DEĞİŞİM

47 5 8
                                    

"Eveeet, gelelim asıl konuya. Bir şeyler bulabildiniz mi?" Herkes oturduğu yere biraz daha gömülmüştü.

"Lilya, yani... Düşündük düşünmesine de orijinal olduğunu nereden bileceğiz?"

"Kriter şu, buraya bir fikir söylendiğinde içimizden biri dahi biliyorum, derse o hareket iptal."

"İyi ama birlikte ürettiğimiz hareketler de var. Mesela random sürüş..." demişti Pençe.

"Random sürüş için yeterli genişlikte alan mevcut olmayacak."

"Ama bu hareketi dar alana revize edebiliriz. Edemez miyiz?"

Biraz düşünmüştüm. Aslında olabilirdi. "Ama çok tehlikeli Pençe. Ortalarda dubalar var. Eğer dubalara değersen eksi puan alırsın."

"Kendime güveniyorum, değmeyeceğime inanıyorum." Pençe'nin yüzü aydınlanmıştı.

"Tamam o zaman. Sezi sen pistin üç boyutlu bir görselini oluşturabilir misin?"

"Olmuş bil patron!"

"Pençe, Sezi'ye yardım et. Sonra birlikte üç boyutlu görsel üzerinde çalışın. Sezi sana kaç defa manevra hakkın olacağını hesaplasın." En azından içimizden birinin orijinal bir fikri vardı.

"Aklıma bir şey geldi." Kurt hevesle öne atılmıştı. Hepimiz meraklı gözlerle bakıyorduk. Arabasının yanına gitmişti. "Sizce bu arabanın kasasını ne kadar sürede değiştirebiliriz?"

"Ne?" Hepimiz anlamsız gözlerle Kurt'a bakıyordu.

"Lilya! Sen demedin mi? En iyi hangi hareketi yapabiliyorsunuz, düşünün diye... Dört sene önceki bireysel yarışımızı hatırla. Nasıl kazandığımı hatırla..." Hepimizin gözünün önünde aynı anılar canlanıyordu.

Bireysel yarışın bitmesine bir kilometre kadar kalmıştı. O zamanlar Deli lakaplı gerçekten de deli gibi araba kullanan bir yarışçı vardı. Yarışçıların arabalarını haşat etmekle meşhurdu. Yarışın sonuna kadar en az beş aracı pert etmişti. O gün anlaşmamız üzerine Kurt birinci olmalıydı. Hepimiz ona yolu açmaya çalışıyorduk. Fakat Deli pes edecek gibi görünmüyordu. Lakabının aksine yarış anında fazla sivri zekalıydı. Hepimiz bir yanından Deli'yi çevrelemiş, Kurt'un birinci olmasına zemin hazırlamıştık. Fakat erken sevinmeye başlamıştık. Bir anlık dikkatsizliğimiz yüzünden Deli bir anda aramızdaki açıklıktan kaçmış üstüne de birbirimize çarpıp yoldan çıkmamıza sebep olmuştu.

Kurt'un yarışı bitirmesine bir kilometreden az kala Deli son sürat Kurt'a arkadan çarpmış ve bitiş çizgisine doğru ilerlemeye başlamıştı. Kurt gözümüzün önünde etrafında daireler çizerek zar zor durmuştu. Biz yarışı kazanamadığımızı kabullenmişken Kurt hızlı bir karar verip yolda ters dönmüş arabasını çevirmeye bile uğraşmadan geri vitese takıp son sürat Deli'nin peşinden gitmişti.

Deli, kendisini kimsenin takip edemeyeceğine o kadar emindi ki, burun farkıyla Kurt'un yarışı almasına çıldırmıştı. Ağzımız açık Kurt'u izlerken Kurt sanki geri vitesle gitmek için doğmuş gibiydi.

Gözümüzde canlanan anılardan sonra hepimiz heyecanlanmıştık. "Tamam geri vites gideceksin ama arabanın kasası ne alaka?"

"Şaşırtmak için... Herkes geri vites gidebilir. Tamam bu pistte baya zor ama bir sürprizi yok. Arabanın kasasını değiştireceğim. Aslında ben geri geri giderken herkes düz gidiyormuşum gibi algılayacak. Orijinal bir şey görmedikçe eksi üzerine eksi gelecek. Ama sürem bitip de arabamdan indiğimde herkes şok olacak..."

"Harika bir fikir bu!"

"Oha!"

"Zeki it seni!"

Dostlarım şimdiden heyecanlanmıştı. Fakat ben başka bir şey düşünüyordum. "Kurt bu çok riskli. Yani az bir süre var. Arabayı dağıtırsın, süresinde toplamayı başaramazsan yarışamazsın, biliyorsun değil mi?"

MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin