YEKTA'DAN
Bir saat kadar daha Kerim amcanın yanında oturduktan sonra havanın da hafiften ağarmaya başlamasıyla kimsenin bizi görmemesi için yanından ayrılmıştık.
Arabaya bindiğimizde her ne kadar Kerim amcanın yarışa gelme konusundaki Nuh deyip peybamber dememesine canımız sıkılsa da o kadar keyifli bir akşam geçirmiştik ki, ikimizin de yüzü istemsiz bir şekilde gülüyordu.
Lilya sahil şeridi boyunca devam ederken daha önce ilk kez öpüştüğümüz yerin önünden geçtiğimizde bir anda heyecanlanmıştım. "Şurada dur!" İşaret parmağımla yolun kıyısını göstermiştim.
"Ne? Ne oldu?"
Heyecanla yerimde duramazken Lilya bir şey olduğu düşüncesiyle yavaşlamıştı. "Ya dur dedim! Hadi!"
Lilya daha fazla ikiletmeden kenara çekip durduğunda arabadan inmiş, Lilya'nın şaşkın bakışları eşliğinde onun kapısına yönelmiştim. Kapısını açıp elimi uzatmıştım.
"Ne yapıyorsun? Hava aydınlanıyor gitmemiz gerek."
Israrla elimi tutması için önünde sallıyordum. Lilya bir bana bir de uzattığım elime bakıyordu. Çevreyi kimsenin olup olmadığını kolaçan ettikten sonra pes edip elimi tutmuş ve arabadan inmişti.
Lilya'nın sıcacık elleri kalbimin ritmini değiştirirken peşimden onunla ilk öpüştüğümüz yere kadar sürüklemiştim.
"Ne yapı..." Lilya da neden buraya geldiğimizi anlamış olacak ki bir anda sus pus olmuş önce bana daha sonra da doğmak üzere olan ufuktaki güneşe bakmıştı.
"Burayı hatırlıyor musun?" Hatırladığından adım kadar emin de olsam yine de yanaklarına yayılan utancı seyretmenin keyfini çıkarıyordum.
Utancını saklamak için yine saçlarıyla yüzünü kapatmak istemişti ama bu güzelliği saklamasına müsaade etmeyecektim. Eli saçlarına giderken havada yakalamış ve kolumu döndürerek elini belime sarmıştım. İşte şimdi fazlasıyla yakındık artık. Göğsü göğsüme değiyor, nefes alıp verdikçe ritmik bir şekilde alçalıp yükseliyordu. Nefesim nefesine karışırken gözlerini daha net görebilmek için başımı eğmiştim. O da çok geçmeden kafasını usul usul kaldırmıştı. Artık nefeslerimiz hızlanan nabzımızla kesik kesik çıkıyor, heyecandan yutkunmakta zorlanıyorduk.
Artık emindim. Bir umut vardı. Lilya da benimle aynı duyguları yaşıyordu. Birlikte heyecanlanıyor, aynı anda aynı istekle dolup taşıyorduk. Tek düşünebildiğim kiraz dudaklarını ıslayan dilinin hareketiydi. Kaşlarına değen ok gibi kirpiklerini her kırpıştırdığında kalbime saplanıyor gibiydiler. Yüzünün güzelliğini önüne gelerek gölgeleyen asi saçlarını itinayla, usul usul kulaklarının arkasına göndermiştim. Hala bir eli avucumun içinde belimdeydi. Diğer eli ise göğsüme konmuştu.
Saçlarını ittirdikten sonra parmaklarım önce yanağını okşamış, daha sonra boynunda dolanmıştı. İçi ürpermişti, aynı bana olduğu gibi. Misk, amber, gül, vanilya karışımı kokusu beni baştan çıkarıyordu. Denizden gelen ılık rüzgar estikçe saçlarından yayılan çilekli şampuanının kokusu içimi gıdıklıyordu.
"Her şey çok güzel olacak Lilya. Her şey bittiğinde seni kazanmak için savaşacağım. Affettireceğim kendimi. Sana söz veriyorum, bir daha asla seni üzmeyeceğim." Sözler dudaklarımdan çıkarken bir fısıltıyı andırsa da bu benim en güçlü yeminimdi.
Lilya'nın gözlerinde önce umut hareleri dolanmış, daha sonrada geçmişin yükü gözyaşlarına dönüşmüştü. Gözyaşı ceylan gözlerine ağır gelip de süzülürken yanağına bastırmıştım dudaklarımı.
"Şşşş... Bundan böyle ağlamana izin vermeyeceğim."
Gözlerine bakmak için hafif geri çekildiğimde dudaklarımız birbirine öyle yakındı ki, artık onu öpmeden önce icazet isteme sınırını geçmiştim. Derin bir nefes alıp günlerdir aylardır susamış olduğum dudaklarına kavuşacaktım ki...
Uzaklardan gelen polis siren sesi ikimizin de irkilmesine sebep olmuştu. Telaşlı ve korku dolu gözlerle çevremize bakıyorduk. Artık hava aydınlanmış yakınımızda olmasa da çevrede tek tük insan görünüyordu. Büyü bozulmuştu. Belki de rutin bir devriyeydi duyduğumuz siren sesi ama yine de riske atılamayacak kadar sona yaklaşmıştık. Lilya'nın elini tuttuğum gibi arabaya koşmuştuk.
Lilya'nın cebinden çıkardığı anahtarları avucuma almış, muavin kapısını açarak onu içeri almıştım. Daha sonra hiç beklemeden şoför koltuğuna yerleşmiş ve kontağı çalıştırmıştım.
Son sürat şehir içinden çevre yoluna dönen kavşağa girdiğimde artık iyiden iyiye şehirde hayat başlamıştı. Riske atmıştık her şeyi. Çok değil, bir yarım saat önce çıkmış olsaydık yola kimseye görünmeden gidebilirdik. Lilya'ya olan yakınlığımı Cengiz'in duyma ihtimalini düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyor daha da gaza abanıyordum.
Kafamda deli sorular vardı. Bin bir tane tilki birbirini kovalıyor, yakalanan can veriyordu. Ya Cengiz öğrenirse? Ya öğrenir de Turan'a Lilya'yı ispiyonlarsa? Ya Turan Lilya'ya zarar verirse? Ya Cengiz videoları vermezse?
"Tamam, Yekta sakin! Çevre yolundayız artık. Bu saatten sonra çevirme falan olmaz." Lilya telaşlı gözlerle bana bakıyordu.
Lilya'nın telaşını görünce istemsiz bir şekilde gülme gelmişti. "Gören de hızdan korkuyorsun sanır. Korktun mu yoksa sen?" Sesim oyunbaz çıkmıştı. Biraz önceki tüm kafamdaki soru işaretlerini kapatıp bir rafa kaldırmıştım. Lilya'yı güvenle evine bıraktıktan sonra kafayı yerdim.
Lilya'nın yüzünde buruk bir gülümseme oluşmuştu. "Korktum evet. Ama hızdan değil." Sorgularcasına yüzüne bakmaya devam ettiğimde utanarak açıklamıştı. "Sana bir şey olmasından... Yakalanmandan..."
Lilya'nın kucağında duran eline uzanıp dudaklarıma götürmüştüm. Bu seferlik dudaklarıyla değil de pamuk elleriyle yetinmeliydim. Ben ona artık söz vermiştim. Onu üzmek yoktu, kendimi affettirecektim ve her şey bittiğinde bu sefer gerçekten biz olacaktık.
Sessizce yol yapmıştık. Ne o ağzını açıp tek kelime söylemişti ne de ben bu büyülü anı bozmuştum. Elini öptüğüm andan beri eli avcumun içindeydi. Vitesi değiştirmem gerektiğinde direksiyonu dizimle sabitliyor sol elimde çaprazdan değiştiriyordum ama asla elini bırakmıyordum.
Gözleri arada ellerimize kayıyor, bazen dudağının kenarı hafif yukarı kıvrılıyor, bazen ise derin bir nefes alıp veriyor yanak içlerini ısırıyordu. İçinde yaşadığı çelişkinin, güvensizliğin farkındaydım. Ama önemli değildi. Ben kafama koymuştum bir kere. Umut vardı işte...
X O X
Yekta bu kadar umutluyken Lilya'nın son zamanlarda umudunu tamamen yitirmiş olmasının sizce nedeni nedir :)
Sürprizli ve bir o kadar da aksiyonlu bölümler çooook yakında :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)
Aventura"On dakikaya oradayım." "Ben temiz demeden gelme. Kendini riske atma. Duydun mu beni? Lilya?" Cevap vermeden kulaklığıma basarak görüşmeyi sonlandırmıştım. Kanım kaynıyor, direksiyonu kavrayan avuçlarım kaşınıyordu. Ağzım kulaklarımda, keyfime ise d...