Yukarıya çıktığımızda hepimizin artık bataryası bitmek üzereydi. O kadar yorulmuştuk ki sanki üzerimizden kamyon geçmiş gibiydi. Bizi yoran yollar değil, takip edilme, yakalanma korkusuydu.
Ceren'le aynı yatakta yatacak olmak hem Sezi'yi hem de beni geriyordu. Ama belli ki Ceren için durum pek de böyle değildi.
"Ay! Ne güzel oldu böyle! Sanki kız kıza pijama partisi veriyormuş gibi..." Ceren bir yandan yorganı üzerine çekmeye çalışıyor bir yandan da heyecanlı heyecanlı bizi inceliyordu.
"Ya evet ne demezsin!" Sezi hoşnutsuz olduğunu belli edercesine yatağın ucuna sırtı dönük oturmuştu. "Yat da zıbar Ceren!"
"Sezi?"
"Ne var?"
"Biliyorum beni sevmiyorsun. Sevmen için de yapabileceğim bir şey yok. Ama hiçbir şeyden haberim yokken bana bu kadar gıcık olman doğru mu sence?"
"Ne?" Sezi anlamsız gözlerle bir bana bir de Ceren'e bakıyordu. Ceren'in kaşları çatılmıştı.
"Ona anlatmadın mı?"
"Ceren! Bu konu öyle hadi oturalım konuşalım ya bak bu böyleyken böyle olmuş diye bahsedebileceğim basit bir şey değil, anladın mı beni?" Yeniden sinirin dalga dalga bedenime yayıldığını hissedebiliyordum.
Ceren sinirle oturduğu yataktan ayağa kalmıştı. "Hayır sen beni anlamıyorsun! Hiçbiriniz beni anlamıyorsunuz!" Ceren'in de yüzü ciddileşmiş gözlerinde öfke hareleri dolanıyordu.
"Hiçbir suçumun olmadığı bir olaydan kaynaklı faturayı bana kesiyorsunuz. Gücünüz Yekta'ya yetmiyor mu? Kaç aydır neler yaşadığımı biliyor musunuz siz? Dışladınız sesimi çıkarmadım, bağırdınız sesimi çıkarmadım, hakaret ettiniz sesimi çıkarmadım, bana kendimi bir pislik gibi hissettirdiniz, sığıntı gibi hissettirdiniz yine sesimi çıkarmadım. Beni sevin demiyorum ama ben de bir insanım yahu!" Ceren'in sesi titremeye başlamıştı ve gözlerinden yaşlar boşalıyordu. Sezi ve ben ne yapacağımızı bilemez halde kalakalmıştık. Ceren'den asla böyle bir tepki beklemiyorduk. Karşımda yere oturmuş hüngür hüngür ağlayan kadına bakarken aklım söylediklerini tekrar ediyordu.
Minik'in empatiyi unuttuğumu söylediği doğruydu. Kendi acısına odaklanıp çevresinde olan bitenin farkında olmayan yalnızca Yekta değildi. Karşımdaki kadın aylardır dolmuştu ve şimdi taşıyordu.
Yerde dizlerini kendine çekerek kafasını gömmüş olan kadına yaklaşmıştım. Ağlamaları hıçkırıklarına karışıyordu. Yanına çökmüş ve ellerimi omzuna koymuştum.
"Özür dilerim." En az ben kadar o da şaşkındı. Ben... Ben Cerenden özür dilemiştim... Daha ilk Ceren'in geldiği gün saçını başını yolmamam için arkadaşlarımın beni tutmaya çalıştığı kadından özür diliyordum. Ama anlamıştım işte onu...
Ceren şaşkınlıkla bana bakıyordu. Kirpikleri ıslak, gözlerinden hala yaşlar süzülüyordu. Arkamı döndüğümde Sezi'nin şaşkınlıktan ağzının açık kaldığını fark etmiştim. Sezi'ye Ceren'le olan konuşmamızı anlatmıştım. Sezi, Ceren'in Yekta'nın intikam planından haberinin olmayışını dinledikten sonra yüzü yumuşamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)
Aventura"On dakikaya oradayım." "Ben temiz demeden gelme. Kendini riske atma. Duydun mu beni? Lilya?" Cevap vermeden kulaklığıma basarak görüşmeyi sonlandırmıştım. Kanım kaynıyor, direksiyonu kavrayan avuçlarım kaşınıyordu. Ağzım kulaklarımda, keyfime ise d...