etkilenmemek elimde değildi.
Hayatımda hiç aşık olmamıştım ben. Ceren'e duyduğum hayranlığı da o zamanlar aşk sanmıştım bu yüzden. Ceren cilveli bir kadındı. İstediğini elde ederdi. Beni istemesi ise tesadüf değildi. Başarılıydım, çevremde sürekli takdir görürdüm. Ceren güç severdi. Ve Ceren beni istemişti. İstemiş ve almıştı.
Şimdi geriye dönüp baktığımda çoğu zaman Ceren'in kuklası olduğumu fark ediyordum. Fark ediyor muydum? Yoksa her zaman bildiğim ve üzerine düşünmekten kaçındığım bir şey miydi bu? Yalnızlığıma ortak olacak biri olduktan sonra, sonunu düşünmeden harika bir seks yaşadıktan sonra sikimde mi değildi tüm bu yaşananlar? Lanet olsun!
İlk zamanlarda Lilya'nın bahsettiği bu çarpık ilişkinin adını koymaya uğraşsam da daha sonra ben de akışına salmıştım. Ceren'in benim haricimde görüştüğü onlarca insan olmuştu. Bu akşamki kadar Çetin'e yaptıkları gibi gözüme gözüme sokmamıştı kırıştırdıklarını hiçbir zaman fakat Ceren'i çok iyi tanıyordum. Bana gelmediği zamanlar kimlere gitmiş olabileceğini çok iyi biliyordum. Bu zamana kadar Ceren'le aramızdakiler hakkında vakit ayırıp düşünme gereksinimi bile duymamıştım.
Benim ise, Ceren'in aksine hiç kimsem olmamıştı. Ne Ceren'e gel demiştim ne de git. Ceren istediği zaman gelmiş, istediği zaman da gitmişti. Bazen aylarca aramaz sormaz, bazen aylarca dipdibe olurduk. Lilya haklıydı. Aramızdaki bedeni ve manevi ihtiyacı karşılamaya yönelik bu ilişki fazlasıyla toksikti.
Peki ya Lilya'dan ne istiyordum? Neden onu tanımak için, ördüğü duvarları aşmak için bu kadar kıçımı yırtıyordum? Daha bir ay öncesine kadar ben değil miydim bu kadına köpek çeken? Ben değil miydim, Lilya'yı yine elimin tersiyle ittirdiğim onca kadından biri yerine koyan?
Neden yanında hızlanan kalbime, terleyen avuçlarıma söz geçiremiyordum? Kabarık asi saçları, gülünce kapanan gözleri, masum yüzü... Düşüncelerimden kurtulmak için kafamı sağa sola sallıyordum.
O çocuğu arabanın önünden çekip aldığı gün değişmişti her şey. Yalnızca biraz indirmiştim duvarlarımı. Bilseydim karşısında aciz kalacağımı, bir daha o sağlamlığıyla övündüğüm duvarlarımı yeniden öremeyeceğimi, indirir miydim? Her dediğiyle, yaptığı her hareketiyle şaşkınlığa uğratmıştı beni... Onu tanıdığımdan beri insanca didişmeden çok nadir iletişim kurmuş olmamıza rağmen yanında huzur buluyordum. Kimsenin yanında bulamadığım kadar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)
Macera"On dakikaya oradayım." "Ben temiz demeden gelme. Kendini riske atma. Duydun mu beni? Lilya?" Cevap vermeden kulaklığıma basarak görüşmeyi sonlandırmıştım. Kanım kaynıyor, direksiyonu kavrayan avuçlarım kaşınıyordu. Ağzım kulaklarımda, keyfime ise d...